ozkan1907
26-03-07, 15:00
Tarkan'la 3 gün-3 gece
Tarkan'ı ne kadar tanıyorsunuz bilmiyorum ama bu yazı dizisinde elimden geldiğince onu, Tarkan'ı tanıtmaya çalışacağım. Gerçi biraz zor olacak ama yapacağım.
Çok enteresan bir çocuk. Çocuk diyorum çünkü daha 25 yaşında. Ama neler yaşamış neler? Bu çocuk yaşta Türkiye'nin pop starı olmuş, binlerce hayranı var. Kasetleri milyonlar satıyor, ne yapsa olay oluyor.
Tarkan'la üç gün-üç gece yedik, içtik, birlikte güzel şarkılar söyledik.
12 günlük Almanya turnesinden sonra, ilk defa bu kadar birlikte olduk. Didik didik her şeyini inceledim. Bakışlarını, kaçamaklarını, şarkılarının güzelliğini, nasıl şarkı yaptığını. Her şeyini...
Bu dizide Tarkan neden "Kokun üzerinde gidiyorum uzaklara, çaresizim mecbur bu veda" dediğini, uğruna müziği, sahneleri bırakmayı düşündüğü Elif'ten neden ayrıldığını, Elif'in Yılmaz Erdoğan'la birlikte olduğunu duyunca neler düşündüğünü, erotizminin sebebini, cinsel deneyimlerini her şeyi bulacaksınız.
"Muck muck"un öyküsü, konserleri, hayranları için ne düşündüğünü ve yeni sevgilisinin kim olduğunu öğreneceksiniz.
İşte karşınızda TARKAN...
'Erotizm doğamda var'
"Sezen'le İbo, atv'nin yılbaşı çekimleri için stüdyodaydı. Sezen 'Elimde acayip bir şarkı var' dedi ve başladı söylemeye... 'Seni gidi fındıkkıran... Yakalarsam muck muck' deyince beynimde şimşekler çaktı. Başladık İbo ile nakarat bölümünü söylemeye... İbo'nun öpücük atması inanılmaz komikti.""Erotizm doğamda var. Yetişme tarzım böyle. Çok rahat yaşadım, büyüdüm. İlkokul, ortaokul zamanında, Almanya'da cinsel bilgiler dersi aldım. Cinselliğin gizlenmesi, saklanması gereken bir konu olduğuna inanmıyorum. Ve şarkılarımda bunu ortaya koymayı çok seviyorum."
KENAN ERÇETİNGÖZ
Kaf Dağı'nın arkasında bir kuş varmış. Uzun, hem de çok uzuuun yaşarmış. En az 500 yıl. Ve ömrünün sonuna geldiğini hissettiğinde kendine güzel kokulu dallar ve otlarla yuva kurar, sonra bu yuvayı tutuşturur, kendisi de alevlerin içinde yok olurmuş. O yok olurken yine alevlerin içinden bir yavru kuş belirirmiş...
Bizim Binbir Gece Masalları'ndan bildiğimiz ama kökü eski Mısır'a, Antik Çağ'a kadar giden ve mitolojide "Phoenix" olarak adlandırılan "Zümrütüanka" kuşunun öyküsü bu.
Öldüğü, bittiği sanıldığı sırada küllerinin arasından yeniden doğan insanları simgelemek için de bu efsane anlatılır. Örnek mi? Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Nice badireler atlatan, 7 kez giden Demirel'in 8 kez geri gelmesini "Zümrütüanka" kuşundan daha güzel ne simgeleyebilir ki...
Tarkan da bu efsaneyi çok seviyor. Onda kendinden bir şeyler bulduğunu söylüyor. Birden çıkışı, zirvedeyken birden çekilip uzaklara, çok uzaklara kanat çırpması... Ve herkesin "Unutuldu", "Bitti", "Kasetini çıkaramadı" dediği bir sırada muhteşem dönüşü...
Evet, o da bir "Phoenix", bir "Zümrütüanka" kuşu...
Düşmesi bile olay
Aslında nasıl oldu, anlamadım. Biz tekrar nasıl bir araya geldik de, oturduk dizi yapacak vakit bulduk. Almanya konseri sırasında 12 gün boyunca Tarkan ve Sezen'le yattım, kalktım. Otobüste, konserde, yemekte her yerde beraberdik. Konserler boyunca sürekli Tarkan'ı izliyor, inceliyordum. Yani anlayacağınız dizinin altyapısı Almanya'da hazırlanmıştı. Kısmet bugüneymiş.
