Nzl
07-05-06, 10:01
Tarkan'ımıza ne oldu?
Albümde eski menajere teşekkür!
Film nerede, nasıl koptu?
Tarkan inişte mi? Güzellik yarışmasına solist olarak çıktı, yıllardır beklenen albümü çok satmadı, bir kumarhanede sahneye çıkacak... Kıl Oldum Abi günlerinden gazino sahnesine bir star analizi...
Tarkan'ımıza ne oldu?
O inişte mi? Herkes bunu konuşuyor. Kimisi açık açık onu eleştiriyor, kimisi ise ona sahip çıkıyor, moral veriyor. Tarkan'a büyük bir sevgimiz var, OK. Fakat, "Biz Onu Seviyoruz Özel Hayatı Bizi İlgilendirmez" veya "Meyve Veren Ağaç Taşlanır" korosunun ses sanatçıları bu yazıyı okumasın hiç. Çünkü öyle peçeleme durumu yoktur bu yazıda. Adı üstünde popüler müzik sanatçısı. Onun tadı, her şeyinin konuşulup, gözetlenmesinde, bazen ısırılıp bazen öpülmesinde. Şimdi UFO'su ile memleketimize henüz park etmiş bir uzaylı olsa ve ona şu Amerikalı Tarkan'ı bize tarif et desek acaba ne cevap verir? Salaş kıyafetler giyerek havaalanında yaşayan ve kız arkadaşı ile arabanın arka koltuğunda minimum 15 dakika süren ateşli öpüşmeler yapan bir şarkıcınız der mi acaba?
GÖZLER SULANIYORDU
Tarkan'ın gözü kara tavrı ile Kıl Oldum Abi diyerek, baygın orta yaş sound'u Türk pop şarkıların arasından sıyrıldığı 90'lara gitmek istiyorum önce. Kazandığı her ödülü, her başarıyı sonuna kadar hak eden bir performansı vardı Tarkan'ın. En rezil şarkıyı azıcık mırıldanması bile insanların gözünü sulandırıyordu, öylesine nefis ve sade bir ses. Sıkı bir dans, muhteşem bir çekicilik ve kalite demekti Tarkan. İşin komik yanı, aslında bunların çoğunun hâlâ geçerli olması. Bu topraklar üstünde şarkı söyleyen en iyi erkek sanatçı hâlâ o. Hâlâ hangi firma, hangi yönetmen, hangi müzisyen ona hayır diyebilir? Hâlâ o bir Tarkan... İyi peki, ama şimdi neden herkes ona sallar oldu? Dürüst olalım, evet herkes ona sallıyor. Has arkadaşı Yonca Evcimik bile "Artık dans etmeyi öğrenmeli," demiş geçen gün. İki yıl önce Yonca'nın bunu söylemeye pek cesaret edemeyeceğinden eminim.
BEKLENTİLER FAZLAYMIŞ
Film nerde koptu? Müzik dünyasında iki görüş hakim... Müzisyenler ve prodüktörler "İngilizce albüm Come Closer tutmadı, şarkı yok star da yok, geçmiş olsun," diyorlar. Bir de diğer grup var. Medyada hakim bu görüş ise "Tarkan markası yönetilemedi, çocuk bir kaos yaşıyor," diyor. Peki hangisi? Ya da, dehşet dolu cevap: Her ikisi!.. Come Closer, acıklı bir 50 bin tanecik satma durumunda olsa da, çok kötü bir albüm değil. En büyük problemi, İngilizce olduğu için albüme kayıtsız kalmamız. Aslında bu, Amerika'da Ahmet Ertegün ile başlayan maceranın geç kalmasının acı ödenen bir faturası. Ve ne acıdır ki, burada sanatçının pek fazla kabahati yok. Çünkü Tarkan, bu dünya starlığı yoluna girdiğinde Türkiye'de hâlâ İngilizce şarkılar, yabancı filmler ve yabancı diyarlarla ilgili her şey bir alkış nedeniydi. Oysa bugün cheesecake severim diyene yan gözle bakma durumu var yahu. O zaman öcü alınacak bir çuval hikâyemiz ve Polat Alemdar isimli yerli malı Rambo da yoktu piyasada. Tarkan'ın İngilizce şarkısı beterin beteri bile olsa herkes coşku ile alkışlayacaktı onu. Fakat, şimdi 'İngilizce mi söylemiş?' diyor sokaktaki insan ve arkadan bir gıcık 'Hııııı hııı' tonu geliyor. Treni kaçırma durumu var bu tarafta. Okyanus ötesinde ise dans, hip-hop ve rock gibi üç ana müziğin en taş örnekleri listeleri istila ederken, Tarkan'ın Come Closer albümünün sound'u biraz light kaçıyor. Sanki biraz ondan, biraz bundan sound'u, biraz risk almaktan korkan bir müzik dinliyoruz. Karamsar olmayalım yine de, Come Closer albümü dünya müzik piyasasında kendine bir yer edinecektir mutlaka. Fakat, bu İngilizce albümde şarkıdan fazla beklentiler de varmış, şimdi ortaya iyice çıkıyor. Türk'ün dünya ile imtihanı yani. Times'a kapak olması, dünya listelerine birinci sıradan girmesi, Uzakdoğu stadyumlarında verilen dev konserler, onu parçalayan Latin dilberler... Sanırım bunu beklemişiz, o habire havaalanı demeçleri verirken. Sonra bir gün internete Bounce düştü ve 'Aaa' olduk; 'Bu ne? Kaşık havası mı?' Oysa, sanatçımız işte Doğu Batı sentezini yapmıştı bir şekilde. 90'ların en büyük geyiğini notaya dökmüştü: Bizim ezgilerimizle bezenmiş İngilizce bir şarkı yapmıştı. Dünya şapka çıkaracaktı buna. Fakat değil dünya, kendi ülkesinde bile pek bir şey olmadı, kimse yükselmedi bu şarkıya. Sonra dendi ki, o bir demoydu. "Okey bekleyelim," dedik, fakat baktık çok değişen şey yok. Bir de vasat klip geldi ve fısıltı gazetesi sormaya başladı? Dağ fare mi doğurdu?
