HakanÇelik
10-06-07, 13:52
Tarkan'ın karma felsefesi müritlerini yarattı. Özcan Deniz, son albümünde Mevlana'dan bahsetti. Sertab Erener Çin felsefesine merak saldı, Mustafa Sandal yanında Buda heykelciği olmadan şarkı sözü dahi yazamaz oldu.... Dikkatli bakın, pop müziğin bir de felsefi yönü var!..
Vaktiyle merhum Cem Karaca, "Müzik felsefenin doruğudur," demişti. Ona göre müziğin felsefesi, söyleyecek sözü olmalıydı. Karaca hayatımızdan ayrıldı, sözleri yadigâr kaldı. Aslına bakılırsa felsefeyle müzik arasındaki irtibatın tarihi binlerce yıl öncesine kadar iniyor, 'Aynı suda iki kez yıkanılamayacağı' sözünü miras bırakan Herakleitos ve onun takipçilerinden Pythagoras alenen müzikle felsefe arasında bağ kurmuş, Pythagoras müziğin bir denklemi olduğunu dahi iddia etmişti.
POZİTİF DÜŞÜN, POZİTİF YAŞA
Onlardan binlerce yıl sonra, aynı coğrafyada müzikle felsefe arasındaki ilişki bir kez daha keşfedildi ve Türk popçuları felsefesi olmayan şarkıya yüz vermez oldu. Özcan Deniz, Hediye albümünde Mevlana'dan dem vurdu hatta Yavuz Bingöl'le polemiğinde de Mevlana'yı anmadan geçmedi. Kenan Doğulu her ABD seferinden sonra yeni bir felsefeyle yurda dönerken, felsefe ithalatçısı olarak kayıtlara geçti. Serdar Ortaç uzun uzun "Neden Çakra?" sorusuna cevap verdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe talim ve terbiyesi alan Sertab Erener'in, Çin çaylarını çok sevmesinden dolayı Çin felsefesine de merak salması, Mustafa Sandal'ın şarkı yazarken Buda heykelini de yakınlarında tutması, Deniz Seki'nin, Şeffaf albümü için, 'şeffaf olmanın felsefi bir duruş olduğu' mealinde sözler söylemesi Türk pop müziğinin felsefeyle kurduğu yakın irtibatın örneklerinden. MFÖ'nün M'si Mazhar Alanson'un Yandım Yandım adlı şarkısını Medine'de Hz. Muhammed'i düşünerek yazdığı kayıtlara geçmişti. Alanson'un sufizmle yakınlığı zaten biliniyordu ama Alanson sayesinde Deniz Arcak ve Zerrin Özer'in de sufiliğe merak saldığından haberdar olduk. Bırakın et yemeyi et ve süt ürünlerini dahi tüketmeyecek kadar vejeteryan (vegan) olan Harun Kolçak da sufizm araştırmalarını zamanla Hıristiyanlık etütlerine çevirmiş ve arkadaşları Ergun Candan ve Yıldıray Yılmaz'la Aziz Malachy Kehanetleri'ne Göre Papa'lığın Sonu adlı bir kitap kaleme almıştı. Papa 16. Benedict'in Türkiye ziyareti sırasında bir kez daha gündeme gelen kitabın promosyon çalışması da, her ne kadar haberi olmasa da bizzat Papa tarafından gerçekleştirilmiş oldu. Tarkan'ın Karma albümü ise pop müzik tarihinde bir ilki oluşturuyordu. Onun sayesinde 'hiçbir şeyin önceden düzenlenmediğini, her şeyin kendisinden bir önce gelenle birlikte, mantık çerçevesi içinde çözümlendiğini, yani Karma felsefesini öğrenmiş olduk. Top sakal bırakacak kadar büyüdüğünü ispat eden Emrah'ın Artı albümü de karma felsefesinin takipçisiydi. Emrah, pozitif düşünmenin erdemlerinden bahsetti, aynı günlerde yeni bir albüm çıkaran Deniz Seki ise, şeffaflığın pozitif düşünmenin bir ürünü olduğunu zikretti. Velhasıl pop müzik içerisinde karma felsefesinin müritleri de ortaya çıktı.
'KOMPİLE' FELSEFE
Herkesin pozitif düşünüp bir şeyler kazandığı bir dönemde artık popçular felsefeden uzak kalmaz oldu. Burak Kut'un Günaydın gazetesine "Komple felsefeciyim," demesi, Kıraç'ın yine aynı gazetede kendi felsefesini (hayata bakış açısını kastediyor ) bir yol olarak açıklaması, yol felsefesinin de olduğunu gösterdi. Kısacası bu yaz bizi daha fazla müzik, daha fazla felsefe bekliyor...
http://img.sabah.com.tr/2007/06/10/pz/im/7E0C48F55AA26144A031B09Ar.jpg
Tarkan: Ne ekersen onu biçersin
Yaşam hassas bir etki tepki dengesi üzerine kuruludur. Dün yaşadıklarımız, bugünkü ruh halimiz yarın karşımıza çıkacak her şey, uzun ince bir zincir gibi birbirleriyle bağlantılıdır.Geçmişte yaptığımız iyi, karma olarak geri döner."