Çocuk ne yapsa olay oluyor. İlk gece meşhur Pasha Disko'da buluştuk. Tüm hayranları, garsonlar, herkes "Ağbi nasıl düştün öyle ya" diye sıkıştırdılar...
Uzaylı mı bu çocuk
Karar verdim, insanlar Tarkan'ı kesinlikle insan olarak görmüyorlar. Normal her insanın yapacağı düşme hareketi bile böyle konuşulduğuna göre bu çocuk ya uzaylı, ya da efsanedeki "Zümrütüanka" kuşu olmalı.
"Yani sahneye çıktığım zaman ıslaktı. Yağmur yağıyordu. Koşarak çıktım ve düştüm. Sizin de başınıza gelebilir, normal bir hareket" dedi Tarkan gülerek çevresindeki insanlara...
"Çişim geldi" dediği zaman da aynı şey olmuştu. Acemilik, canlı yayın heyecanı. Biliyorsunuz heyecan çiş getirir. Hatırlıyorum da ilk-ortaokul zamanlarında sözlüye kalktığım zaman çişim gelir, izin isterdim. Tabii o zamanlar canlı yayını bırakın, bu kadar çok televizyon bile olmadığı için konuşulmadım. Belki de şimdi çok meşhur bir adamdım...
"Zaten senin içinde bir starlık var" dedi Tarkan... Teşekkür faslını geçtikten sonra, üç yıl aradan sonra "Çıktı, çıkacak, çıkıyor" denilen, çıktıktan sonra şöyle bir 9.9 şiddetinde bir deprem yaratan "Ölürüm Sana" kasetini, "Yakalarsam muck muck"u, "İkimizin Yerine"yi, anlayacağınız her şeyi konuşmaya başladık.
Tek buzlu beyaz şarap
"Biraz dur da önce yemeğimizi yiyelim" dedi. King Crab salatası ve ardından Fener Balığı tercih etti. Beyaz şarap ama kadehin içine tek küçük bir buz koydurdu. Hafifletirmiş, Fransızlar böyle içermiş. Bir şey daha öğrenmiş olduk.
Bir türlü konuşmaya başlayamıyoruz. Pasha'da Absolut Bar'ın muhteşem ortamında Tarkan sırtını dönmüş boğazı seyrediyor. İnsanlar yanlış anlayacak diye korkuyorum. Yanımda Tarkan var ve bana sırtını dönmüş. Etraftan "Şu terbiyesize bak. Çocuk onunla konuşmuyor, o hâlâ yanında oturuyor. Bu herif de yapıştı mı kimseyi bırakmaz" falan diyecekler diye korktum.
"Tarkan, yüzünden ne hayır gördük ki, arkanı dönüyorsun" deyince, "Dünyada böyle bir güzellik yok. Pasha, boğaz, ortam, Kuleli Askeri Lisesi inanılmaz güzel Kenan, baksana..."
- Tamam bakacağım da, ara sıra da bana bakıp gülersen insanlar yanlış anlamaz.
"Aaa, öyle mi?" diyerek gözleri ile bakışları süzdü ve "Haklısın herkes bize bakıyor" dedi.
Zaten Tarkan geldi diye tüm kadınlar hemen perhiz yaptıklarını anlayarak, yemeyi bıraktılar. Gülüşmeler, kıkırdamalar, bakışlar, "Aaa, öyle mi, Tarkan mı? Yok canım, hani nerde?" diyerek karşısındaki erkekle yer değiştirenler vardı. Kadınlar hemen tuvalete gidip, kendilerine çeki-düzen verip geliyorlar. Daha sonra oturduğumuz tarafa doğru bir yayılma politikası başlıyor. Tüm bayanların oturma düzeni ise yüzleri bize dönük oluyor. Hele bir tanesini hiç unutmuyorum. Sarı saçlı, hoş bir bayan. Üzerinde desenli şık bir elbise var. Dekoltesi güzel. Bira içiyor. Pardon, içmiyor Reha Muhtar'ın haberine çıkıp, parasızlıktan şişe yiyen adam gibi, bira şişesini ısırıyor. Ama Tarkan'ın gözlerinin içine baka baka...
Nerden çıktı bu şarkı?
