HakanÇelik
15-04-06, 15:26
http://www.bugun.com.tr/yazarres/zipdosya/4bilalozcan.JPG
Ve Tarkan'ın yaşamı boyunca en çok istediği rüyası sonunda gerçekleşti. Popstar'ın son 10 yıldır büyük bir sabırla hazırlandığı İngilizce albümü nihayet çıktı.
Tarkan'ın, onu bugünlere getiren macerası tam 10 yıl önce başlamıştı. O zamanki menajeri Ahmet San, son derece yetenekli bulduğu sanatçısının mutlaka İngilizce öğrenip, dünya çapında bir şarkıcı olmasını istiyordu. Ve o günlerde İngilizce bilmeyen Tarkan'ı elinden tutup New York'a götürdü. Dünyaca ünlü Türk prodüctör, 'Atlantic Records' gibi dev bir müzik şirketinin sahibi Ahmet Ertegün ile tanıştırdı. Ahmet Ertegün ilk önce çok yüz vermedi Tarkan'a.
Öncelikle iyi bir kursa yazılıp İngilizce öğrenmesi gerektiğini ve mutlaka New York'ta yaşamasını söyledi. Ahmet San o dönemde New York'ta Tarkan için bir konser organize etti. Salonu dolduranların yüzde 90'ı orada yaşayan Türkler'di. Konseri izleyen Ahmet Ertegün Tarkan'a hayran kaldı. Ona İngilizce albüm yapacağını, İngilizce şarkı söylemeyi öğrenmesini söyledi. Tarkan çok istedi, çok çalıştı. Bugünlere geldi.
'Come Closer' ismini verdiği albümün kartonetindeki teşekkür yazılarına göz atarken, kendisini rezil etmek için hakkında kitap yazan ve ilk menajeri Alpay Aydın'a da dostça bir teşekkür yazısı yazdığını gördüm. Çok şaşırdım. Alpay Aydın, Tarkan'ı Çınarcık'taki çay bahçelerinde şarkı söylerken keşfedip İstanbul'a getiren ve İstanbul Plak'ın sahibi Mehmet Sögütoğlu ile tanıştıran kişiydi. Ancak daha sonra yolları ayrı lmıştı. Ve Alpay Aydın şöhrete ulaştıktan sonra kendisinden iyice kopan Tarkan'a çok kızdı. Sanatçı nın kendisinden uzaklaşmasını hazmedemiyordu. Tarkan'ı ilk bulan, onu yoksul günlerinde İstanbul'da barındıran, giyiminden kuşamı na kadar yardımcı olan, akıl hocalığı yapan kendisiydi. Eşcinsel yapı daki Alpay Aydın kitabında Tarkan'a duyduğu büyük aşkı ve aralarındaki yakınlaşmayı da açık açık yazı yordu. Kullanılmış bir mendil gibi bir köşeye atılmasını hazmedemiyordu. Oturdu bütün yaşadıklarını, paylaştıklarını kitap sayfalarına döktü. Kitabı çıkartmak için de sanatçı nın 4 ay önce İngilizce single'ının çıkmasını bekledi. Yani Tarkan'ın en büyük düşünü gerçekleştiği zamanı seçti. Alpay Aydın yazdığı kitabın daha geniş kitleler tarafı ndan duyulması için haftalık dergilere, gazetelere, televizyon kanalları na röportajlar verdi. Amacı sanatçıyı yaralamaktı. Tarkan 'Bounce' single'nı çıkarmanın keyfini doyası ya yaşayamadan Alpay Aydın'ın kitap haberiyle sarsıldı. Kitabın çıktığını Los Angeles'ta albümünün son rötüşları ile uğraşırken öğrendi. Önce sinirlendi, sonra büyük bir olgunluk gösterdi, yardımcılarının önerilerinin aksine hiç bir hukuki yaptırım uygulamadı.
Dün çıkan İngilizce albümünün kartonetinde ise Alpay Aydın'a şöyle sesleniyordu:
"Kariyerimin henüz başında benim yanımda olmasaydın belki bugün bu durumda olamazdım. Ve tüm bu güzelliklerin birçoğunu yaşayamazdım. Müzik yaşamımda bana yardım etme gayretini asla unutmayacağım. Benim için yaptığın herşeye sonsuz teşekkürler. Seni her zaman minnet ve sevgiyle hatırlayacağım."
Ancak ben Tarkan'ın, canlı televizyon yayınında 'Çişim Geldi' sözünü ağzından kaçırdığı o en çileli günlerinde, tüm medya üzerine gelirken kendisine büyük destek olan eski sevgilisi Elif Dağdeviren'e de bir teşekkür yazmasını beklerdim. Elif Dağdeviren Tarkan'a 'Ahmet San Can Simidi'ni bulan ve New York'taki ilk buhranlı zamanlarında hep yanıbaşında olan kadındır. Tarkan, Elif'e teşekkür yazısını büyük ihtimalle şimdiki sevgilisi Bilge'yi üzmemek için yazmamıştır.
