Derin
06-05-06, 11:25
SABAH/BALÇİÇEK PAMİR---06.05.06
Eskiden Orhan Pamuk misali, röportaj için yabancı basını tercih etmezdi. Şimdi nerede? Başkalarının kırıntılarıyla yetinir olduk
Aranızda eski Tarkan'ı özleyen var mı? Ben özledim. Öncelikle onun ulaşılmazlığını mumla arar oldum. Gerekli gereksiz sürekli ortalarda gözükmezdi. Orhan Pamuk misali, röportaj vermek için yabancı basını tercih etmezdi. Az ve öz röportaj yapardı ama keyifle okunurdu. Şimdi nerede? Yabancı gazetecilerle konuştuklarının artıklarıyla yetinir olduk. İyi mi? Güvenmiyor mudur nedir? Eski Tarkan, birileri "Eşcinsel", dedi diye tersini kanıtlamak için uluorta sevgilisiyle öpüşüp koklaşmazdı. "Size ne kardeşim", havası vardı. Hoş da bir havaydı o. Özel hayatı konusunda şov yapmazdı, şov. O yüzden özeldi. O yüzden farklıydı. Tarkan eskiden kendi stilini kendi yaratırdı. Kıyafetlerini, dansını başkalarına benzetmeye uğraşmazdı. Beğenen olurdu, beğenmeyen de. Ama o kendisi gibiydi. O Tarkan'dı. Geçenlerde güzellik yarışmasında izledim. Ne dansını, ne kıyafetini ne de İngilizce söyleyişini sevdim. Hani büyüdüğünüz mahallenize gider de, hiç eski tadı alamazsınız ya, o tür bir his bu. Egoistçe olduğunu kabul ediyorum. Peki İngilizce söylemesin mi? Söylesin tabii ama hani Türkçe albüm.
***
Kibariye ile düet yaparken bile daha çok kendi gibiydi. Şimdi bir tuhaf. Üstelik onun bu gelişimini "Tarkan çöküyor", diye nitelendirenler de var. O kadar da değil. Yani abartmayalım. Bu ülkeden kolay star yetişmiyor. Üstelik bence star olunmuyor, doğuluyor. Kolay mı bir anda silinmek gitmek... Tarkan'ı ilk tanıdığımda üzerinde çok uzun bir pardösü vardı. Cosmopolitan dergisinde çalışıyordum. O da derginin kapağında yer alan ilk erkek olacaktı. "Bu kadar kısa boya bu kadar uzun pardösü, pes valla", diye düşünmüştüm. Bir ya da iki dakika sürdü negatifliğim. Çünkü bu adamda bir şeyler vardı. Hani şeytan tüyü denilen cinsten. Ünlü falan da değildi o zamanlar. Hepimizi bir anda etkisi altına almıştı. O, daha o zamanlardan stardı. Sonra zaman zaman görüştük. Hep daha değişik, hep şaşırtarak çıktı karşıma. Bir gün bile diğer starlar gibi şımarık olmadı. Bir gün bile burnu büyümedi. Başka dünyaların adamıydı. Hâlâ da öyle, sadece yeni bir arayışta. Ama ben yine de eski Tarkan'ı özlüyorum. Ne yalan söyleyeyim...
http://arsiv.sabah.com.tr/2006/05/06/cpsabah/yaz1150-20-104-20060506-101.html
Eskiden Orhan Pamuk misali, röportaj için yabancı basını tercih etmezdi. Şimdi nerede? Başkalarının kırıntılarıyla yetinir olduk
Aranızda eski Tarkan'ı özleyen var mı? Ben özledim. Öncelikle onun ulaşılmazlığını mumla arar oldum. Gerekli gereksiz sürekli ortalarda gözükmezdi. Orhan Pamuk misali, röportaj vermek için yabancı basını tercih etmezdi. Az ve öz röportaj yapardı ama keyifle okunurdu. Şimdi nerede? Yabancı gazetecilerle konuştuklarının artıklarıyla yetinir olduk. İyi mi? Güvenmiyor mudur nedir? Eski Tarkan, birileri "Eşcinsel", dedi diye tersini kanıtlamak için uluorta sevgilisiyle öpüşüp koklaşmazdı. "Size ne kardeşim", havası vardı. Hoş da bir havaydı o. Özel hayatı konusunda şov yapmazdı, şov. O yüzden özeldi. O yüzden farklıydı. Tarkan eskiden kendi stilini kendi yaratırdı. Kıyafetlerini, dansını başkalarına benzetmeye uğraşmazdı. Beğenen olurdu, beğenmeyen de. Ama o kendisi gibiydi. O Tarkan'dı. Geçenlerde güzellik yarışmasında izledim. Ne dansını, ne kıyafetini ne de İngilizce söyleyişini sevdim. Hani büyüdüğünüz mahallenize gider de, hiç eski tadı alamazsınız ya, o tür bir his bu. Egoistçe olduğunu kabul ediyorum. Peki İngilizce söylemesin mi? Söylesin tabii ama hani Türkçe albüm.
***
Kibariye ile düet yaparken bile daha çok kendi gibiydi. Şimdi bir tuhaf. Üstelik onun bu gelişimini "Tarkan çöküyor", diye nitelendirenler de var. O kadar da değil. Yani abartmayalım. Bu ülkeden kolay star yetişmiyor. Üstelik bence star olunmuyor, doğuluyor. Kolay mı bir anda silinmek gitmek... Tarkan'ı ilk tanıdığımda üzerinde çok uzun bir pardösü vardı. Cosmopolitan dergisinde çalışıyordum. O da derginin kapağında yer alan ilk erkek olacaktı. "Bu kadar kısa boya bu kadar uzun pardösü, pes valla", diye düşünmüştüm. Bir ya da iki dakika sürdü negatifliğim. Çünkü bu adamda bir şeyler vardı. Hani şeytan tüyü denilen cinsten. Ünlü falan da değildi o zamanlar. Hepimizi bir anda etkisi altına almıştı. O, daha o zamanlardan stardı. Sonra zaman zaman görüştük. Hep daha değişik, hep şaşırtarak çıktı karşıma. Bir gün bile diğer starlar gibi şımarık olmadı. Bir gün bile burnu büyümedi. Başka dünyaların adamıydı. Hâlâ da öyle, sadece yeni bir arayışta. Ama ben yine de eski Tarkan'ı özlüyorum. Ne yalan söyleyeyim...
http://arsiv.sabah.com.tr/2006/05/06/cpsabah/yaz1150-20-104-20060506-101.html