Tarkan da bakmıyor değil. Manzarayı çaktı ama bana çaktırmamaya çalışıyor. "Senden de hiçbir şey kaçmıyor Kenan" dedikten sonra Fener Balığı ardından da Pasha Cup yiyor.
George Michael'ın yeni abümünden "Star People" şarkısı çalarkan Tarkan da yerinde duramıyor. "En sevdiğim şarkı bu" diyor. "Yıldız insanlar..."
Kendisi ile özleştiriyor. Belki de dünyaca ünlü bir yıldız olmak istiyor. Bunun için de sürekli kendini yenilemeye çalışıyor.
Aslında ben de kadınlardan gözümü alamıyorum bir erkek olarak ama soru sormam lazım. Bir hafta sürecek dizi istediler. Çok bilgi edinmem lazım. Boşluklarda, bakışmadığımız zamanlarda konuşmaya başladık.
Direk "Nerden çıktı bu, muck muck?" dedim. Yok efendim "Seni gidi fındıkkıran, yılanı deliğinden çıkaran, a benim püsküllü belam, yakalarsam muck muck".. Nedir bu böyle? Nerden çıktı bu şarkı? Yakalayınca öpüyor musun? Yoksa ne oluyor yani? Herkes bu şarkıyı söylüyor, neden Sezen Aksu, anlat bakalım?" dedim sert bir dille. Biraz otorite kurmam gerektiğini anladım, yoksa bu dizi bitmeyecek...
İbo da "muck muck" dedi..
"Bütün şarkıları ben yapayım, hepsine ben imza atayım diye düşünmüyorum ki. Bu kasette tesadüfen benim çok şarkım var. Bir lokomotif şarkı olması lazım. 'Ölürüm Sana'ya çok güveniyordum. Ama bir yandan da Sezen'in bu 'Yakalarsam muck muck'u kulağıma geliyordu."
- Nasıl tanıştın şarkı ile?
"Bir gece Sezen'in stüdyosunda oturmuştuk. İbrahim Tatlıses ve Sezen atv'ye yılbaşı programı hazırlıyorlardı. Derken sohbet ortamı oldu. Sezen 'Acayip bomba bir şarkı var bende. İsmi lazım değil, birine yaptım' dedi. Başladı söylemeye.. 'Seni gidi fındıkkıran... yakalarsam muck muck' dediği anda benim beynimde şimşekler çaktı."
- İbrahim Tatlıses bir şey demedi mi?
"Hep beraber söyledik. Sezen şarkıyı söyledi. Ben, İbo'yla beraber öpücükleri yaptım. İbo da 'muck muck' dedi. Çok güldük o gün. Düşünsene halimizi. İbrahim Tatlıses ve ben öpücük atıyoruz. İkimiz koro yapıyoruz. 'Yakalarsam.. muck muck' diyoruz. 'Ben bu şarkıyı istiyorum' deyince, Sezen 'Yok sana göre değil' dedi. Aylarca ısrar ettim."
- Niye sana göre değil, dedi Sezen?
"Sana daha başka şeyler lazım, dedi. Ben ısrarla 'Bunu istiyorum, bu benim' dedim. 'Şımarık' turnede tamamlandı. Sonra hemen 'Ocağına düştüm yavrum, kucağına düştüm yavrum' bölümünü yazdık. O bölüm çok hoşuma gitti. Fıkır fıkır cilveli, erotik.."
Hah, Tarkan kendi arandı. Bakın benim hiç suçum yok. Erotizm konusunu kendi açtı. Gözlerinden erotizm fışkırıyor adeta. Modacısı Bahar Korçan'ın kıyafetleri de aynı, erotizm kokuyor. Adam erotik kardeşim. Teni, gözler, yüz her şey var. Biraz da boyu uzun olsaydı. Ne bileyim daha iyi mi olurdu acaba? Yok canım kötü olabilirdi. Bu hali güzel..
Hemen atladım erotizmin üstüne ve "Sana uyuyor erotizm" dedim.
'Cinsellik gizlenmemeli'
"Erotizm doğamda var. Yetişme tarzım böyle. Çok rahat yaşadım, büyüdüm. İlkokul zamanında, ortaokulda, Almanya'da cinsel bilgiler dersi aldım. Cinselliğin gizlenmesi, saklanması gereken bir konu olduğuna inanmıyorum. Ve şarkılarımda bunu yapmayı, erotizm olmasını çok seviyorum."
