Tarkan, bir George Michael

Bir yıl içinde Avrupa müzik listelerinin en üst sıralarına yükseldi. Sadece birkaç ayda 15-25 yaş grubunun idolleri arasına giriverdi. Monako’da en iyi Ortadoğulu sanatçı ödülünü aldı. Ve bunları sadece tek bir albümle başardı. ‘Simarik’’ Avrupa’da marangozundan işadamına, otobüs şoföründen öğretmenine kadar herkesin dilinde. Ancak bu başarı kendiliğinden gelmedi. Tarkan’ı Tarkan yapan üç ayrı ekip var. Onlar görünmüyorlar ancak o kadar profesyoneller ki, dünyaya Tarkan’ı nasıl göstereceklerini iyi biliyorlar. Universal Music bünyesinde sadece Paris’te Tarkan’ın kariyerini belirlemek için üç kişi görev yapıyor. Bir başka ekip, yalnız Tarkan’ın Fransa’daki promosyon çalışmalarıyla ilgileniyor. Tarkan’ın Fransa dışındaki uluslararası müzik piyasasında ilişkilerini düzenleyen

bir başka ekip daha bulunuyor. Aynı zamanda Universal Music’in Avrupa’nın her ülkesinde Tarkan’la ilgili gelişmeleri takip eden yerel ekipleri var. Bu destek grubunun önemli isimlerinden, Universal Music France’ın Podis Markası Genel Müdürü Alain Veille’le Tarkan’ı konuştuk.

TARKAN FIRTINASI
Tarkan Fransa’dan sonra Belçika, Hollanda, Almanya, Avusturya, İsviçre, İspanya ve Portekiz’de de aynı etkiyi yarattı.

Universal Music şimdi de Tarkan’ı Güney Amerika, Japonya, İskandinavya pazarına tanıtmak için kolları sıvadı.

Tarkan’ın sözleşme yaptığı Polygram’ın adı 1 Nisan 1999 tarihinden itibaren Universal Music olarak değişti

Gaultier’nin stilinden çok etkilenen Tarkan aynı zamanda Prada ve Ferre’den de giyiniyor.

Size bir sır vereyim!

Tarkan bugün Fransa’da tanınmış bir kişilik artık. Size küçük bir anımızı anlatayım: Geçen yaz, birlikte Paris sokaklarında dolaşırken, Tarkan bana bir sır vermişti. Kendi ülkesinde sokaklarda özgürce dolaşamadığını söylemiş, burada da kimsenin kendisini sokaklarda tanımıyor olması düşüncesinden rahatsız olduğunu anlatmıştı. Star olma alışkanlığını kaybetmişti. Ben ona bu durumdan olabildiğince yararlanmasını, çok geçmeden bunun da biteceği müjdesini vermiştim. Bugün Tarkan’ın Fransız sokaklarında özgürce dolaşması için yanında bir bodyguard olması gerekiyor ve onun için Paris hayatı artık hiç de eskisi gibi değil.

Tarkan nasıl seçildi? Neden bir Türk şarkıcı?
-Sanatçıları dinlediğimiz ve aralarından bazılarını seçmeye karar verdiğimiz zaman hangi milliyetten olduğu bizim için önemli değildir. Önemli olan yeteneği ve şarkılarının gücü! Biz Tarkan’ı ‘‘Ölürüm Sana’’ albümü vasıtasıyla tanıdık ve özellikle ‘‘Şımarık’’ı dinlediğimizde kendi kendimize bu şarkı evrensel dedik. Müthiş bir ritm duygusu vardı, çok iyi düzenlenmişti ve ‘‘öpücük’’yollama espirisi herkese sesleniyordu. Öpücük bu dünyada iletişim kurmanın en sempatik, en kolay ve en anlaşılır yolu. Bu şarkıdan sonra bütün albümü alıcı gözüyle dinlemeye karar verdik. Ve her bir parçanın farklılığı, repertuarın genişliği bizi çok etkiledi. Bizce Tarkan bu albümüyle ülkesinin sınırlarını çoktan zorlamaya başlamıştı. Hemen Tarkan’ın birlikte çalıştığı İstanbul Plak’la bağlantı kurarak İstanbul’a geldim. Burada Tarkan’ın zaten ünlü star şarkıcılardan biri olduğunu öğrendim. Tarkan’la karşılaşıp onunla ilgili projelerimizi ve yapmayı hedeflediklerimizi anlatmaya karar verdim. Sonra da bizi biraraya getiren anlaşma oldu.

