oda seviyor
13-06-07, 23:13
Kaç kere aşık oldun?
Belki de hiç olmadım, bilmiyorum.
En çok sevdiğin kadında bulduğun aşkı biraz tarif etsene, şu anda biri geldi aklına herhalde, sormayacağım, nasıl olsa söylemezsin.
Tanımazsın da zaten, lise zamanlarında öyle bir aşk hatırlıyorum, sonraki aşklarım hep beklentiye dayalıymış, onu yeni anlıyorum, kaçmışım korkularımdan. Birkadının kanatları altına sığınmakmış belki de, bilmiyorum.
http://img104.imageshack.us/img104/9701/4f56a1d820dadc4489b5a5bap9.jpg (http://imageshack.us)
Ne anlıyorsun aşktan?
Teslimiyeti anlıyorum.
Karşılıklı teslimiyet mi?
Evet, beklentisizlik anlıyorum, bir o kadar da kalpten bağlılık anlıyorum. Bütünleşme anlıyorum, güç hakimiyeti, güç savaşı yerine tamamlamalı erkek kadın birbirini, dolayısıyla eşit benim gözümde. Tüm zayıflıkların paylaşılmasını anlıyorum, aşkta kompleksti, kapristi, kıskançlıktı, bunları tanımıyorum.
Sadakat?
Sadakat zor. Keşke, keşke... Ben sadık biriyim, onu biliyorum. Sevdim mi, çok eşliliğe inanmıyorum.
Gerçekten mi, oysa erkeklerin çoğu pek sadık kalamıyorlar, kendilerine hak görüyorlar bunu, o an aşık bile olsalar.
Yoo, ben degilim. Sizi dinledim de daha önce televizyonlarda kızarken kadın haklı dedim. Biz erkekler rezil yaratıklarız yani. Yalnız bekar olduğumda çok eşlilik Dlabilir, doğru kişiyi arayıştır, kadın tanımaktır belki. Ama ilişkilerimde aldattığımı da hatırlamıyorum.
En uzun ilişkin ne kadar sürdü?
Elif Dağdeviren'le en uzun ilişkim, 2,5 ya da 3 yıla yakın, sonra olmadı. Kimseyi üzmek istemem ama yaşadığım ilişkiler biraz üzdü beni galiba. Aşka inancımı yitirmedim ama belki kendime inancımı yitirdim biraz.
Yani düşlediğini mi bulamadın ilişkinde ve karşındaki kadında?
Hayır, kendimi hiç tanımamış olduğumu anladım. Önce kendini tanımak lazım, ben kimim, ben ne istiyorum. Çaresizliklerimin, yalnızlıklarımın tuzağına düşmüşüm, bunların farkına vardım. Aşık sanmışım kendimi, korkmuşum yalnız olmaktan, yalnız uyumaktan, şimdi farklı hissediyorum kendimi, şu son birkaç aydır özellikle.
Yok mu şimdi kimse hayatında?
Yok, son sekiz aydır kimse yok, bir o kadar da ilk kez hayatımda, o da yanlış anlaşılacak ama olabildiği kadar çok insanla tanıştım. Yani her gün biri yok hayatımda ama... O zaman kadın tanıma şansım olmadı. Düşünün ben Elif'le beraberken 22 yaşındaydım, daha çocuktum. Aşkı nasıl tanıyabilirim ki o yaşta. Hala tanımıyorum.
İlk suçun çişim geldi demekti...
Çişim geldi dedim ama bu, dünyanın en büyük suçunu işlemişim gibi aktarılınca reddettim bunu, belki ve yeri zamanı doğru değildi ama cinayet mi işledim, banka mı soydum? Belki özür dilemem beklendi, hayır aldım başımı Amerika'ya gittim. Yani hep kalbimi dinledim, susmak gerektiyse sustum, bir şarkıyla anlattım ben kendimi dinleyicime.
Ben konuşmacı değilim, politikacı değilim, müdafaa edecek değilim kendimi. Çıkarım şarkımı söylerim, ben müzisyenim. Kuşkusuz basınla birbirimize ihtiyacımız var, bunu biliyorum. Reddetmiyorum onları, ya da küçümsemiyorum. Ama herşeyin bir sınırı olmalı. Türkiye fazla dejenere olmuştu.
Nasıl koruyacaksın kendini, herkes senin peşinde?
Daha özenli olmam gerektiğini farkettim, basında dilimi anlayacak insanlarla sohbet etmek istiyorum ama gerçekten çok zor. Çok acayip bir şey, herkesi mutlu etmek gerekiyor, belki de gerekmiyor ama o bekleniyor benden de.
Türkiye'de pop müziğin son durumunu nasıl buluyorsun?
Valla müziğin her türünü tüketmişler, çok üzücü. İsim vermemek lazım ama idol dediğimiz insanlar bile bugün yoklar. Üretim tembelliğini hissettim son birkaç yılda, herkes bir şarkıyı söyleyebiliyor, ayrı ayrı stiller, müzik türleri oluşmadı Türkiye'de. Aslında herşy birbirine karıştı, herkes herşeyi söyledi.