- Erotizmini biraz açmak istiyorum.
"Açıklayabileceğim bir şey yok ki."
- Erotizm yayıyorsun etrafa..
"Sence bunu planlayarak mı yapıyorum?"
- İçinden geliyor da, bunu biliyor ve kullanıyor musun?
"Doğamda var, saklamıyorum."
Bu arada sürekli çalan telefonla röportajımız kesiliyor. Tam hızımı almışken, durduruluyorum. Konser planları, sürekli değişen durumlar, klibin montajı, Antalya Belediyesi sahanın içine insan sokamazsınız demiş, olur mu öyle şeymiş gibi birçok konu görüşülüyor bu arada. Düşünsenize Police gözlükleri bir gözlük alana iki Tarkan bileti veriyor. Ve Ankara, Adana konserleri tıklım tıklım. Yani Ankara'da, Adana'da 10-15 bin kişi güneş gözlüğü almış. İnanılmaz bir rakam bu.
'Hissettiğim gibiyim'
"Kenan müsade edersen, biraz yemek yemek istiyorum. Başladın gene hemen erotizmden, cinsellikten. Biraz yavaş."
- Erotik mi olmak istiyorsun?
"İnanılmaz bir adamsın Kenan. Ben hiçbir şey olmak istemiyorum. Kendimi salıyorum ve hissettiğim gibi oluyorum sahnede. Kendimi en mutlu sahnede hissediyorum. Hiçbir şey düşünmüyorum. 'Ben ne yaparsam yanlış olur, ne dersem yanlış olur' diye hiç düşünmeden davranıyorum."
- Ama sahneye çıktığında parlak kıyafetler, erotik kızlar tarafından yırtılıyor, şortlu kalıyorsun?
"O bir kereye mahsus İnönü konserinde yapıldı. O bir koreografiydi, hazırlanmış bir şeydi. Genelde soracak olursan, bu benim doğamda olan bir şey. Yani ben bunun cevabını bulamıyorum. Rahat yetişme tarzından herhalde, çok küçük yaşlardan itibaren cinsellikle ilgili çok rahat büyümem herhalde."
Yarın: "Cinselliği kana kana yaşadım."
Tarkan'ı ne kadar tanıyorsunuz bilmiyorum ama bu yazı dizisinde elimden geldiğince onu, Tarkan'ı tanıtmaya çalışacağım. Gerçi biraz zor olacak ama yapacağım.
Çok enteresan bir çocuk. Çocuk diyorum çünkü daha 25 yaşında. Ama neler yaşamış neler? Bu çocuk yaşta Türkiye'nin pop starı olmuş, binlerce hayranı var. Kasetleri milyonlar satıyor, ne yapsa olay oluyor.
Tarkan'la üç gün-üç gece yedik, içtik, birlikte güzel şarkılar söyledik.
12 günlük Almanya turnesinden sonra, ilk defa bu kadar birlikte olduk. Didik didik her şeyini inceledim. Bakışlarını, kaçamaklarını, şarkılarının güzelliğini, nasıl şarkı yaptığını. Her şeyini...
Bu dizide Tarkan neden "Kokun üzerinde gidiyorum uzaklara, çaresizim mecbur bu veda" dediğini, uğruna müziği, sahneleri bırakmayı düşündüğü Elif'ten neden ayrıldığını, Elif'in Yılmaz Erdoğan'la birlikte olduğunu duyunca neler düşündüğünü, erotizminin sebebini, cinsel deneyimlerini her şeyi bulacaksınız.
"Muck muck"un öyküsü, konserleri, hayranları için ne düşündüğünü ve yeni sevgilisinin kim olduğunu öğreneceksiniz.
İşte karşınızda TARKAN...
'Erotizm doğamda var'
"Sezen'le İbo, atv'nin yılbaşı çekimleri için stüdyodaydı. Sezen 'Elimde acayip bir şarkı var' dedi ve başladı söylemeye... 'Seni gidi fındıkkıran... Yakalarsam muck muck' deyince beynimde şimşekler çaktı. Başladık İbo ile nakarat bölümünü söylemeye... İbo'nun öpücük atması inanılmaz komikti.""Erotizm doğamda var. Yetişme tarzım böyle. Çok rahat yaşadım, büyüdüm. İlkokul, ortaokul zamanında, Almanya'da cinsel bilgiler dersi aldım. Cinselliğin gizlenmesi, saklanması gereken bir konu olduğuna inanmıyorum. Ve şarkılarımda bunu ortaya koymayı çok seviyorum."
