eskalen
21-09-07, 13:49
Şengül Balıksırtı'nın Sabah gazetesi 'Günyadın'da yazdığı makaleyi sunuyorum sizlere....
Tarkan Sokağa İnmiş!
Nişantaşı'nda dolaşan muhabir arkadaşlarımız, her yerde üç-beş korumanın arasında gördükleri Tarkan'ı Nişantaşı'nda sadece sevgilisi Bilge ile görüp fotoğraflamışlar ve haberlerine "Tarkan sokağa indi" başlıklarını atmışlar. Şaşırmışlar yani... Şaşırmakta da haklılar... Tarkan ilk defa böyle bir şey yapıyor çünkü... Ben de şaşırdım... Yıllar önce bir röportaj sırasında da şaşırtmıştı Tarkan. SABAH için yaptığımız bir yazı dizisinde her şeyi sormuştum. Ama en çok şaşırtan kendini içine soktuğu o altın kafesti. "Yalnız başıma asla dışarı çıkamam. Akmerkez'e gidip alışveriş yapamam" demişti. O kadar şaşırmıştım ki; "Niye ne var bunda?" dediğimde, çok olağanüstü bir şeyden söz ediyormuşum gibi "Nasıl yapabilirim ki? Çok utanırım" demişti. Biz onun bu tavırlarını çoğu kez 'star şımarıklığı' olarak adlandırdık. Ama sonra anladım ki, Tarkan çok iyi tanımadığı insanların yanında kendini asla rahat hissedemiyor. Belki de güvensizlik bunun adı... Birkaç yıl önce Avea'nın Los Angeles'daki reklam çekimleri için gazeteciler davet edilmişti. Tarkan, onca yolu kendisiyle röportaj yapmak için gelen gazetecilerle 8 günlük süre içinde sadece bir saat beraber oldu. O kadar uzaktı yani... Kimse yine onun bu tavırlarına bir anlam veremedi. Hadi insanlarla iletişimi bir yana bırakalım ama sokaklarda dolaşamama özgürlüğünü yaşayamamak Tarkan'ın kendi kendine verdiği en büyük cezadır diye düşünüyorum. Çünkü sokak özgürlüktür, sokak hayattır. Tarkan'dan başka kim var diye düşündüm, aklıma bir tek Ajda Pekkan geldi. O da bir başına dolaşamaz, alışveriş merkezlerine gidemez. (Oysa bunları yapabilmek ne kadar büyük özlemdir içinde.) Bu konuda en rahat insan Mustafa Sandal'dır. Her yerde tek başına dolaşır, alışverişini yapar. Tanıdıklarıyla konuşur, kucaklaşır. Emina ile daha geçenlerde Nişantaşı'nda liseli aşıklar gibi dolaşıyorlardı. Serdar Ortaç da öyle... Gece kulüplerine tek başına girer, çıkar, Akmerkez'de dolaşır. Utangaçlık mı yoksa insanın kendine çizdiği sınırlar mı bilemiyorum. Ama gerçek olan şu; yaşamı en iyi sokakta hissedebilirsiniz, konserlerde falan değil.
Kaynak:Sabah/Günaydın/Şengül Balıksırtı
Tarkan Sokağa İnmiş!
Nişantaşı'nda dolaşan muhabir arkadaşlarımız, her yerde üç-beş korumanın arasında gördükleri Tarkan'ı Nişantaşı'nda sadece sevgilisi Bilge ile görüp fotoğraflamışlar ve haberlerine "Tarkan sokağa indi" başlıklarını atmışlar. Şaşırmışlar yani... Şaşırmakta da haklılar... Tarkan ilk defa böyle bir şey yapıyor çünkü... Ben de şaşırdım... Yıllar önce bir röportaj sırasında da şaşırtmıştı Tarkan. SABAH için yaptığımız bir yazı dizisinde her şeyi sormuştum. Ama en çok şaşırtan kendini içine soktuğu o altın kafesti. "Yalnız başıma asla dışarı çıkamam. Akmerkez'e gidip alışveriş yapamam" demişti. O kadar şaşırmıştım ki; "Niye ne var bunda?" dediğimde, çok olağanüstü bir şeyden söz ediyormuşum gibi "Nasıl yapabilirim ki? Çok utanırım" demişti. Biz onun bu tavırlarını çoğu kez 'star şımarıklığı' olarak adlandırdık. Ama sonra anladım ki, Tarkan çok iyi tanımadığı insanların yanında kendini asla rahat hissedemiyor. Belki de güvensizlik bunun adı... Birkaç yıl önce Avea'nın Los Angeles'daki reklam çekimleri için gazeteciler davet edilmişti. Tarkan, onca yolu kendisiyle röportaj yapmak için gelen gazetecilerle 8 günlük süre içinde sadece bir saat beraber oldu. O kadar uzaktı yani... Kimse yine onun bu tavırlarına bir anlam veremedi. Hadi insanlarla iletişimi bir yana bırakalım ama sokaklarda dolaşamama özgürlüğünü yaşayamamak Tarkan'ın kendi kendine verdiği en büyük cezadır diye düşünüyorum. Çünkü sokak özgürlüktür, sokak hayattır. Tarkan'dan başka kim var diye düşündüm, aklıma bir tek Ajda Pekkan geldi. O da bir başına dolaşamaz, alışveriş merkezlerine gidemez. (Oysa bunları yapabilmek ne kadar büyük özlemdir içinde.) Bu konuda en rahat insan Mustafa Sandal'dır. Her yerde tek başına dolaşır, alışverişini yapar. Tanıdıklarıyla konuşur, kucaklaşır. Emina ile daha geçenlerde Nişantaşı'nda liseli aşıklar gibi dolaşıyorlardı. Serdar Ortaç da öyle... Gece kulüplerine tek başına girer, çıkar, Akmerkez'de dolaşır. Utangaçlık mı yoksa insanın kendine çizdiği sınırlar mı bilemiyorum. Ama gerçek olan şu; yaşamı en iyi sokakta hissedebilirsiniz, konserlerde falan değil.
Kaynak:Sabah/Günaydın/Şengül Balıksırtı