magictarki04
06-09-14, 13:43
Akşam'dan Emine Bıyık'ın röportajı...
Bu aralar nasılsınız, nasıl hissediyorsunuz?
İyiyim, yoğun bir dönemdeyiz. Klibin çıkma heyecanını yaşıyorum. Ama albümün bittiğine hâlâ inanamıyorum. “Yapacak bir şey yok mu, mix falan kalmadı mı?” diye soruyorum. Sanki yapacağım bir sürü şey varmış gibi hissediyorum.
‘Zamansız Şarkılar II’ serüveninin en başına dönersek nasıl başladı?
‘Zamansız Şarkılar’ projesi sahne için ortaya atılan bir fikirdi. Benim yıllarca gerek aranjman gerek beste gerekse söz ortaklığı yaptığım şarkıları sahnede çalacaktık fakat yorum farklılıkları getirerek. Yani bugüne uyarlamak “Bugün yapsaydım nasıl düşünürdüm?” gibi bambaşka hallere evirdik şarkıları. Şarkı aynı kalıyor ama fark eden yorumu oluyor. Nasıl çalındığına bağlı olarak şarkıyı başka türlü yaşamaya başlıyorsunuz. Bugün parçayı çalmaya başladığımızda dinleyici ilk önce tanımıyor, sonra nakarat giriyor ve “Aa bu o şarkıymış” diyorlar.
Albüm süreci nasıl gelişti?
Yaptığımız sürprizle dolu bir projeydi. Daha sonrasında bunu albüme taşımaya karar verdim. Albüme taşımaya karar verince bütün bir sahneyi albüme sığdıramayacağım için başka türlü düşünmeye başladım. İlk albümde daha çok cover vardı. Örneğin; Kayahan şarkısı olan ‘Sensiz Olmaz ki’yi Mustafa Ceceli yorumuyla dinledik. Kayahan ile yapıldığında melankolik bir aşk şarkısıyken, Mustafa’yla yaptığımızda içinde biraz isyan da barındıran, sevgi arayışı içerisinde olan insanların şarkısı haline getirdik. Kerim Tekin’le zamanında birlikte yaptığımız bir şarkıyı yine Kerim’in sesini kullanarak yeni bir isim olan İrem Candar’la düet yaptırdık. Sanki, Kerim o anda yaşıyormuş gibiydi. İrem küçükken Kerim Tekin hayranıymış. Odasında onun posterleri asılıymış. İşin en keyifli kısmı da burada oldu, bir şekilde düet yapmış oldular. Bu anlattıklarım ‘Zamansız Şarkılar’ın bir koluydu. Diğeriyse yeni şarkılar yapmaktı. Mesela ‘Doktor’ şarkısı gibi…
Onların da kalıcı olması için olabildiğince özen gösteriyorduk. İlk albümden bu yana taşıdığım bir şey bu. Yani aralarında bir tutarlılık olmasını istedim.
EN İYİ SÖZLER SILA’DAN ÇIKAR
O yüzden mi albüm kapağı bir öncekinin aynı?
Evet. Albümün kabındaki fotoğraf ve yazı karakterinin aynı olmasını istedim. Adı da ‘Zamansız Şarkılar II’ zaten. Tek farkı renginin değişik olması. Üçüncüsünü de yapmayı planlıyorum. Kendi içinde geçişleri olan bir üçleme olacak. Şimdiki albümde de zaten ilk albümde yapılan bazı kayıtlar da var, onlar da buraya aktarıldı. ‘Zamansız Şarkılar II’ye girmemiş olan şarkılar da üçüncüye devam edecek.
Az önce söylediniz ya, “Şarkının nakaratı girince tanıyorlar” diye. Nasıl bir sihir ki bu dinleyenler şarkının yeni bir parça olduğunu düşünüyor?
Amaç bu zaten… Her şarkıyla bir anımız oluşuyor. Onu dinlediğimizde ya da duyduğumuzda bir yerlere gidiyoruz ve oradaki halimizi hatırlıyoruz. Benim yaptığım şeyde bu anıları silmek ya da yeni anılar oluşturmak veya şarkının bana verdiği duyguları değiştirmek. Başka türlü duygular vermesini sağlamak. Bunu da melodiyi ve sözleri değiştirmeden başarmak
Türkiye’nin önemli isimleriyle çalışıyor ve iyi işler çıkartıyorsunuz. İncelenecek olursa hep başarıyla dolu bir grafik var. Nedir bu başarının sırrı?