KENAN ERÇETİNGÖZ
Kaf Dağı'nın arkasında bir kuş varmış. Uzun, hem de çok uzuuun yaşarmış. En az 500 yıl. Ve ömrünün sonuna geldiğini hissettiğinde kendine güzel kokulu dallar ve otlarla yuva kurar, sonra bu yuvayı tutuşturur, kendisi de alevlerin içinde yok olurmuş. O yok olurken yine alevlerin içinden bir yavru kuş belirirmiş...
Bizim Binbir Gece Masalları'ndan bildiğimiz ama kökü eski Mısır'a, Antik Çağ'a kadar giden ve mitolojide "Phoenix" olarak adlandırılan "Zümrütüanka" kuşunun öyküsü bu.
Öldüğü, bittiği sanıldığı sırada küllerinin arasından yeniden doğan insanları simgelemek için de bu efsane anlatılır. Örnek mi? Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Nice badireler atlatan, 7 kez giden Demirel'in 8 kez geri gelmesini "Zümrütüanka" kuşundan daha güzel ne simgeleyebilir ki...
Tarkan da bu efsaneyi çok seviyor. Onda kendinden bir şeyler bulduğunu söylüyor. Birden çıkışı, zirvedeyken birden çekilip uzaklara, çok uzaklara kanat çırpması... Ve herkesin "Unutuldu", "Bitti", "Kasetini çıkaramadı" dediği bir sırada muhteşem dönüşü...
Evet, o da bir "Phoenix", bir "Zümrütüanka" kuşu...
Düşmesi bile olay
Aslında nasıl oldu, anlamadım. Biz tekrar nasıl bir araya geldik de, oturduk dizi yapacak vakit bulduk. Almanya konseri sırasında 12 gün boyunca Tarkan ve Sezen'le yattım, kalktım. Otobüste, konserde, yemekte her yerde beraberdik. Konserler boyunca sürekli Tarkan'ı izliyor, inceliyordum. Yani anlayacağınız dizinin altyapısı Almanya'da hazırlanmıştı. Kısmet bugüneymiş.
Çocuk ne yapsa olay oluyor. İlk gece meşhur Pasha Disko'da buluştuk. Tüm hayranları, garsonlar, herkes "Ağbi nasıl düştün öyle ya" diye sıkıştırdılar...
Uzaylı mı bu çocuk
Karar verdim, insanlar Tarkan'ı kesinlikle insan olarak görmüyorlar. Normal her insanın yapacağı düşme hareketi bile böyle konuşulduğuna göre bu çocuk ya uzaylı, ya da efsanedeki "Zümrütüanka" kuşu olmalı.
"Yani sahneye çıktığım zaman ıslaktı. Yağmur yağıyordu. Koşarak çıktım ve düştüm. Sizin de başınıza gelebilir, normal bir hareket" dedi Tarkan gülerek çevresindeki insanlara...
"Çişim geldi" dediği zaman da aynı şey olmuştu. Acemilik, canlı yayın heyecanı. Biliyorsunuz heyecan çiş getirir. Hatırlıyorum da ilk-ortaokul zamanlarında sözlüye kalktığım zaman çişim gelir, izin isterdim. Tabii o zamanlar canlı yayını bırakın, bu kadar çok televizyon bile olmadığı için konuşulmadım. Belki de şimdi çok meşhur bir adamdım...
"Zaten senin içinde bir starlık var" dedi Tarkan... Teşekkür faslını geçtikten sonra, üç yıl aradan sonra "Çıktı, çıkacak, çıkıyor" denilen, çıktıktan sonra şöyle bir 9.9 şiddetinde bir deprem yaratan "Ölürüm Sana" kasetini, "Yakalarsam muck muck"u, "İkimizin Yerine"yi, anlayacağınız her şeyi konuşmaya başladık.
Tek buzlu beyaz şarap
"Biraz dur da önce yemeğimizi yiyelim" dedi. King Crab salatası ve ardından Fener Balığı tercih etti. Beyaz şarap ama kadehin içine tek küçük bir buz koydurdu. Hafifletirmiş, Fransızlar böyle içermiş. Bir şey daha öğrenmiş olduk.
