Volkan
24-05-06, 11:39
Arkadaşlar bugün sizinle bambaşka bir konuyu paylaşmak istiyorum. Bu haber cumartesi günü Hürriyrt gazetesi 'cumartesi' ekinde yayınlandı. Ben de sizlerle bu haberi paylaşıp kendi çapımda ulaşabildiğim kadar kişiye ulaşıp Ece için bir şeyler yapmaya çalışıyorum.Haber şöyle :
Ece yaşayacak
Bu bir genç kızın yaşam öyküsü. Yaşamak için verdiği mücadelenin öyküsü. Ve bana çok dokundu. 160 bin YTL kimileri için pırıl pırıl bir cipin parası.
Kimileri için, bir gecelik sahneye çıkmanın bedeli. Kimileri bu parayı bir gecede kumar masasına bırakabiliyor. Kimileri ise bu parayı bekliyor umutla. Yaşamak için! Bursa’nın Orhangazi İlçesi’nde lisede okuyan gencecik bir kız, geçtiğimiz yıl basit bir halsizlik şikayetiyle sağlık ocağına gidiyor. Buradan sevk edildiği Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde lösemi hastası olduğunu öğreniyor. Tüm dünyası bir anda kararıyor. Hani derler ya, paranın gözü kör olsun, diye. İşte 19 yaşındaki Ece Uslu’ya ilik nakli için 160 bin YTL gerekiyor. Bu para onu yeniden hayata döndürecek. Şu anda Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi görmeye başlayan Ece’ye ilik bulundu ama para hálá bulunamadı. Hastalığı yüzünden üniversite hayallerini erteleyen Ece, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen yüzünden gülümsemeyi eksik etmiyor. Hayata ve insanlara güveniyor, onu yaşatacak paranın kısa sürede toplanacağına inanıyor.
Adı: Ece
Soyadı: Uslu
Şimdi 19 yaşında.
Üç yaşında babasını kaybetti.
İki ablası ve anacığıyla bir başlarına kaldılar.
Yedi yaşında okula başladı her çocuk gibi.
Koştu, oynadı doyasıya her oyunu.
Ama nedense ayak uyduramıyordu arkadaşlarına her zaman. Hemen yorulur bir köşede kalırdı.
Çabucak hastalanırdı.
Uzun yıllar hasta olduğunu bilmediler
Anlamadılar o zamanlar.
Çabucak yorulurdu.
O minik ayakları halsizleşir, eli ayağı tutmazdı.
O sadece arkadaşlarıyla oynamak isteyen küçük bir çocuktu oysa.
Bir de hatırladığı; anacığı oyuna pek salmak istemezdi onu.
Ortaokula başlayınca, bazı şeyleri daha iyi anladı.
Kendisine dikkat etmeli, koşmamalı, diğer çocuklar gibi oynamamalıydı doyasıya arkadaşlarıyla.
Uzaktan seyretmek onları ne zordu bilseniz.
Ama arkadaşlarının neşe kaynağıydı her zaman.
Onların gözlerindeki gizli eleme hep cıvıl cıvıl gözlerle cevap verdi.
Yaşamak ne güzel şeydi herkesle birlikte.
Lisede tanıştı o sinsi hastalıkla, sınavlara hazırlanırken hastalandı iyice.
Gerçi yoklukta, ha deyince de doktora gidilmezdi ki...
Gitti sonunda; lösemi dediler Ece kızın hastalığının adına.
Lösemi; kan kanseriymiş meğer.
Dünyası yıkıldı Ece’nin.
Nerden çıkmıştı bu lösemi denen şey.
Halbuki o okuyacaktı; okuyacaktı ama üniversite sınavına girmesine bile izin vermedi bu illet.
Oysa o kadar hazırlanmıştı ki sınav için. O kadar hayal kurmuştu ki...
Ama arkadaşları sınava girerken o hastanedeydi.
Çıkıp gidemedi hasta odasından, ama hálá hazırlanıyor fırsat buldukça. Ama şimdi daha azimli, artık doktor olmaya kararlı. Kendi gibi hasta olan çocukları kurtarmak için.
Orhangazi çok programlı lisesinde okudu.
Çalışkan bir öğrenci, arkadaşlarının canı ciğeri,
Lisede öğretmenlerinin gözbebeği,
Anasının sevimli kuzusu, ablalarının nazlı bebeği.
Amcasının bir tanesi...
Onun tüm isteğiyse doktor olmak.
Ve kendisi gibi hasta çocukları iyileştirmek.
Tüm dileği.
Tabii bir de yaşamak...
Bu güzelim dünyada bizim gibi yaşamak...
Kaç kere yattı hastanelere.
Kaç defa taburcu oldu; hiç saymadı.