Başarısızlıklar da olmuştur mutlaka ama gölgede kalmıştır, kurtarmışımdır durumu (gülüyor). Uzun süre aynı işi yapınca hem tecrübe kazanıyor hem gelişiyor hem de her türlü duruma karşı bağışıklık kazanıyorsunuz. Kafanız daha dingin oluyor, işinize daha rahat bakabiliyorsunuz. Bir de benim vaktim çok önemli… Yaptığınızın ne olduğunu bilmezseniz sonucunda bir başarı ya da bir başarısızlıkla karşı karşıya kaldığınızda nedenin ne olduğunu bilemezsiniz ve davranışlarınız tutarsız olabilir. Niye başarılı olduğunuzu bilmediğiniz zaman bu sizi kötü yönlendirebilir. Mümkün olduğunca neyi neden yaptığımı bilerek yapmaya çalışıyorum. Hatta bu konuda kendimi bazen kısıtlıyorum. Prensip koyuyorum ve o prensibin içinde yürümeye çalışıyorum. Aynı ‘Zamansız Şarkılar II’ de olduğu gibi sahnede zamansız ve benzeri dışında şarkılar çalmıyorum. Yaptığın her hareketin bir kısıtlaması olması gerekiyor bana göre hayatta. Bunu da nasıl öğrendim, yine sanatın diğer dallarından… Bir modern resme baktığınızda bir şey anlamıyor olabilirsiniz. Ama eser sahibi bir şeyler söylediğinde her şeyi anlamaya başlıyorsunuz. Adam kafadan atmamış yani. Ya da işte sinemada her gördüğümüz şeyin orada olmasının mutlaka bir sebebi var. Boşu boşuna orada değil. Bunu anlamaya çalışmak, hayatı da anlamaya çalışmak oluyor. Müziğe de böyle uyarladığım zaman daha düzgün işler çıkartabiliyorum. Hem hayatım da daha düzgün oluyor. Kenan ile yaptığımız (Doğulu) "Doktor "şarkısı, Mustafa ile yaptığımız (Sandal ) Akışına Bırak albümü hala dinleniyor.Bu işlerle kalıcılığı yakaladağıma inanıyorum.
TARKAN ÇOK TİTİZ VE YOĞUN ÇALIŞMAYI SEVİYOR
Bu albümün Sürprizi Tarkan ile yollarınız nasıl kesişti?
Nazan Öncel’in ‘Hadi O Zaman’ şarkısının aranjmanını ben yapıyordum, Tarkan da konuk sanatçı olarak eşlik ediyordu. Çok güzel fikirler üretiyor, çok çalışkan, çok titiz ve yoğun çalışmayı seviyor. Şarkıyı aranje ederken “Biraz gitar olsa mı?” dedi. Sonra beraber yapmaya başladık. Şarkı çok iyi ve dinamik bir noktaya gitti. Bayağı zevkli çalıştık, sonra birbirimize dönüp baktık “Biz neden devam etmiyoruz, başka şeyler yapmıyoruz?” dedik. Ardında onun albümü için şarkılar yapmaya başladık. Sonra bir gün geldi, “Senin albüm için bir şarkım var, onu yapalım” dedi. Bende “Yok, yapmayalım” dedim (gülüyor). Tabii ki demedim canım, der miyim? Hemen atladım. Ondan sonra işte ‘Hop De’yi yaptık. Sade bir şarkı ‘Hop De’ hem aranjman hem de müzik anlamında. Sözleri çok yoğun; o sadeliği ve söz yoğunluğunu bir araya getirip harmanlayabilmek için çok çalıştık.
Peki yeni albümü nasıl Tarkan 'ın şarkılar ne alemde?