Bir türlü konuşmaya başlayamıyoruz. Pasha'da Absolut Bar'ın muhteşem ortamında Tarkan sırtını dönmüş boğazı seyrediyor. İnsanlar yanlış anlayacak diye korkuyorum. Yanımda Tarkan var ve bana sırtını dönmüş. Etraftan "Şu terbiyesize bak. Çocuk onunla konuşmuyor, o hâlâ yanında oturuyor. Bu herif de yapıştı mı kimseyi bırakmaz" falan diyecekler diye korktum.
"Tarkan, yüzünden ne hayır gördük ki, arkanı dönüyorsun" deyince, "Dünyada böyle bir güzellik yok. Pasha, boğaz, ortam, Kuleli Askeri Lisesi inanılmaz güzel Kenan, baksana..."
- Tamam bakacağım da, ara sıra da bana bakıp gülersen insanlar yanlış anlamaz.
"Aaa, öyle mi?" diyerek gözleri ile bakışları süzdü ve "Haklısın herkes bize bakıyor" dedi.
Zaten Tarkan geldi diye tüm kadınlar hemen perhiz yaptıklarını anlayarak, yemeyi bıraktılar. Gülüşmeler, kıkırdamalar, bakışlar, "Aaa, öyle mi, Tarkan mı? Yok canım, hani nerde?" diyerek karşısındaki erkekle yer değiştirenler vardı. Kadınlar hemen tuvalete gidip, kendilerine çeki-düzen verip geliyorlar. Daha sonra oturduğumuz tarafa doğru bir yayılma politikası başlıyor. Tüm bayanların oturma düzeni ise yüzleri bize dönük oluyor. Hele bir tanesini hiç unutmuyorum. Sarı saçlı, hoş bir bayan. Üzerinde desenli şık bir elbise var. Dekoltesi güzel. Bira içiyor. Pardon, içmiyor Reha Muhtar'ın haberine çıkıp, parasızlıktan şişe yiyen adam gibi, bira şişesini ısırıyor. Ama Tarkan'ın gözlerinin içine baka baka...
Nerden çıktı bu şarkı?
Tarkan da bakmıyor değil. Manzarayı çaktı ama bana çaktırmamaya çalışıyor. "Senden de hiçbir şey kaçmıyor Kenan" dedikten sonra Fener Balığı ardından da Pasha Cup yiyor.
George Michael'ın yeni abümünden "Star People" şarkısı çalarkan Tarkan da yerinde duramıyor. "En sevdiğim şarkı bu" diyor. "Yıldız insanlar..."
Kendisi ile özleştiriyor. Belki de dünyaca ünlü bir yıldız olmak istiyor. Bunun için de sürekli kendini yenilemeye çalışıyor.
Aslında ben de kadınlardan gözümü alamıyorum bir erkek olarak ama soru sormam lazım. Bir hafta sürecek dizi istediler. Çok bilgi edinmem lazım. Boşluklarda, bakışmadığımız zamanlarda konuşmaya başladık.
Direk "Nerden çıktı bu, muck muck?" dedim. Yok efendim "Seni gidi fındıkkıran, yılanı deliğinden çıkaran, a benim püsküllü belam, yakalarsam muck muck".. Nedir bu böyle? Nerden çıktı bu şarkı? Yakalayınca öpüyor musun? Yoksa ne oluyor yani? Herkes bu şarkıyı söylüyor, neden Sezen Aksu, anlat bakalım?" dedim sert bir dille. Biraz otorite kurmam gerektiğini anladım, yoksa bu dizi bitmeyecek...
İbo da "muck muck" dedi..
"Bütün şarkıları ben yapayım, hepsine ben imza atayım diye düşünmüyorum ki. Bu kasette tesadüfen benim çok şarkım var. Bir lokomotif şarkı olması lazım. 'Ölürüm Sana'ya çok güveniyordum. Ama bir yandan da Sezen'in bu 'Yakalarsam muck muck'u kulağıma geliyordu."
- Nasıl tanıştın şarkı ile?
"Bir gece Sezen'in stüdyosunda oturmuştuk. İbrahim Tatlıses ve Sezen atv'ye yılbaşı programı hazırlıyorlardı. Derken sohbet ortamı oldu. Sezen 'Acayip bomba bir şarkı var bende. İsmi lazım değil, birine yaptım' dedi. Başladı söylemeye.. 'Seni gidi fındıkkıran... yakalarsam muck muck' dediği anda benim beynimde şimşekler çaktı."