Albümde eski menajere teşekkür!
Alpay Aydın adında bir adam (eski menajeri) onun hakkında iki kitap yazmıştır, MegaMasal ve MegaRoman. Bu kitaplarda onun eşcinsel olduğu ve bir kömürlükte pardösü üstünde seks yaptığı iddia edilmektedir. Yine çok şaşıracak bir şey değil. Dünya hizmetçisi veya menajeri tarafından özel hayatları kitap haline dönüştürülüp (gerçek ya da yalan fark etmez) hayatı karartılan starlarla doludur. Örneğin Lady Diana, bir kitapta azize, bir diğerinde seks manyağı gibi anlatılmıştır... Fakat, sıkı durun; hiçbiri kalkıp bu tip insanlara albümlerinde teşekkür etmezler. Evet, Tarkan'ın yıllarını verdiği İngilizce albümde Alpay Aydın'a teşekkür yazısı var!!! Alpay'ın kendi bile çok gülmüş. Ha öyle 'Ferrasini Satan Bilge' olgunluğu falan gibi bakamayacağım olaya, kimse kusura bakmasın. Büyük bir hatadır bu. Pop müzik dünyasında çarklar hızla döner, starların bu kadar Pollyanna olmasına da hiç gerek yoktur. Üstelik bu hafta "Alpay şantaj yaptı bana," dediği için, Alpay Aydın'ın ona manevi tazminat davası açacağı da söyleniyor...
http://arsiv.sabah.com.tr/2006/05/07/cpsabah/gnc121-20060507-102.html
Albümde eski menajere teşekkür!
Film nerede, nasıl koptu?
Tarkan inişte mi? Güzellik yarışmasına solist olarak çıktı, yıllardır beklenen albümü çok satmadı, bir kumarhanede sahneye çıkacak... Kıl Oldum Abi günlerinden gazino sahnesine bir star analizi...
Tarkan'ımıza ne oldu?
O inişte mi? Herkes bunu konuşuyor. Kimisi açık açık onu eleştiriyor, kimisi ise ona sahip çıkıyor, moral veriyor. Tarkan'a büyük bir sevgimiz var, OK. Fakat, "Biz Onu Seviyoruz Özel Hayatı Bizi İlgilendirmez" veya "Meyve Veren Ağaç Taşlanır" korosunun ses sanatçıları bu yazıyı okumasın hiç. Çünkü öyle peçeleme durumu yoktur bu yazıda. Adı üstünde popüler müzik sanatçısı. Onun tadı, her şeyinin konuşulup, gözetlenmesinde, bazen ısırılıp bazen öpülmesinde. Şimdi UFO'su ile memleketimize henüz park etmiş bir uzaylı olsa ve ona şu Amerikalı Tarkan'ı bize tarif et desek acaba ne cevap verir? Salaş kıyafetler giyerek havaalanında yaşayan ve kız arkadaşı ile arabanın arka koltuğunda minimum 15 dakika süren ateşli öpüşmeler yapan bir şarkıcınız der mi acaba?
GÖZLER SULANIYORDU
Tarkan'ın gözü kara tavrı ile Kıl Oldum Abi diyerek, baygın orta yaş sound'u Türk pop şarkıların arasından sıyrıldığı 90'lara gitmek istiyorum önce. Kazandığı her ödülü, her başarıyı sonuna kadar hak eden bir performansı vardı Tarkan'ın. En rezil şarkıyı azıcık mırıldanması bile insanların gözünü sulandırıyordu, öylesine nefis ve sade bir ses. Sıkı bir dans, muhteşem bir çekicilik ve kalite demekti Tarkan. İşin komik yanı, aslında bunların çoğunun hâlâ geçerli olması. Bu topraklar üstünde şarkı söyleyen en iyi erkek sanatçı hâlâ o. Hâlâ hangi firma, hangi yönetmen, hangi müzisyen ona hayır diyebilir? Hâlâ o bir Tarkan... İyi peki, ama şimdi neden herkes ona sallar oldu? Dürüst olalım, evet herkes ona sallıyor. Has arkadaşı Yonca Evcimik bile "Artık dans etmeyi öğrenmeli," demiş geçen gün. İki yıl önce Yonca'nın bunu söylemeye pek cesaret edemeyeceğinden eminim.
