Nzl
20-12-06, 23:49
Ahmet Ertegün, Amerika'da müzik dünyasının kralıydı, çeyrek asırdan fazla..
Plak piyasasında bir numaraydı. Kontrolündeki radyo sayısızdı. Arif Mardin'le beraber istedikleri herkesi meşhur ettiler..
Bir, tek bir Türk'ün elinden tutmadılar.. Tek bir Türk'ün plağını yapmadılar.. Onu Amerika'da turnelere çıkarıp, plağını yüzlerce radyolarında birden çaldırmadılar.
Müzik dünyasına hükmettikleri çeyrek asırdan fazla yıl boyunca, Türkiye'de bir pet rock, bir şişe suyu da mı yoktu?.. O kadar mı bet sesli, o kadar mı yeteneksizdi bu millet?..
Mesela..
Amerika'nın sınır komşusu Meksika, dünya devi Rusya, Avrupa'nın kalbi Fransa, yani birbirinden çok uzak ve çok farklı kültürler, aylarca Tarkan'ı "Bir numara" yapıp dinlerken, Ertegün yıllarca oyaladı.
Aynı Ertegün komşu Yunanistan'dan Nana Muskuri'yi Amerika'ya tanıtmıştı oysa.. Çünkü Rum Lobisini arkasına almak, Rum Diasporasına hoş görünmek, bir Rum'u Başkan Yardımcısı seçen Amerika'da başarının esaslarındandı.
Bodrum'da kale duvarları ile çevrili, içerisi asla görülmez evinde yığınla ünlüyü ağırladı. Ama ne bu ünlüler Bodrum'u, ne Bodrumlular bu ünlüleri gördüler. Çünkü her sabah evden camları siyah perdeli arabalar içinde çıktılar. Gizlice tekneye bindiler ve Yunan adalarına açıldılar.
Ertegun, adındaki U'nun noktalarına üç ay önce yeniden dönüş yaptı. TGRT'nin bir yabancıya satılması için Türk ortak şart koşuluyordu yasalarımızda. Gerçek bir Türk ortak istemediler. U'nun noktaları hilei şeriye (Yasal hile) için kondu, vatan aşkına değil..
Ahmet Ertegün öldü..
Amerika'da bir Türk Lider olarak yaşasa, oradaki Türkler'in unutulmaz öncüsü olsa, büyük gücünü Amerika'da gibi dünyayı yöneten artık tek süper devlette anavatanı için kullansaydı, cenazesi, Missouri zırhlısı ile gelen babasından daha görkemli İstanbul'a ulaşır, cami çıkışı kilometrelerce kortej oluşur, kaldırımlara yığılan on binler tabutunu selamlardı. Hatta devlet töreni yapılır, bayraklar yarıya inerdi.
Oysa ne gelişi ile ilgilendi Türk milleti, ne de gömülüşüne aldırdı. Gazetelerdeki fotoğraflara baktım. Arkasından ağlayanlar sadece üç beş Amerikalıydı.
Allah onun da taksiratını affetsin!..
http://www.sabah.com.tr/yaz02-10-126.html
Plak piyasasında bir numaraydı. Kontrolündeki radyo sayısızdı. Arif Mardin'le beraber istedikleri herkesi meşhur ettiler..
Bir, tek bir Türk'ün elinden tutmadılar.. Tek bir Türk'ün plağını yapmadılar.. Onu Amerika'da turnelere çıkarıp, plağını yüzlerce radyolarında birden çaldırmadılar.
Müzik dünyasına hükmettikleri çeyrek asırdan fazla yıl boyunca, Türkiye'de bir pet rock, bir şişe suyu da mı yoktu?.. O kadar mı bet sesli, o kadar mı yeteneksizdi bu millet?..
Mesela..
Amerika'nın sınır komşusu Meksika, dünya devi Rusya, Avrupa'nın kalbi Fransa, yani birbirinden çok uzak ve çok farklı kültürler, aylarca Tarkan'ı "Bir numara" yapıp dinlerken, Ertegün yıllarca oyaladı.
Aynı Ertegün komşu Yunanistan'dan Nana Muskuri'yi Amerika'ya tanıtmıştı oysa.. Çünkü Rum Lobisini arkasına almak, Rum Diasporasına hoş görünmek, bir Rum'u Başkan Yardımcısı seçen Amerika'da başarının esaslarındandı.
Bodrum'da kale duvarları ile çevrili, içerisi asla görülmez evinde yığınla ünlüyü ağırladı. Ama ne bu ünlüler Bodrum'u, ne Bodrumlular bu ünlüleri gördüler. Çünkü her sabah evden camları siyah perdeli arabalar içinde çıktılar. Gizlice tekneye bindiler ve Yunan adalarına açıldılar.
Ertegun, adındaki U'nun noktalarına üç ay önce yeniden dönüş yaptı. TGRT'nin bir yabancıya satılması için Türk ortak şart koşuluyordu yasalarımızda. Gerçek bir Türk ortak istemediler. U'nun noktaları hilei şeriye (Yasal hile) için kondu, vatan aşkına değil..
Ahmet Ertegün öldü..
Amerika'da bir Türk Lider olarak yaşasa, oradaki Türkler'in unutulmaz öncüsü olsa, büyük gücünü Amerika'da gibi dünyayı yöneten artık tek süper devlette anavatanı için kullansaydı, cenazesi, Missouri zırhlısı ile gelen babasından daha görkemli İstanbul'a ulaşır, cami çıkışı kilometrelerce kortej oluşur, kaldırımlara yığılan on binler tabutunu selamlardı. Hatta devlet töreni yapılır, bayraklar yarıya inerdi.
Oysa ne gelişi ile ilgilendi Türk milleti, ne de gömülüşüne aldırdı. Gazetelerdeki fotoğraflara baktım. Arkasından ağlayanlar sadece üç beş Amerikalıydı.
Allah onun da taksiratını affetsin!..
http://www.sabah.com.tr/yaz02-10-126.html