Albümü bir kez hızlı hızlı dinledim, 'Start The Fire'a bayıldım. 'Don't Leave Me Alone' da çok güzel. Toplam 15 şarkı var. Eğer Tarkan hayranıysanız, mutlaka alın.
http://www.bugun.com.tr/bugunhaber/yazardetay.asp?id=2772
Ve Tarkan'ın yaşamı boyunca en çok istediği rüyası sonunda gerçekleşti. Popstar'ın son 10 yıldır büyük bir sabırla hazırlandığı İngilizce albümü nihayet çıktı.
Tarkan'ın, onu bugünlere getiren macerası tam 10 yıl önce başlamıştı. O zamanki menajeri Ahmet San, son derece yetenekli bulduğu sanatçısının mutlaka İngilizce öğrenip, dünya çapında bir şarkıcı olmasını istiyordu. Ve o günlerde İngilizce bilmeyen Tarkan'ı elinden tutup New York'a götürdü. Dünyaca ünlü Türk prodüctör, 'Atlantic Records' gibi dev bir müzik şirketinin sahibi Ahmet Ertegün ile tanıştırdı. Ahmet Ertegün ilk önce çok yüz vermedi Tarkan'a.
Öncelikle iyi bir kursa yazılıp İngilizce öğrenmesi gerektiğini ve mutlaka New York'ta yaşamasını söyledi. Ahmet San o dönemde New York'ta Tarkan için bir konser organize etti. Salonu dolduranların yüzde 90'ı orada yaşayan Türkler'di. Konseri izleyen Ahmet Ertegün Tarkan'a hayran kaldı. Ona İngilizce albüm yapacağını, İngilizce şarkı söylemeyi öğrenmesini söyledi. Tarkan çok istedi, çok çalıştı. Bugünlere geldi.
'Come Closer' ismini verdiği albümün kartonetindeki teşekkür yazılarına göz atarken, kendisini rezil etmek için hakkında kitap yazan ve ilk menajeri Alpay Aydın'a da dostça bir teşekkür yazısı yazdığını gördüm. Çok şaşırdım. Alpay Aydın, Tarkan'ı Çınarcık'taki çay bahçelerinde şarkı söylerken keşfedip İstanbul'a getiren ve İstanbul Plak'ın sahibi Mehmet Sögütoğlu ile tanıştıran kişiydi. Ancak daha sonra yolları ayrı lmıştı. Ve Alpay Aydın şöhrete ulaştıktan sonra kendisinden iyice kopan Tarkan'a çok kızdı. Sanatçı nın kendisinden uzaklaşmasını hazmedemiyordu. Tarkan'ı ilk bulan, onu yoksul günlerinde İstanbul'da barındıran, giyiminden kuşamı na kadar yardımcı olan, akıl hocalığı yapan kendisiydi. Eşcinsel yapı daki Alpay Aydın kitabında Tarkan'a duyduğu büyük aşkı ve aralarındaki yakınlaşmayı da açık açık yazı yordu. Kullanılmış bir mendil gibi bir köşeye atılmasını hazmedemiyordu. Oturdu bütün yaşadıklarını, paylaştıklarını kitap sayfalarına döktü. Kitabı çıkartmak için de sanatçı nın 4 ay önce İngilizce single'ının çıkmasını bekledi. Yani Tarkan'ın en büyük düşünü gerçekleştiği zamanı seçti. Alpay Aydın yazdığı kitabın daha geniş kitleler tarafı ndan duyulması için haftalık dergilere, gazetelere, televizyon kanalları na röportajlar verdi. Amacı sanatçıyı yaralamaktı. Tarkan 'Bounce' single'nı çıkarmanın keyfini doyası ya yaşayamadan Alpay Aydın'ın kitap haberiyle sarsıldı. Kitabın çıktığını Los Angeles'ta albümünün son rötüşları ile uğraşırken öğrendi. Önce sinirlendi, sonra büyük bir olgunluk gösterdi, yardımcılarının önerilerinin aksine hiç bir hukuki yaptırım uygulamadı.
Dün çıkan İngilizce albümünün kartonetinde ise Alpay Aydın'a şöyle sesleniyordu:
"Kariyerimin henüz başında benim yanımda olmasaydın belki bugün bu durumda olamazdım. Ve tüm bu güzelliklerin birçoğunu yaşayamazdım. Müzik yaşamımda bana yardım etme gayretini asla unutmayacağım. Benim için yaptığın herşeye sonsuz teşekkürler. Seni her zaman minnet ve sevgiyle hatırlayacağım."
Ancak ben Tarkan'ın, canlı televizyon yayınında 'Çişim Geldi' sözünü ağzından kaçırdığı o en çileli günlerinde, tüm medya üzerine gelirken kendisine büyük destek olan eski sevgilisi Elif Dağdeviren'e de bir teşekkür yazmasını beklerdim. Elif Dağdeviren Tarkan'a 'Ahmet San Can Simidi'ni bulan ve New York'taki ilk buhranlı zamanlarında hep yanıbaşında olan kadındır. Tarkan, Elif'e teşekkür yazısını büyük ihtimalle şimdiki sevgilisi Bilge'yi üzmemek için yazmamıştır.
Albümü bir kez hızlı hızlı dinledim, 'Start The Fire'a bayıldım. 'Don't Leave Me Alone' da çok güzel. Toplam 15 şarkı var. Eğer Tarkan hayranıysanız, mutlaka alın.
http://www.bugun.com.tr/bugunhaber/yazardetay.asp?id=2772