Beğendiğin biri var mı Türkiye'de?
Var tabii. Açıkçası son zamanlarda son iki yılda beni fetheden bir şarkı olmadı.
Sezen'in Sarı Odalar'ı, Keskin Bıçak'ı tuttu...
Sarı Odalar'ı çok sevmiştim. Sezen zaten hep ayrı benim için. O idolümdü. Di demek istemiyorum. Hala idolüm bence. Candan Erçetin'in albümü iyiydi mesela, sözleri çok iyi. Herhalde Teoman samimi geliyor ki insanlara ki, galiba şu anda en çok o dinleniyormuş. Samimiyettir aslında yakalayan, çok büyük prodüksiyonlarla şarkılar değil.
Türk kızlarla yabancı kızlar farklı mı?
Evet, ama kadın her yerde aynı. Kadın duygusallığıyla, kuruntulu olmasıyla, diken üzerinde olmasıyla, daha geniş olmasıyla aynı. Herhalde kanım çekiyor, Türk kadını beni daha çok çekiyor. Yabancılarla da ilişkilerim oldu, ama birşeyler tutmuyor, uyuşmuyor.
Sık aşık olmadığına göre yalnız kalıyor musun? Mesela seks yapmadan ne kadar zaman durabilirsin?
En fazla 24 saat dermişim! Hatırlıyorum 6 ay da olmuştur.
Belki de ne zaman istesem bulabilirim diye düşündüğün için durmuşsundur...
Anladım ne demek istediğini, ama öyle düşünmedim. Elimi sallasam ellisi, o yüzden içim rahat olsun demedim. Kadını hiç küçümsemedim hayatımda.
Gel beraber olalım diyen kadın?
Hayır, sana yakıştıramıyorum dedim icabında, bana sempatin varsa benimle ol, sırf seks de olsa ol, ama Tarkan olduğum için olma. Bu bir yarış olmasın. Olmuyor zaten, yatakta da olmuyor bu sefer, o kadın numara kesiyor, bu beni de etkiliyor.
Çentikçi değilsin yani...
Hayır, hiç değilim. Ama cinsel arzularım yüksek. Bazen çok nadir yoldan çıktığım oluyor. Yeter, illa ki herşey duygu olmak zorunda değil deyip birlikte olunabiliyor.
Bazen göreceli birşey, 24 saat de bazen, 6 ay da...
Eyvah çok ele verdim kendimi! Yok yine de duygu çok önemli. Peki ben kadınları merak ediyorum, size bir soru sorayım. Kadınlar nasıl hissediyor, onların yok mudur kendilerini tutamadıkları arzuları?
Belki de hiç olmadım, bilmiyorum.
En çok sevdiğin kadında bulduğun aşkı biraz tarif etsene, şu anda biri geldi aklına herhalde, sormayacağım, nasıl olsa söylemezsin.
Tanımazsın da zaten, lise zamanlarında öyle bir aşk hatırlıyorum, sonraki aşklarım hep beklentiye dayalıymış, onu yeni anlıyorum, kaçmışım korkularımdan. Birkadının kanatları altına sığınmakmış belki de, bilmiyorum.
http://img104.imageshack.us/img104/9701/4f56a1d820dadc4489b5a5bap9.jpg (http://imageshack.us)
Ne anlıyorsun aşktan?
Teslimiyeti anlıyorum.
Karşılıklı teslimiyet mi?
Evet, beklentisizlik anlıyorum, bir o kadar da kalpten bağlılık anlıyorum. Bütünleşme anlıyorum, güç hakimiyeti, güç savaşı yerine tamamlamalı erkek kadın birbirini, dolayısıyla eşit benim gözümde. Tüm zayıflıkların paylaşılmasını anlıyorum, aşkta kompleksti, kapristi, kıskançlıktı, bunları tanımıyorum.
Sadakat?
Sadakat zor. Keşke, keşke... Ben sadık biriyim, onu biliyorum. Sevdim mi, çok eşliliğe inanmıyorum.
Gerçekten mi, oysa erkeklerin çoğu pek sadık kalamıyorlar, kendilerine hak görüyorlar bunu, o an aşık bile olsalar.
Yoo, ben degilim. Sizi dinledim de daha önce televizyonlarda kızarken kadın haklı dedim. Biz erkekler rezil yaratıklarız yani. Yalnız bekar olduğumda çok eşlilik Dlabilir, doğru kişiyi arayıştır, kadın tanımaktır belki. Ama ilişkilerimde aldattığımı da hatırlamıyorum.
En uzun ilişkin ne kadar sürdü?
Elif Dağdeviren'le en uzun ilişkim, 2,5 ya da 3 yıla yakın, sonra olmadı. Kimseyi üzmek istemem ama yaşadığım ilişkiler biraz üzdü beni galiba. Aşka inancımı yitirmedim ama belki kendime inancımı yitirdim biraz.
Yani düşlediğini mi bulamadın ilişkinde ve karşındaki kadında?