Tarkan’ın uluslararası ününde sizin payınız büyük. Onun bu yükselişi başarılı bir ekip çalışmasının eseri aslında…
-Universal Music bünyesinde Tarkan’ın lansmanı için çok hızlı ve etkin çalışacak bir çekirdek kadro oluşturduk. Belirlenen bütün stratejiler ve kararlar İstanbul Plağın onayıyla uygulamaya sokuldu. Paris’te Tarkan’ın kariyerini koordine etmekle sorumlu üç kişi görev yapıyoruz. Bunun yanında sanatçının dergi ve televizyonlara vereceği röportaja kadar her türlü medya ilişkilerini düzenleyen ve sadece promosyonla ilgilenen bir ekip daha var. Ve aynı zamanda albümün Fransa dışındaki gelişimini izleyen bir başka grup daha bulunuyor. Ve her Avrupa ülkesinde Universal’a bağlı sanatçılarla ilgilenen yerel ekiplerimiz Tarkan’ın bu ülkelerdeki tanıtımını da üstlenmiş durumdalar.

ÜÇ EKİP FAALİYETTE
Universal Music bünyesindeki Podis markasının genel müdürüsünüz. Podis nedir? Faaliyet alanınınızı biraz anlatır mısınız?
-Universal Music France kendi içinde otonom olan ve amacı değişik sanatçıları bulup çıkarmak olan birçok markadan oluşuyor. Podis de bu markalardan biri. Podis’in özelliği önceden bir çalışma yapmış, eseri olan sanatçıları keşfetmek. Benim çalışma alanım ise kendi ülke sınırları içinde kalmış uluslararası nitelikteki sanatçıları dünyaya taşımak. Bir kere kontrat imzalandı mı o sanatçının pazarlanmasından, promosyonundan ve uluslararası gelişiminden Podis sorumludur. Burada Tarkan’ın tüm hakları Podis’in ürün müdürü tarfından korunur. Ürün müdürümüz Karine Moral, Pazarlama müdürümüz Pascal Mayer ve ben, Tarkan’ın uluslararası kariyerini şekillendiriyoruz. TV, radyo, basın promosyonları için bağımsız çalışan birçok firmayla bağlantı kurduk. Aralarında profesyonelliğine güvendiğimiz Annie Markhan’ın ekibinde karar kıldık.

Tarkan için Avrupa’da özel bir hedef kitlesi belirlemiş miydiniz?
-Başından beri Tarkan’ı uluslararası bir sanatçı olarak görüyorduk. Bu yüzden mesela Fransa’daki Türk komünitesi bizim için bir hedef kitle değildi. Zaten onlar başından beri Tarkan’ın destekçisiydi. Tarkan için 7’den 77’ye geniş bir kitleyi hedef aldık. Yine de özellikle 15-25 yaş arası genç kuşağa yöneldik. Ve hedefin tam kalbinden vurduk!

KIYAFETİ KENDİ SEÇİYOR
Tarkan’ın imajını Avrupa’ya adapte etmek için özel bir çaba sarfettiniz mi?
-Tarkan görünümünde çok titiz. Giyim tarzını Avrupalıların zevkine uygun bir şekilde kendi kendine adapte etti. Özel bir markayı tercih etmiyor. Türk stilisti ve ürün müdürümüz Karine Moral’ın yardımıyla kıyafetlerini kendisi seçiyor. Gaultier’nin stilinden çok etkilendiğini söyleyen sanatçı, aynı zamanda Prada ve Ferre’den de giyiniyor. Her çıkardığımız yeni single için yeni bir klip çekiyoruz. Ve Tarkan’ın televizyondaki çekimleriyle ilgili her defasında onun görünümü üzerinde çalışıyoruz.

Tarkan’ın albümü hangi kategoride yer alıyor?
-Sanatçının single’ları ve albümleri en çok satan en hit parçalar arasında sınıflandırıldı. Bir başka deyişle Tarkan’ın albümü kendi ülkesinde ve yurtdışında en çok satan diğer şarkıcılarla rekabet içinde.

EROTİKLİĞİNİ KRİTER ALMADIK
Türkçe çok yabancısı olduğunuz bir dil. Tarkan’ı lanse ederken dil faktörünü dikkate aldınız mı? Halk Türkçeyi benimsedi mi?
-Yalan söylemiyorum. Bugüne kadar hiçbir Türk sanatçısının eseri ne Fransız televizyonunda ne de radyosunda yayınlanmıştı. Bu yüzden radyo ve televizyon programcılarını bize güvenmeleri konusunda ikna etmek, Tarkan’ın kapasitesine güvenmelerini sağlamak, onun çok geniş bir kitleye hitap edeceğinden emin olduğumuzu anlatmak biraz hassasiyet gerektiren bir konuydu. Bunun için tek yol onları Tarkan’ın konserine davet etmekti. Geçen yıl Ağustos ayında hepsi İstanbul’daki konserde hazır bulundu. Ve herkes Paris’e Tarkan’dan etkilenmiş bir şekilde, çok hoş anılarla döndü. Derken gelişmeler birbirini izledi ve Tarkan’ın radyo televizyonlardaki ilk görüntüleriyle birlikte satışlar şaha kalktı. Tarkan’ın diğer ülkelerdeki tanıtımını yapmak için Fransa örneğini kullanmak yeterliydi. Türkçe hiçbir sorun yaratmadı. Ben bile bütün şarkılarını ezbere söyleyebiliyorum ama ne anlama geldiğini bilmiyorum. Türkçe çok hoş bir dil. Önceleri ülkenize geldiğimde bu dil başımı döndürüyordu, kendimi kaybolmuş gibi hissediyordum ama şimdi kulak aşinalığı mıdır, bilmiyorum, bazen bazı şeyleri anlayabiliyorum.

