2001

Bir Starın Hikayesi – Yusuf İzel 2

Sam Amca’nın veremediği şöhret
Tarkan’ın ‘çiş meselesi’nden dolayı başı çok ağrımıştı. Biraz geri çekilmek biraz da hedeflerini, başka yerlerde büyütmek amacıyla yeni arayışlara yöneliyordu. İşte o günlerde menajer Ahmet San ve Atlantic Plak’ın sahibi Ahmet Ertegün’le tanışıyordu…1995 yılında Atlantic Records’un New York’taki merkezinde Tarkan, yeni ufuklara doğru yelken açıyordu. Bu yolun çok uzun ve zahmetli olduğunu hem Ertegün hem de Tarkan çok iyi biliyordu. İşte böyle başlamıştı Tarkan’ın Amerika rüyası. Artık Kral’ın hayranlarının kulağı Yeni Dünya’daydı…
Ancak bir süre sonra işler beklendiği gibi gitmemeye ve Yeni Dünya’dan ilk dedikodular sızmaya başladı. ‘Tarkan hem Ahmet San’la hem de Ahmet Ertegün’le büyük bir uzlaşmazlık içindeydi’. İlk günler yalanlanan dedikodular bir süre sonra Tarkan’ın dilinden resmiyet kazanıyordu, ‘Ben Akdeniz motifleriyle bir kaset yapmak istiyorum, onlar olmaz diyor. Yakında bu işbirliği bitebilir.’ Bir süre sonra gerçekten de Tarkan’ın söylediği çıkıyor ve Tarkan, Amerika Rüyası’na yatmadan uyanmak zorunda kalıyordu. Yeniden sıkıntılı günler başlıyordu Tarkan cephesinde. Çünkü hem herkese Amerika’da albüm yapacağını söylemiş ama bunu henüz gerçekleştirememiş, hem de geciken üçüncü albümden dolayı hızla kan kaybetmeye başlamıştı. Ancak 1997 yılının Temmuz’unda çıkan ‘Ölürüm Sana’ adlı üçüncü albüm, Tarkan’ı tekrar ölümsüzleştirmeyi başarıyordu. Albümün sadece Türkiye’de 3 milyon adet satması ‘Efsaneyi geri döndürmeye’ yetmişti…
Ve bu büyük başarı ünlü plak şirketlerinden Polygram’ın dikkatini de çekiyordu. Talih bir kez daha tüm ümitleri tükenen Tarkan’ın yüzüne güldü. Polygram’ın Fransa Genel Müdürü Alain Veille, ‘Ölürüm Sana’nın hit parçası ‘Şımarık’la şans verdiği Tarkan’ı, Fransa’da listelerin 3, Belçika’da ise 1 numarasına kadar çıkarmayı başarıyordu. Öyle hızlı gidiyordu ki Tarkan, sonunda aralarında Will Smith, Ricky Martin ve Cher gibi ünlülerin de bulunduğu 1999 Wolrd Music Award’dan ‘Yılın En Çok Satan Ortadoğulu Şarkıcısı’ ödülünü alarak taçlanıyordu. Sam Amca’nın ülkesinde bulamadığı şöhret Tarkan’a dünyanın diğer ülkelerinden cömertçe bağışlanmıştı.

i1Sezen Aksu’yla kesişen yol…
Tarkan, ikinci albümle birlikte yepyeni bir tarz çizdi kendisine. Ancak bu, Sezen Aksu’yu ‘Minik Serçe’ yapmayı başaran yoldu…
Tarkan, kendisine müzik dünyasında iyi bir yer edinmek için; yıllardır çabalayıp duran ağabey ve ablaları gibi pek zorlanmadı. O sadece iki albümle koskoca bir krallık yaratmayı başardı kendisine. Ama şöhrete giden yolda gizliden gizliye kopya çektiği birisi vardı. O kişi ise sık sık yollarının kesişeceği Sezen Aksu’dan başkası değildi…
Tarkan, ilk albümünün ardından ikinci albümle birlikte yepyeni bir yol çizdi kendisine. Ancak bu Sezen Aksu’yu ‘Minik Serçe’ yapmayı başaran yoldu… Ana başlıklarla; doğallık, samimiyet, derinliği olan şarkı sözleri ve mesafeli olduğu kadar yakın davranan bir dil.
Sezen, ‘Müthiş bir masumlukla, arı bir şekilde seviyorlar beni. Çünkü dolaysız bir ilişki, duyguyla koruyorsunuz ilişkiyi’ diyordu; Tarkan ise, ‘Beni bu memleket kırıttığım için seviyor. Gerçekten onlar bilir benim samimiyetimi’. Sezen, ‘Her konser her şarkı bir sevişme, seyirciyi duymak, onu bedeninde, duygularında hisssetmek müthiş bir doygunluk’ derken Tarkan ise, ‘O anda sahnede uçuyorum sanki. Öyle konsantre oluyorum ki, her şey bir anda içimden dökülüveriyor. Karşımda binlerce insanı görünce müthiş keyifleniyorum’diyordu.
Onca öğrenci yetiştirmiş ve bu işin raconunu bilen Sezen’den etkilenmemek mümkün değildi belki de… Tarkan, daha sonraki dönemde bir adım daha atarak ona dünya starlığının kapılarını açan şarkıları da ‘Kraliçem’ dediği Sezen’den almayı başardı. Sezen’in kendisi belki açılamamıştı dünyaya ama Tarkan vasıtasıyla bu mümkün olmuştu…
Yunanlı köylülerden Rus Kızılordu Korusu’na kadar herkes, ‘Yakalarsam Mucuk Mucuk’ diyordu. Tarkan’ın ünü bu kadar alıp yürümüşken peki Sezen ne diyordu bu işe?… İyi giden ilişkiler ilk kez 28 Kasım 1998 yılında Sezen Aksu’nun MESAM’a başvurarak yurtdışındaki telif haklarını istemesiyle bozuluyordu. Zamanla iki dostun arası açılacak; Sezen, Tarkan’la görüşmeyecek, sonra da son albümü için bir tane bile beste vermeyecekti Tarkan’a. Çünkü her ipte sadece bir cambaz oynardı ve o tek cambazlık kontenjan için şimdi iki aday vardı…
aksam.com.tr

Bir yanıt yazın

error: Content is protected !!