Hayır, kendimi hiç tanımamış olduğumu anladım. Önce kendini tanımak lazım, ben kimim, ben ne istiyorum. Çaresizliklerimin, yalnızlıklarımın tuzağına düşmüşüm, bunların farkına vardım. Aşık sanmışım kendimi, korkmuşum yalnız olmaktan, yalnız uyumaktan, şimdi farklı hissediyorum kendimi, şu son birkaç aydır özellikle.
Yok mu şimdi kimse hayatında?
Yok, son sekiz aydır kimse yok, bir o kadar da ilk kez hayatımda, o da yanlış anlaşılacak ama olabildiği kadar çok insanla tanıştım. Yani her gün biri yok hayatımda ama... O zaman kadın tanıma şansım olmadı. Düşünün ben Elif'le beraberken 22 yaşındaydım, daha çocuktum. Aşkı nasıl tanıyabilirim ki o yaşta. Hala tanımıyorum.
İlk suçun çişim geldi demekti...
Çişim geldi dedim ama bu, dünyanın en büyük suçunu işlemişim gibi aktarılınca reddettim bunu, belki ve yeri zamanı doğru değildi ama cinayet mi işledim, banka mı soydum? Belki özür dilemem beklendi, hayır aldım başımı Amerika'ya gittim. Yani hep kalbimi dinledim, susmak gerektiyse sustum, bir şarkıyla anlattım ben kendimi dinleyicime.
Ben konuşmacı değilim, politikacı değilim, müdafaa edecek değilim kendimi. Çıkarım şarkımı söylerim, ben müzisyenim. Kuşkusuz basınla birbirimize ihtiyacımız var, bunu biliyorum. Reddetmiyorum onları, ya da küçümsemiyorum. Ama herşeyin bir sınırı olmalı. Türkiye fazla dejenere olmuştu.
Nasıl koruyacaksın kendini, herkes senin peşinde?
Daha özenli olmam gerektiğini farkettim, basında dilimi anlayacak insanlarla sohbet etmek istiyorum ama gerçekten çok zor. Çok acayip bir şey, herkesi mutlu etmek gerekiyor, belki de gerekmiyor ama o bekleniyor benden de.
Türkiye'de pop müziğin son durumunu nasıl buluyorsun?
Valla müziğin her türünü tüketmişler, çok üzücü. İsim vermemek lazım ama idol dediğimiz insanlar bile bugün yoklar. Üretim tembelliğini hissettim son birkaç yılda, herkes bir şarkıyı söyleyebiliyor, ayrı ayrı stiller, müzik türleri oluşmadı Türkiye'de. Aslında herşy birbirine karıştı, herkes herşeyi söyledi.
Beğendiğin biri var mı Türkiye'de?
Var tabii. Açıkçası son zamanlarda son iki yılda beni fetheden bir şarkı olmadı.
Sezen'in Sarı Odalar'ı, Keskin Bıçak'ı tuttu...
Sarı Odalar'ı çok sevmiştim. Sezen zaten hep ayrı benim için. O idolümdü. Di demek istemiyorum. Hala idolüm bence. Candan Erçetin'in albümü iyiydi mesela, sözleri çok iyi. Herhalde Teoman samimi geliyor ki insanlara ki, galiba şu anda en çok o dinleniyormuş. Samimiyettir aslında yakalayan, çok büyük prodüksiyonlarla şarkılar değil.
Türk kızlarla yabancı kızlar farklı mı?
Evet, ama kadın her yerde aynı. Kadın duygusallığıyla, kuruntulu olmasıyla, diken üzerinde olmasıyla, daha geniş olmasıyla aynı. Herhalde kanım çekiyor, Türk kadını beni daha çok çekiyor. Yabancılarla da ilişkilerim oldu, ama birşeyler tutmuyor, uyuşmuyor.
Sık aşık olmadığına göre yalnız kalıyor musun? Mesela seks yapmadan ne kadar zaman durabilirsin?
En fazla 24 saat dermişim! Hatırlıyorum 6 ay da olmuştur.
Belki de ne zaman istesem bulabilirim diye düşündüğün için durmuşsundur...
Anladım ne demek istediğini, ama öyle düşünmedim. Elimi sallasam ellisi, o yüzden içim rahat olsun demedim. Kadını hiç küçümsemedim hayatımda.
Gel beraber olalım diyen kadın?
Hayır, sana yakıştıramıyorum dedim icabında, bana sempatin varsa benimle ol, sırf seks de olsa ol, ama Tarkan olduğum için olma. Bu bir yarış olmasın. Olmuyor zaten, yatakta da olmuyor bu sefer, o kadın numara kesiyor, bu beni de etkiliyor.
Çentikçi değilsin yani...
Hayır, hiç değilim. Ama cinsel arzularım yüksek. Bazen çok nadir yoldan çıktığım oluyor. Yeter, illa ki herşey duygu olmak zorunda değil deyip birlikte olunabiliyor.
Bazen göreceli birşey, 24 saat de bazen, 6 ay da...
Eyvah çok ele verdim kendimi! Yok yine de duygu çok önemli. Peki ben kadınları merak ediyorum, size bir soru sorayım. Kadınlar nasıl hissediyor, onların yok mudur kendilerini tutamadıkları arzuları?