HakanÇelik
25-08-08, 12:45
Tarkan konserleri, Türkiye için bir fenomen bence.
Bunu rahatça söyleyebilirim, çünkü Tarkan’ın Açıkhava Tiyatrosu’nda verdiği son konsere gittim; Tarkanmania’nın içine düştüm, ağzım bir karış açık kaldı, gerçekten, literally buydu yani durum!
Yaşları ortalama 15-25 arası (40’lı 50’li yaşlarda olanlar da vardı), en az 6-7 bin kişi, perde açıldığı andan itibaren kendinden geçiyor ama belki de kendine dönüşüyor aslında.
Tarkan, seyircisinin enerjisini açığa çıkarıyor zira.
Tarkan, siyaseten ve ideolojik olarak bastırılmak istenen -ki büyük bir oranda başarılmıştır bu- toplumun enerjisini, özellikle genç kuşakların enerji potansiyelini olağanüstü bir beceriyle coşkuya, heyecana, neşeye dönüştürüyor.
Tarkan, insanları harekete geçiriyor.
Konserlerini oturarak izlemek artık pek mümkün değil anlaşılan; son yıllarda seyircilerin çoğunluğu ayakta ve dans ederek izliyor bu konserleri.
Sahne/star-seyirci ayrımı bu konserlerde geçerli değil mesela. Ciddi bir bütünleşmeye tanık oluyor insan. Bu fenomen, Tarkan’ın sadece insanları eğlendirme gücüyle ilgili değil. İnsanların kendi enerji potansiyellerini keşfederek mutlu olmalarını da sağlıyor o.
Tarkan’ın sahnesi artık kuralları olan belirli bir çerçeve içine oturtulmuş bir sahne değil. Hem seyirciyle kurulan ilişkiye göre, hem de oluşan duygu akışına göre uygun olarak gelişen bir açık sahne. Tarkan, bir ilişki virtüözü durumuna gelmiş adeta; hem seyircisini hem de kendisini, anında, yakaladığı durumlara göre değiştirebiliyor ve yönlendiriyor.
Tarkan, gerçek bir sahne insanı olgunluğuna erişmiş durumda. Sadece şarkı söylemekten zevk almıyor, sahne kültürü içinde olmaktan da zevk alıyor bence; sahnede olup biteni bir bütün olarak değerlendirmeyi başarmış çünkü.
Açıkhava konserlerindeki sahne kullanımı, dekor olarak da son derece başarılı. Önemli bir led şov ve lazer şov, şovun atraktif gücünü zenginleştiriyor. Lazer şov, aynı anda seyirci alanını da kapsıyor.
Tarkan’ın sahnesi her şeyden önce Türkiye’de pek rastlanmayan duygu-hareket bütünlüğü oluşturuyor. Birbirlerinin karşıtı gibi yorumlanan bu iki unsuru, Tarkan kuzu kuzu birleştirmeyi ve bir güzelliğe dönüştürmeyi başarmış durumda. Türkiye’de pek rastlanmayan tarzda inovatif bir pop star o. Kamuya sunduğu sahnesiyle, profesyonel foto-klip-videolarıyla, hatta bazı mesajlarıyla, örneğin, doğanın ve uygarlıkların kurtulmasıyla ilgili aktivistliğiyle ciddi boyutta bir yenilikçi.
Tarkan’ın bu yenilikçiliği, farklı boyutlarda -şarkı ve albüm üretimleri dâhil- daha da zenginleşebilir; dış know-how kaynaklarını, stratejik ortaklıklarını, bilgi edinmelerini daha da profesyonelleştirerek güçlendirebilir.
Tarkan’ın enerjisi, özellikle gençliğin üzeri örtülmüş enerjisini tetikliyor velhasıl.
http://www.taraf.com.tr/yazar.asp?mid=1655
Bunu rahatça söyleyebilirim, çünkü Tarkan’ın Açıkhava Tiyatrosu’nda verdiği son konsere gittim; Tarkanmania’nın içine düştüm, ağzım bir karış açık kaldı, gerçekten, literally buydu yani durum!
Yaşları ortalama 15-25 arası (40’lı 50’li yaşlarda olanlar da vardı), en az 6-7 bin kişi, perde açıldığı andan itibaren kendinden geçiyor ama belki de kendine dönüşüyor aslında.
Tarkan, seyircisinin enerjisini açığa çıkarıyor zira.
Tarkan, siyaseten ve ideolojik olarak bastırılmak istenen -ki büyük bir oranda başarılmıştır bu- toplumun enerjisini, özellikle genç kuşakların enerji potansiyelini olağanüstü bir beceriyle coşkuya, heyecana, neşeye dönüştürüyor.
Tarkan, insanları harekete geçiriyor.
Konserlerini oturarak izlemek artık pek mümkün değil anlaşılan; son yıllarda seyircilerin çoğunluğu ayakta ve dans ederek izliyor bu konserleri.
Sahne/star-seyirci ayrımı bu konserlerde geçerli değil mesela. Ciddi bir bütünleşmeye tanık oluyor insan. Bu fenomen, Tarkan’ın sadece insanları eğlendirme gücüyle ilgili değil. İnsanların kendi enerji potansiyellerini keşfederek mutlu olmalarını da sağlıyor o.
Tarkan’ın sahnesi artık kuralları olan belirli bir çerçeve içine oturtulmuş bir sahne değil. Hem seyirciyle kurulan ilişkiye göre, hem de oluşan duygu akışına göre uygun olarak gelişen bir açık sahne. Tarkan, bir ilişki virtüözü durumuna gelmiş adeta; hem seyircisini hem de kendisini, anında, yakaladığı durumlara göre değiştirebiliyor ve yönlendiriyor.
Tarkan, gerçek bir sahne insanı olgunluğuna erişmiş durumda. Sadece şarkı söylemekten zevk almıyor, sahne kültürü içinde olmaktan da zevk alıyor bence; sahnede olup biteni bir bütün olarak değerlendirmeyi başarmış çünkü.
Açıkhava konserlerindeki sahne kullanımı, dekor olarak da son derece başarılı. Önemli bir led şov ve lazer şov, şovun atraktif gücünü zenginleştiriyor. Lazer şov, aynı anda seyirci alanını da kapsıyor.
Tarkan’ın sahnesi her şeyden önce Türkiye’de pek rastlanmayan duygu-hareket bütünlüğü oluşturuyor. Birbirlerinin karşıtı gibi yorumlanan bu iki unsuru, Tarkan kuzu kuzu birleştirmeyi ve bir güzelliğe dönüştürmeyi başarmış durumda. Türkiye’de pek rastlanmayan tarzda inovatif bir pop star o. Kamuya sunduğu sahnesiyle, profesyonel foto-klip-videolarıyla, hatta bazı mesajlarıyla, örneğin, doğanın ve uygarlıkların kurtulmasıyla ilgili aktivistliğiyle ciddi boyutta bir yenilikçi.
Tarkan’ın bu yenilikçiliği, farklı boyutlarda -şarkı ve albüm üretimleri dâhil- daha da zenginleşebilir; dış know-how kaynaklarını, stratejik ortaklıklarını, bilgi edinmelerini daha da profesyonelleştirerek güçlendirebilir.
Tarkan’ın enerjisi, özellikle gençliğin üzeri örtülmüş enerjisini tetikliyor velhasıl.
http://www.taraf.com.tr/yazar.asp?mid=1655