- İbrahim Tatlıses bir şey demedi mi?
"Hep beraber söyledik. Sezen şarkıyı söyledi. Ben, İbo'yla beraber öpücükleri yaptım. İbo da 'muck muck' dedi. Çok güldük o gün. Düşünsene halimizi. İbrahim Tatlıses ve ben öpücük atıyoruz. İkimiz koro yapıyoruz. 'Yakalarsam.. muck muck' diyoruz. 'Ben bu şarkıyı istiyorum' deyince, Sezen 'Yok sana göre değil' dedi. Aylarca ısrar ettim."
- Niye sana göre değil, dedi Sezen?
"Sana daha başka şeyler lazım, dedi. Ben ısrarla 'Bunu istiyorum, bu benim' dedim. 'Şımarık' turnede tamamlandı. Sonra hemen 'Ocağına düştüm yavrum, kucağına düştüm yavrum' bölümünü yazdık. O bölüm çok hoşuma gitti. Fıkır fıkır cilveli, erotik.."
Hah, Tarkan kendi arandı. Bakın benim hiç suçum yok. Erotizm konusunu kendi açtı. Gözlerinden erotizm fışkırıyor adeta. Modacısı Bahar Korçan'ın kıyafetleri de aynı, erotizm kokuyor. Adam erotik kardeşim. Teni, gözler, yüz her şey var. Biraz da boyu uzun olsaydı. Ne bileyim daha iyi mi olurdu acaba? Yok canım kötü olabilirdi. Bu hali güzel..
Hemen atladım erotizmin üstüne ve "Sana uyuyor erotizm" dedim.
'Cinsellik gizlenmemeli'
"Erotizm doğamda var. Yetişme tarzım böyle. Çok rahat yaşadım, büyüdüm. İlkokul zamanında, ortaokulda, Almanya'da cinsel bilgiler dersi aldım. Cinselliğin gizlenmesi, saklanması gereken bir konu olduğuna inanmıyorum. Ve şarkılarımda bunu yapmayı, erotizm olmasını çok seviyorum."
- Erotizmini biraz açmak istiyorum.
"Açıklayabileceğim bir şey yok ki."
- Erotizm yayıyorsun etrafa..
"Sence bunu planlayarak mı yapıyorum?"
- İçinden geliyor da, bunu biliyor ve kullanıyor musun?
"Doğamda var, saklamıyorum."
Bu arada sürekli çalan telefonla röportajımız kesiliyor. Tam hızımı almışken, durduruluyorum. Konser planları, sürekli değişen durumlar, klibin montajı, Antalya Belediyesi sahanın içine insan sokamazsınız demiş, olur mu öyle şeymiş gibi birçok konu görüşülüyor bu arada. Düşünsenize Police gözlükleri bir gözlük alana iki Tarkan bileti veriyor. Ve Ankara, Adana konserleri tıklım tıklım. Yani Ankara'da, Adana'da 10-15 bin kişi güneş gözlüğü almış. İnanılmaz bir rakam bu.
'Hissettiğim gibiyim'
"Kenan müsade edersen, biraz yemek yemek istiyorum. Başladın gene hemen erotizmden, cinsellikten. Biraz yavaş."
- Erotik mi olmak istiyorsun?
"İnanılmaz bir adamsın Kenan. Ben hiçbir şey olmak istemiyorum. Kendimi salıyorum ve hissettiğim gibi oluyorum sahnede. Kendimi en mutlu sahnede hissediyorum. Hiçbir şey düşünmüyorum. 'Ben ne yaparsam yanlış olur, ne dersem yanlış olur' diye hiç düşünmeden davranıyorum."
- Ama sahneye çıktığında parlak kıyafetler, erotik kızlar tarafından yırtılıyor, şortlu kalıyorsun?
"O bir kereye mahsus İnönü konserinde yapıldı. O bir koreografiydi, hazırlanmış bir şeydi. Genelde soracak olursan, bu benim doğamda olan bir şey. Yani ben bunun cevabını bulamıyorum. Rahat yetişme tarzından herhalde, çok küçük yaşlardan itibaren cinsellikle ilgili çok rahat büyümem herhalde."
Yarın: "Cinselliği kana kana yaşadım."