Her giriş çıkışta biraz daha eridi, ama umudu hiç tükenmedi
Bu hastalığı da yenecekti Ece.
Dostları, sevenleri destek oldular aileye.
Her hastaneye yatışında, arkasında hep sevgiyle dolu gözleri vardı anacığının, ablalarının, köydeki dostların ve bir de can arkadaşlarının.
Zamanı tıp fakültesi koridorlarında geçti, okul koridorları yerine.
En sonunda ilik nakli gerekir dediler Ece kız için doktorlar.
Artık son kez bir umut vardı onun için.
İstanbul Yeditepe Üniversitesi hastanesinde ilik nakli ameliyatı olması gerekiyordu.
Ama nasıl olacaktı bu iş?..
Bu ameliyat için 160 milyar gerekli, dediler.
2006 Haziran sonuna kadar bulunmalıydı para.
Nereden bulunurdu ki?
Zaten, babacığı öleli beri güç bela yaşamışlardı anacığı ve iki ablasıyla. Elde avuçta bir şey kalmamıştı ki artık.
O yine de hastalığını yeneceğine inanarak düş kurmaya devam ediyordu. Bitiyor muydu bu düş yoksa, Bitecek miydi?
Dünyada bu kadar hayırsever insan varken.
Ece’nin bu düşünün son bulmasına seyirci mi kalacaktık!
Bu düşün bitmemesi için sizi, dostlarınızı, herkesi yardımlaşmaya çağırıyoruz...
Ece Uslu, şu anda Yeditepe Üniversitesi hastanesinde yatıyor ve sürekli olarak A Rh+ Trombosite (sarı kan)’a ihtiyacı var.
Kendisine nakledilecek ilik hazır; fakat 160 bin YTL değil.
Ece kızın yaşamasını isteyen, arkadaşları ve tüm sevenleri Bursa Valiliği’nin 05.05.2006 tarih ve 1531 sayılı yardım toplama ve izni ile açılan,
Vakıfbank Orhangazi şubesi : 0015 800 728 594 8146 numaralı banka hesabına katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Ne kadar olduğu önemli değil, verebileceğiniz en küçük miktar bile bir genç kızı ölümden uzaklaştırabilir.
Bilgi için 0555 273 67 24 numaradan amcası Metin Uslu’ya, hath128@hotmail.com veya haticephaselis@yahoo.com e.mail adreslerinden ise ablası Hatice Uslu’ya ulaşabilirsiniz.
Bu haberi aynı zamanda : http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/4442439.asp?yazarid=50 sitesinden de okuyabilirsiniz.
Hepinize şimdiden çok teşekkürler...
Ece yaşayacak
Bu bir genç kızın yaşam öyküsü. Yaşamak için verdiği mücadelenin öyküsü. Ve bana çok dokundu. 160 bin YTL kimileri için pırıl pırıl bir cipin parası.
Kimileri için, bir gecelik sahneye çıkmanın bedeli. Kimileri bu parayı bir gecede kumar masasına bırakabiliyor. Kimileri ise bu parayı bekliyor umutla. Yaşamak için! Bursa’nın Orhangazi İlçesi’nde lisede okuyan gencecik bir kız, geçtiğimiz yıl basit bir halsizlik şikayetiyle sağlık ocağına gidiyor. Buradan sevk edildiği Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde lösemi hastası olduğunu öğreniyor. Tüm dünyası bir anda kararıyor. Hani derler ya, paranın gözü kör olsun, diye. İşte 19 yaşındaki Ece Uslu’ya ilik nakli için 160 bin YTL gerekiyor. Bu para onu yeniden hayata döndürecek. Şu anda Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi görmeye başlayan Ece’ye ilik bulundu ama para hálá bulunamadı. Hastalığı yüzünden üniversite hayallerini erteleyen Ece, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen yüzünden gülümsemeyi eksik etmiyor. Hayata ve insanlara güveniyor, onu yaşatacak paranın kısa sürede toplanacağına inanıyor.
Adı: Ece
Soyadı: Uslu
Şimdi 19 yaşında.
Üç yaşında babasını kaybetti.
İki ablası ve anacığıyla bir başlarına kaldılar.
Yedi yaşında okula başladı her çocuk gibi.
Koştu, oynadı doyasıya her oyunu.
Ama nedense ayak uyduramıyordu arkadaşlarına her zaman. Hemen yorulur bir köşede kalırdı.
Çabucak hastalanırdı.
Uzun yıllar hasta olduğunu bilmediler
Anlamadılar o zamanlar.
Çabucak yorulurdu.
O minik ayakları halsizleşir, eli ayağı tutmazdı.
O sadece arkadaşlarıyla oynamak isteyen küçük bir çocuktu oysa.
