eskalen
30-03-08, 19:42
"UĞRUNA KAFALARDA KAMERA KIRILAN BİR SANATÇIMIZ BİLE YOK! BİTMİŞ BU SEKTÖR. KİMİ YAŞLANDI, KİMİ DE GENÇ OLMASINA RAĞMEN İŞİ BİLMİYOR. PARIS HILTON GİBİ VASIFSIZ BİR SKANDALCIYA GÖSTERİLEN İLGİNİN ZERRESİNE MAZHAR OLAN BİR SANATÇIMIZ YOK. MÜZİK DÜNYAMIZA VE SANATÇILARIMIZA BOYNU BÜKÜKLER ŞARKISINI GÖNDERİYORUM." BEKİR HAZAR YAZIYOR.
Boynu bükükler
Geçtiğimiz günlerde bir dost meclisinde muhabbet ediyorduk.
Konu sanat dünyasının starlarıydı.
“Kim Star” sorusu gündemimizdeydi.
Sırayla Hülya Avşar, Gülben Ergen, Ebru Gündeş ve yaşıtları olan diğerleri masaya yatırıldı. Evet onlar da bir döneme damga vurmuşlardı.
Ancak gençliğin duvarlarında poster olamıyorlardı artık.
“Tarkan” dedi birisi. Diğeri atıldı hemen; “O yaşlı artık” diye.
On beş dakika ''Tarkan yaşlı mı değil mi'' tartışması yaşadık.
Sonuçta oy birliğiyle karar verildi. Evet Tarkan da yaşlıydı.
O da pat diye eleniverdi. Ne Serdar Ortaç ne de Davut Güloğlu.
Onlar da genç değillerdi artık.
Peki gençlerin durumu ne? “Keremcem” dedi bir arkadaşımız.
Tamam da bir star gibi hareket ediyor mu? Bir yıldız havası var mı, çıkıyor konsere şarkısını söylüyor ve gidiyor. O kadar.
Türkiye''ye Paris Hilton diye bir kız geldi. Kameramanlar birbirini ezdi.
Havaalanında yumruklar konuştu. Kafalara kameralar vuruldu.
Keremcem için kavga eden var mı, birbirini ezen var mı? Yok. Üstelik Paris Hilton denilen kadının hiçbir vasfı yok. Skandal ve rezillik üzerine rezillik yapıyor sadece.
Ne şarkısı var ne oyunculuğu.
Ama bizim gazeteciler bile onun için birbirini yiyor.
Hatta onunla röportaj için günler öncesinden sıraya girip adlarını yazdırdılar.
Daha ötesi önlerine bir kağıt uzatıldı. “Şu ve bu soruları Paris Hanımefendi''ye sormayacağıma dair namusum ve şerefim üzerine and içerim.” gibisinden sözleşmelere imzalar atıldı.
Bizim sanatçılarımızla röportaj için sıraya giren var mı? Yok.
Bizim sanatçılarımızla röportaj için and içip yemin sözleşmesi imzalayan, namus şeref sözü veren var mı? Yok. Bizimkiler için kafasına kamera patlatılan var mı? Yok.
Yeminle söylüyorum hiç görmedim.
Ne bileyim, Demet Akalın, Murat Boz Hepsi Kızları ve diğerleri…
Yüz tanesini varsa bin tanesini yan yana koy… Yok oğlu yok…
Bazen bazı sanatçılarımızın konserlerinde üzerlerine saldırıyor hayranları…
Gömleklerini parçalıyor, ancak biliyoruz ki içten parçalayan yok. Hemen hepsi düzmece. Yani önceden ayarlanmış. Kamera ışıkları yandığında talimatla saldırıya geçiyorlar.
O kadar. Bir sahici gömlek yırtıcısı olan sanatçımız bile yok. Ne acı bir durum bu.
Paris Hilton''a gösterilen ilginin zerresi kalmamış bu sektörde.
Müzik piyasamız hızla geriye gidiyor. Ne gitmesi yahu? Batıyor…
Sektöre “Boynu bükükler” şarkısını armağan etmekten başka yapabileceğim bir şey yok. Ekranlara bakıyoruz hep aynı sanatçılar 15-20 günde bir aynı programlar.
Nöbetçi eczane gibiler. Çünkü program yapımcıları çıkaracak sanatçı bulamıyor.
Geçenlerde nostalji şarkılarıyla eski sanatçılardan bir grubu çıkardılar ekrana,
Müthişti. Meğerse eski şarkılar şarkı, eskiler de sanatçıymış.
Hala unutulmuyor hala dillerde şarkıları… Yenilere gelince…
Bu sene söyledikleri şarkı ertesi yıl tedavülden kalkıyor, kimsenin aklına gelmiyor.