http://www.sabah.com.tr/2007/06/10/pz/haber,96DE9B900F53451DAB2572E9ED891A87.html
Vaktiyle merhum Cem Karaca, "Müzik felsefenin doruğudur," demişti. Ona göre müziğin felsefesi, söyleyecek sözü olmalıydı. Karaca hayatımızdan ayrıldı, sözleri yadigâr kaldı. Aslına bakılırsa felsefeyle müzik arasındaki irtibatın tarihi binlerce yıl öncesine kadar iniyor, 'Aynı suda iki kez yıkanılamayacağı' sözünü miras bırakan Herakleitos ve onun takipçilerinden Pythagoras alenen müzikle felsefe arasında bağ kurmuş, Pythagoras müziğin bir denklemi olduğunu dahi iddia etmişti.
POZİTİF DÜŞÜN, POZİTİF YAŞA
Onlardan binlerce yıl sonra, aynı coğrafyada müzikle felsefe arasındaki ilişki bir kez daha keşfedildi ve Türk popçuları felsefesi olmayan şarkıya yüz vermez oldu. Özcan Deniz, Hediye albümünde Mevlana'dan dem vurdu hatta Yavuz Bingöl'le polemiğinde de Mevlana'yı anmadan geçmedi. Kenan Doğulu her ABD seferinden sonra yeni bir felsefeyle yurda dönerken, felsefe ithalatçısı olarak kayıtlara geçti. Serdar Ortaç uzun uzun "Neden Çakra?" sorusuna cevap verdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe talim ve terbiyesi alan Sertab Erener'in, Çin çaylarını çok sevmesinden dolayı Çin felsefesine de merak salması, Mustafa Sandal'ın şarkı yazarken Buda heykelini de yakınlarında tutması, Deniz Seki'nin, Şeffaf albümü için, 'şeffaf olmanın felsefi bir duruş olduğu' mealinde sözler söylemesi Türk pop müziğinin felsefeyle kurduğu yakın irtibatın örneklerinden. MFÖ'nün M'si Mazhar Alanson'un Yandım Yandım adlı şarkısını Medine'de Hz. Muhammed'i düşünerek yazdığı kayıtlara geçmişti. Alanson'un sufizmle yakınlığı zaten biliniyordu ama Alanson sayesinde Deniz Arcak ve Zerrin Özer'in de sufiliğe merak saldığından haberdar olduk. Bırakın et yemeyi et ve süt ürünlerini dahi tüketmeyecek kadar vejeteryan (vegan) olan Harun Kolçak da sufizm araştırmalarını zamanla Hıristiyanlık etütlerine çevirmiş ve arkadaşları Ergun Candan ve Yıldıray Yılmaz'la Aziz Malachy Kehanetleri'ne Göre Papa'lığın Sonu adlı bir kitap kaleme almıştı. Papa 16. Benedict'in Türkiye ziyareti sırasında bir kez daha gündeme gelen kitabın promosyon çalışması da, her ne kadar haberi olmasa da bizzat Papa tarafından gerçekleştirilmiş oldu. Tarkan'ın Karma albümü ise pop müzik tarihinde bir ilki oluşturuyordu. Onun sayesinde 'hiçbir şeyin önceden düzenlenmediğini, her şeyin kendisinden bir önce gelenle birlikte, mantık çerçevesi içinde çözümlendiğini, yani Karma felsefesini öğrenmiş olduk. Top sakal bırakacak kadar büyüdüğünü ispat eden Emrah'ın Artı albümü de karma felsefesinin takipçisiydi. Emrah, pozitif düşünmenin erdemlerinden bahsetti, aynı günlerde yeni bir albüm çıkaran Deniz Seki ise, şeffaflığın pozitif düşünmenin bir ürünü olduğunu zikretti. Velhasıl pop müzik içerisinde karma felsefesinin müritleri de ortaya çıktı.
'KOMPİLE' FELSEFE
Herkesin pozitif düşünüp bir şeyler kazandığı bir dönemde artık popçular felsefeden uzak kalmaz oldu. Burak Kut'un Günaydın gazetesine "Komple felsefeciyim," demesi, Kıraç'ın yine aynı gazetede kendi felsefesini (hayata bakış açısını kastediyor ) bir yol olarak açıklaması, yol felsefesinin de olduğunu gösterdi. Kısacası bu yaz bizi daha fazla müzik, daha fazla felsefe bekliyor...
http://img.sabah.com.tr/2007/06/10/pz/im/7E0C48F55AA26144A031B09Ar.jpg
Tarkan: Ne ekersen onu biçersin
Yaşam hassas bir etki tepki dengesi üzerine kuruludur. Dün yaşadıklarımız, bugünkü ruh halimiz yarın karşımıza çıkacak her şey, uzun ince bir zincir gibi birbirleriyle bağlantılıdır.Geçmişte yaptığımız iyi, karma olarak geri döner."
http://www.sabah.com.tr/2007/06/10/pz/haber,96DE9B900F53451DAB2572E9ED891A87.html