Bir de hatırladığı; anacığı oyuna pek salmak istemezdi onu.
Ortaokula başlayınca, bazı şeyleri daha iyi anladı.
Kendisine dikkat etmeli, koşmamalı, diğer çocuklar gibi oynamamalıydı doyasıya arkadaşlarıyla.
Uzaktan seyretmek onları ne zordu bilseniz.
Ama arkadaşlarının neşe kaynağıydı her zaman.
Onların gözlerindeki gizli eleme hep cıvıl cıvıl gözlerle cevap verdi.
Yaşamak ne güzel şeydi herkesle birlikte.
Lisede tanıştı o sinsi hastalıkla, sınavlara hazırlanırken hastalandı iyice.
Gerçi yoklukta, ha deyince de doktora gidilmezdi ki...
Gitti sonunda; lösemi dediler Ece kızın hastalığının adına.
Lösemi; kan kanseriymiş meğer.
Dünyası yıkıldı Ece’nin.
Nerden çıkmıştı bu lösemi denen şey.
Halbuki o okuyacaktı; okuyacaktı ama üniversite sınavına girmesine bile izin vermedi bu illet.
Oysa o kadar hazırlanmıştı ki sınav için. O kadar hayal kurmuştu ki...
Ama arkadaşları sınava girerken o hastanedeydi.
Çıkıp gidemedi hasta odasından, ama hálá hazırlanıyor fırsat buldukça. Ama şimdi daha azimli, artık doktor olmaya kararlı. Kendi gibi hasta olan çocukları kurtarmak için.
Orhangazi çok programlı lisesinde okudu.
Çalışkan bir öğrenci, arkadaşlarının canı ciğeri,
Lisede öğretmenlerinin gözbebeği,
Anasının sevimli kuzusu, ablalarının nazlı bebeği.
Amcasının bir tanesi...
Onun tüm isteğiyse doktor olmak.
Ve kendisi gibi hasta çocukları iyileştirmek.
Tüm dileği.
Tabii bir de yaşamak...
Bu güzelim dünyada bizim gibi yaşamak...
Kaç kere yattı hastanelere.
Kaç defa taburcu oldu; hiç saymadı.
Her giriş çıkışta biraz daha eridi, ama umudu hiç tükenmedi
Bu hastalığı da yenecekti Ece.
Dostları, sevenleri destek oldular aileye.
Her hastaneye yatışında, arkasında hep sevgiyle dolu gözleri vardı anacığının, ablalarının, köydeki dostların ve bir de can arkadaşlarının.
Zamanı tıp fakültesi koridorlarında geçti, okul koridorları yerine.
En sonunda ilik nakli gerekir dediler Ece kız için doktorlar.
Artık son kez bir umut vardı onun için.
İstanbul Yeditepe Üniversitesi hastanesinde ilik nakli ameliyatı olması gerekiyordu.
Ama nasıl olacaktı bu iş?..
Bu ameliyat için 160 milyar gerekli, dediler.
2006 Haziran sonuna kadar bulunmalıydı para.
Nereden bulunurdu ki?
Zaten, babacığı öleli beri güç bela yaşamışlardı anacığı ve iki ablasıyla. Elde avuçta bir şey kalmamıştı ki artık.
O yine de hastalığını yeneceğine inanarak düş kurmaya devam ediyordu. Bitiyor muydu bu düş yoksa, Bitecek miydi?
Dünyada bu kadar hayırsever insan varken.
Ece’nin bu düşünün son bulmasına seyirci mi kalacaktık!
Bu düşün bitmemesi için sizi, dostlarınızı, herkesi yardımlaşmaya çağırıyoruz...
Ece Uslu, şu anda Yeditepe Üniversitesi hastanesinde yatıyor ve sürekli olarak A Rh+ Trombosite (sarı kan)’a ihtiyacı var.
Kendisine nakledilecek ilik hazır; fakat 160 bin YTL değil.
Ece kızın yaşamasını isteyen, arkadaşları ve tüm sevenleri Bursa Valiliği’nin 05.05.2006 tarih ve 1531 sayılı yardım toplama ve izni ile açılan,
Vakıfbank Orhangazi şubesi : 0015 800 728 594 8146 numaralı banka hesabına katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Ne kadar olduğu önemli değil, verebileceğiniz en küçük miktar bile bir genç kızı ölümden uzaklaştırabilir.
Bilgi için 0555 273 67 24 numaradan amcası Metin Uslu’ya, hath128@hotmail.com veya haticephaselis@yahoo.com e.mail adreslerinden ise ablası Hatice Uslu’ya ulaşabilirsiniz.
Bu haberi aynı zamanda : http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/4442439.asp?yazarid=50 sitesinden de okuyabilirsiniz.
Hepinize şimdiden çok teşekkürler...