Kim, niye uğruna kamera kırsın? Bazı şarkılar da uyandı işe…
Baktılar müzik piyasası batmış, artık dikiş tutturulamıyor…
Adamlar gitti filmci oldu.
Makiniist! Ses!
Bekir Hazar-Yeni Şafak
bekirhazar@ucankus.com
Boynu bükükler
Geçtiğimiz günlerde bir dost meclisinde muhabbet ediyorduk.
Konu sanat dünyasının starlarıydı.
“Kim Star” sorusu gündemimizdeydi.
Sırayla Hülya Avşar, Gülben Ergen, Ebru Gündeş ve yaşıtları olan diğerleri masaya yatırıldı. Evet onlar da bir döneme damga vurmuşlardı.
Ancak gençliğin duvarlarında poster olamıyorlardı artık.
“Tarkan” dedi birisi. Diğeri atıldı hemen; “O yaşlı artık” diye.
On beş dakika ''Tarkan yaşlı mı değil mi'' tartışması yaşadık.
Sonuçta oy birliğiyle karar verildi. Evet Tarkan da yaşlıydı.
O da pat diye eleniverdi. Ne Serdar Ortaç ne de Davut Güloğlu.
Onlar da genç değillerdi artık.
Peki gençlerin durumu ne? “Keremcem” dedi bir arkadaşımız.
Tamam da bir star gibi hareket ediyor mu? Bir yıldız havası var mı, çıkıyor konsere şarkısını söylüyor ve gidiyor. O kadar.
Türkiye''ye Paris Hilton diye bir kız geldi. Kameramanlar birbirini ezdi.
Havaalanında yumruklar konuştu. Kafalara kameralar vuruldu.
Keremcem için kavga eden var mı, birbirini ezen var mı? Yok. Üstelik Paris Hilton denilen kadının hiçbir vasfı yok. Skandal ve rezillik üzerine rezillik yapıyor sadece.
Ne şarkısı var ne oyunculuğu.
Ama bizim gazeteciler bile onun için birbirini yiyor.
Hatta onunla röportaj için günler öncesinden sıraya girip adlarını yazdırdılar.
Daha ötesi önlerine bir kağıt uzatıldı. “Şu ve bu soruları Paris Hanımefendi''ye sormayacağıma dair namusum ve şerefim üzerine and içerim.” gibisinden sözleşmelere imzalar atıldı.
Bizim sanatçılarımızla röportaj için sıraya giren var mı? Yok.
Bizim sanatçılarımızla röportaj için and içip yemin sözleşmesi imzalayan, namus şeref sözü veren var mı? Yok. Bizimkiler için kafasına kamera patlatılan var mı? Yok.
Yeminle söylüyorum hiç görmedim.
Ne bileyim, Demet Akalın, Murat Boz Hepsi Kızları ve diğerleri…
Yüz tanesini varsa bin tanesini yan yana koy… Yok oğlu yok…
Bazen bazı sanatçılarımızın konserlerinde üzerlerine saldırıyor hayranları…
Gömleklerini parçalıyor, ancak biliyoruz ki içten parçalayan yok. Hemen hepsi düzmece. Yani önceden ayarlanmış. Kamera ışıkları yandığında talimatla saldırıya geçiyorlar.
O kadar. Bir sahici gömlek yırtıcısı olan sanatçımız bile yok. Ne acı bir durum bu.
Paris Hilton''a gösterilen ilginin zerresi kalmamış bu sektörde.
Müzik piyasamız hızla geriye gidiyor. Ne gitmesi yahu? Batıyor…
Sektöre “Boynu bükükler” şarkısını armağan etmekten başka yapabileceğim bir şey yok. Ekranlara bakıyoruz hep aynı sanatçılar 15-20 günde bir aynı programlar.
Nöbetçi eczane gibiler. Çünkü program yapımcıları çıkaracak sanatçı bulamıyor.
Geçenlerde nostalji şarkılarıyla eski sanatçılardan bir grubu çıkardılar ekrana,
Müthişti. Meğerse eski şarkılar şarkı, eskiler de sanatçıymış.
Hala unutulmuyor hala dillerde şarkıları… Yenilere gelince…
Bu sene söyledikleri şarkı ertesi yıl tedavülden kalkıyor, kimsenin aklına gelmiyor.
Kim, niye uğruna kamera kırsın? Bazı şarkılar da uyandı işe…
Baktılar müzik piyasası batmış, artık dikiş tutturulamıyor…
Adamlar gitti filmci oldu.
Makiniist! Ses!
Bekir Hazar-Yeni Şafak
bekirhazar@ucankus.com