Nzl
25-11-06, 15:45
Çarşamba gününün Günaydın’ı, Nazan Öncel’in Avusturya basınına verdiği bir röportajdan alıntı yapmış meselá. Neue Zeitung für Tirol gazetesinin Türk muhabiri Köksal Baltacı; "Birisine beste verdikten sonra hiç pişman oldunuz mu?" diye soruyor.
Nazan Öncel’in cevabı: "Hüp’leri, Canım’ları, Of Of’ları Nazan Öncel okusaydı en az beş milyon tiraj yapardı. Buna rağmen hiçbir pişmanlık duymadım. Çünkü bu saydığım şarkılara o arkadaşların benden çok ihtiyacı vardı."
Sonracığıma, Baltacı; "Tarkan’ın söylediği Hüp şarkınız için ’Keşke ben söyleseydim’ dediğiniz oldu mu?" diye soruyor yine röportajın bir yerinde. (İddialı bir meslektaşımız; illá Nazan Öncel’e şarkılarını başkalarından kıskandığını itiraf ettirecek!?.)
"Hayır ama Tarkan Hüp single’ını çıkardığı zaman albüme benim haricimde çaycının bile ismi yazılmıştı. Yani besteyi sahiplenme içindeydi ve bu o zamanlar canımı epey sıkmıştı. Sonradan binlerce kez özür diledi ve ona Dudu’yu yazdım" diye yanıtlıyor Nazan Öncel.
Hani nasıl konuştuğunu herhálde ve elbette kimseye, hele ki bize soracak değil ama ben de sevdiği sanatçıyı sahiplenen dinleyici sıfatıyla, Nazan Öncel gibi "hakikat" ve "samimiyet"le beslendiğini sık sık yineleyen birinin ağzından, kendi şarkılarından bahsederken; "Onları Nazan Öncel okusaydı en az beş milyon tiraj yapardı" benzeri bir cümle okuyunca, elimde değil fena oluyorum.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5500922.asp?yazarid=100
Nazan Öncel’in cevabı: "Hüp’leri, Canım’ları, Of Of’ları Nazan Öncel okusaydı en az beş milyon tiraj yapardı. Buna rağmen hiçbir pişmanlık duymadım. Çünkü bu saydığım şarkılara o arkadaşların benden çok ihtiyacı vardı."
Sonracığıma, Baltacı; "Tarkan’ın söylediği Hüp şarkınız için ’Keşke ben söyleseydim’ dediğiniz oldu mu?" diye soruyor yine röportajın bir yerinde. (İddialı bir meslektaşımız; illá Nazan Öncel’e şarkılarını başkalarından kıskandığını itiraf ettirecek!?.)
"Hayır ama Tarkan Hüp single’ını çıkardığı zaman albüme benim haricimde çaycının bile ismi yazılmıştı. Yani besteyi sahiplenme içindeydi ve bu o zamanlar canımı epey sıkmıştı. Sonradan binlerce kez özür diledi ve ona Dudu’yu yazdım" diye yanıtlıyor Nazan Öncel.
Hani nasıl konuştuğunu herhálde ve elbette kimseye, hele ki bize soracak değil ama ben de sevdiği sanatçıyı sahiplenen dinleyici sıfatıyla, Nazan Öncel gibi "hakikat" ve "samimiyet"le beslendiğini sık sık yineleyen birinin ağzından, kendi şarkılarından bahsederken; "Onları Nazan Öncel okusaydı en az beş milyon tiraj yapardı" benzeri bir cümle okuyunca, elimde değil fena oluyorum.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5500922.asp?yazarid=100