BEKLENTİLER FAZLAYMIŞ
Film nerde koptu? Müzik dünyasında iki görüş hakim... Müzisyenler ve prodüktörler "İngilizce albüm Come Closer tutmadı, şarkı yok star da yok, geçmiş olsun," diyorlar. Bir de diğer grup var. Medyada hakim bu görüş ise "Tarkan markası yönetilemedi, çocuk bir kaos yaşıyor," diyor. Peki hangisi? Ya da, dehşet dolu cevap: Her ikisi!.. Come Closer, acıklı bir 50 bin tanecik satma durumunda olsa da, çok kötü bir albüm değil. En büyük problemi, İngilizce olduğu için albüme kayıtsız kalmamız. Aslında bu, Amerika'da Ahmet Ertegün ile başlayan maceranın geç kalmasının acı ödenen bir faturası. Ve ne acıdır ki, burada sanatçının pek fazla kabahati yok. Çünkü Tarkan, bu dünya starlığı yoluna girdiğinde Türkiye'de hâlâ İngilizce şarkılar, yabancı filmler ve yabancı diyarlarla ilgili her şey bir alkış nedeniydi. Oysa bugün cheesecake severim diyene yan gözle bakma durumu var yahu. O zaman öcü alınacak bir çuval hikâyemiz ve Polat Alemdar isimli yerli malı Rambo da yoktu piyasada. Tarkan'ın İngilizce şarkısı beterin beteri bile olsa herkes coşku ile alkışlayacaktı onu. Fakat, şimdi 'İngilizce mi söylemiş?' diyor sokaktaki insan ve arkadan bir gıcık 'Hııııı hııı' tonu geliyor. Treni kaçırma durumu var bu tarafta. Okyanus ötesinde ise dans, hip-hop ve rock gibi üç ana müziğin en taş örnekleri listeleri istila ederken, Tarkan'ın Come Closer albümünün sound'u biraz light kaçıyor. Sanki biraz ondan, biraz bundan sound'u, biraz risk almaktan korkan bir müzik dinliyoruz. Karamsar olmayalım yine de, Come Closer albümü dünya müzik piyasasında kendine bir yer edinecektir mutlaka. Fakat, bu İngilizce albümde şarkıdan fazla beklentiler de varmış, şimdi ortaya iyice çıkıyor. Türk'ün dünya ile imtihanı yani. Times'a kapak olması, dünya listelerine birinci sıradan girmesi, Uzakdoğu stadyumlarında verilen dev konserler, onu parçalayan Latin dilberler... Sanırım bunu beklemişiz, o habire havaalanı demeçleri verirken. Sonra bir gün internete Bounce düştü ve 'Aaa' olduk; 'Bu ne? Kaşık havası mı?' Oysa, sanatçımız işte Doğu Batı sentezini yapmıştı bir şekilde. 90'ların en büyük geyiğini notaya dökmüştü: Bizim ezgilerimizle bezenmiş İngilizce bir şarkı yapmıştı. Dünya şapka çıkaracaktı buna. Fakat değil dünya, kendi ülkesinde bile pek bir şey olmadı, kimse yükselmedi bu şarkıya. Sonra dendi ki, o bir demoydu. "Okey bekleyelim," dedik, fakat baktık çok değişen şey yok. Bir de vasat klip geldi ve fısıltı gazetesi sormaya başladı? Dağ fare mi doğurdu?
Albümde eski menajere teşekkür!
Alpay Aydın adında bir adam (eski menajeri) onun hakkında iki kitap yazmıştır, MegaMasal ve MegaRoman. Bu kitaplarda onun eşcinsel olduğu ve bir kömürlükte pardösü üstünde seks yaptığı iddia edilmektedir. Yine çok şaşıracak bir şey değil. Dünya hizmetçisi veya menajeri tarafından özel hayatları kitap haline dönüştürülüp (gerçek ya da yalan fark etmez) hayatı karartılan starlarla doludur. Örneğin Lady Diana, bir kitapta azize, bir diğerinde seks manyağı gibi anlatılmıştır... Fakat, sıkı durun; hiçbiri kalkıp bu tip insanlara albümlerinde teşekkür etmezler. Evet, Tarkan'ın yıllarını verdiği İngilizce albümde Alpay Aydın'a teşekkür yazısı var!!! Alpay'ın kendi bile çok gülmüş. Ha öyle 'Ferrasini Satan Bilge' olgunluğu falan gibi bakamayacağım olaya, kimse kusura bakmasın. Büyük bir hatadır bu. Pop müzik dünyasında çarklar hızla döner, starların bu kadar Pollyanna olmasına da hiç gerek yoktur. Üstelik bu hafta "Alpay şantaj yaptı bana," dediği için, Alpay Aydın'ın ona manevi tazminat davası açacağı da söyleniyor...
http://arsiv.sabah.com.tr/2006/05/07/cpsabah/gnc121-20060507-102.html