Tarkan’ın Avrupa’daki imajının şekillendirilmesinde Jean Paul Gaultier’nin katkısı olduğu yolunda söylentiler var…
-Gaultier Tarkan’ın imajına bir katkıda bulunmadı. Ama Tarkan’ı Olympia’daki konserinde alkışlayanlar arasında o da vardı. Konser sonrası biraraya gelip birbirlerinin başarısını övdüler.

İNGİLİZCE YETERLİ
Tarkan’ın sahnede çok erotik bir kişiliği var. Onun bu yönünü sanatçıyı Avrupa ve dünya müzik piyasasına lanse ederken bir kriter olarak dikkate aldınız mı?
-Ben onu ilk dinlediğimde sahnede görmemiştim. Bu yüzden Tarkan’ın yükselişinin başında erotik kişiliği bizim için bir kriter olmadı. Şarkısı ve sesi etkiledi bizi. Biz çok sonra onun bu çekici kişiliğini sahnedeyken farkına vardık. Zaten biz erotik sanatçılara alışkınız. Ve bu noktayı hiçbir zaman bir agresyon ya da provokasyon olarak görmedik. Müzik ve cinselliği tıpkı George Michel gibi at başı giden Tarkan onunla aynı çizgide yer alıyor.

Tarkan’ın Universal Music’le yaptığı sözleşmede belirli bir kiloda kalması, formunu koruması, Fransızca öğrenmesi gibi uyması gereken özel hükümler var mı?
– Tarkan’a yeni bir yabancı dil öğrenmesi gibi bir mecburiyet getirmedik. Ulaştığı noktaya bakarsanız eğer, o zaman Tarkan’ın Fransızca, Almanca, Portekizce, Flamanca, İtalyanca ya da Rusça da bilmesi gerekirdi…Çünkü albümleri bu dillerin konuşulduğu ülkelerde çok satıyor…Tarkan bizimle ve gazetecilerle ingilizce konuşuyor, bu yeterli.

JAPONYA’DAN G. AMERİKA’YA
Tarkan’la ilgili uzun vadeli projeleriniz neler? Yeni bir albüm daha çıkacak mı? Bu albüm hangi dilde olacak ve Universal France’la uzun süre çalışmaya devam edecek mi?
-Tarkan’ın birinci albümüyle ilgili çalışmamız henüz bitmedi. Dünyayı bir domino gibi düşünürsek, her ülke birbiri arkasına açılıyor. Bu albümden sonra Tarkan’ı seçimlerinde ve kariyerinde izlemeye devam edeceğiz. Şunu iyi bilmek gerekiyor ki, kayıt yapma seçimi Tarkan’dan ve istanbul Plaktan geçiyor. İstanbul Plak ve Tarkan bu albümle ilgili çalışmalarımızı nasıl desteklediler ve bize nasıl güvendilerse, bizim de bundan sonraki albümlerini aynı sanatsal çizgide sürdürecekleri konusunda onlara güvenimiz sonsuz. Tarkan uluslararası kamuoyunun ondan ne beklediğini biliyor ve aynı zamanda kendi ilk kamuoyuna da yani Türk seyircisine sadık kalıyor.

Universal France’ta kalacak mı?
-Tarkan’ın sözleşme yaptığı Polygram, 1 Nisan 1999 tarihinden itibaren Universal Music olarak değişti. Öncelikle bunu duyurmak istiyorum. Kontratımız Türkçe çıkacak üç albüm üzerinden yapıldı. Universal France, Tarkan’la gurur duyuyor. Bugün elde ettiğimiz sonuçlar Tarkan, Universal France ve İstanbul Plak olarak bizi birlikte devam etmeye teşvik ediyor. Kazanan bir formülü değiştirmeye gerek yoktur, değil mi?

Tarkan’ın bu yılki konserleriyle ilgili bilgi verebilir misiniz?
-Tarkan’ın ilk diski Fransa, Belçika, Hollanda, Almanya, Avusturya, İsviçre, İspanya ve Portekiz’de aynı etkiyi yarattı. Ocak ayından Nisan’a kadar bu ülkelerde konser verdi. Şimdi İtalya, İngiltere, İskandinavya, Rusya, Avustralya, Japonya ve Güney Amerika’ya konsantre oluyoruz. Sanatçı için en büyük zorluk yeni çalışmaları, konserleri ve promosyonlar arasındaki dengeyi sağlayabilmek. Öncelikleri belirlemek, bunlar arasında sağlıklı seçimler yapmak ve bunları akıllı bir şekilde koordine etmek gerekiyor.
hurriyet.com.tr

error: Content is protected !!