Biz birlikte 9 şarkımızı bitirdik. Daha en az İkinci şarkı yapacağız, herhalde içlerinden 10-12 tanesi albüme girer. Çıkışı 2015 yazını bulur. Güzel bir iş oluyor, değişik bir sound’a gittik fakat Tarkan dinleyenlerin de kendini uzak hissetmeyeceği bir anlayışta oldu. Ozan yok albümde .
EMINE BIYIK /AKŞAM
Bu aralar nasılsınız, nasıl hissediyorsunuz?
İyiyim, yoğun bir dönemdeyiz. Klibin çıkma heyecanını yaşıyorum. Ama albümün bittiğine hâlâ inanamıyorum. “Yapacak bir şey yok mu, mix falan kalmadı mı?” diye soruyorum. Sanki yapacağım bir sürü şey varmış gibi hissediyorum.
‘Zamansız Şarkılar II’ serüveninin en başına dönersek nasıl başladı?
‘Zamansız Şarkılar’ projesi sahne için ortaya atılan bir fikirdi. Benim yıllarca gerek aranjman gerek beste gerekse söz ortaklığı yaptığım şarkıları sahnede çalacaktık fakat yorum farklılıkları getirerek. Yani bugüne uyarlamak “Bugün yapsaydım nasıl düşünürdüm?” gibi bambaşka hallere evirdik şarkıları. Şarkı aynı kalıyor ama fark eden yorumu oluyor. Nasıl çalındığına bağlı olarak şarkıyı başka türlü yaşamaya başlıyorsunuz. Bugün parçayı çalmaya başladığımızda dinleyici ilk önce tanımıyor, sonra nakarat giriyor ve “Aa bu o şarkıymış” diyorlar.
Albüm süreci nasıl gelişti?
Yaptığımız sürprizle dolu bir projeydi. Daha sonrasında bunu albüme taşımaya karar verdim. Albüme taşımaya karar verince bütün bir sahneyi albüme sığdıramayacağım için başka türlü düşünmeye başladım. İlk albümde daha çok cover vardı. Örneğin; Kayahan şarkısı olan ‘Sensiz Olmaz ki’yi Mustafa Ceceli yorumuyla dinledik. Kayahan ile yapıldığında melankolik bir aşk şarkısıyken, Mustafa’yla yaptığımızda içinde biraz isyan da barındıran, sevgi arayışı içerisinde olan insanların şarkısı haline getirdik. Kerim Tekin’le zamanında birlikte yaptığımız bir şarkıyı yine Kerim’in sesini kullanarak yeni bir isim olan İrem Candar’la düet yaptırdık. Sanki, Kerim o anda yaşıyormuş gibiydi. İrem küçükken Kerim Tekin hayranıymış. Odasında onun posterleri asılıymış. İşin en keyifli kısmı da burada oldu, bir şekilde düet yapmış oldular. Bu anlattıklarım ‘Zamansız Şarkılar’ın bir koluydu. Diğeriyse yeni şarkılar yapmaktı. Mesela ‘Doktor’ şarkısı gibi…
Onların da kalıcı olması için olabildiğince özen gösteriyorduk. İlk albümden bu yana taşıdığım bir şey bu. Yani aralarında bir tutarlılık olmasını istedim.
EN İYİ SÖZLER SILA’DAN ÇIKAR
O yüzden mi albüm kapağı bir öncekinin aynı?
Evet. Albümün kabındaki fotoğraf ve yazı karakterinin aynı olmasını istedim. Adı da ‘Zamansız Şarkılar II’ zaten. Tek farkı renginin değişik olması. Üçüncüsünü de yapmayı planlıyorum. Kendi içinde geçişleri olan bir üçleme olacak. Şimdiki albümde de zaten ilk albümde yapılan bazı kayıtlar da var, onlar da buraya aktarıldı. ‘Zamansız Şarkılar II’ye girmemiş olan şarkılar da üçüncüye devam edecek.
Az önce söylediniz ya, “Şarkının nakaratı girince tanıyorlar” diye. Nasıl bir sihir ki bu dinleyenler şarkının yeni bir parça olduğunu düşünüyor?
Amaç bu zaten… Her şarkıyla bir anımız oluşuyor. Onu dinlediğimizde ya da duyduğumuzda bir yerlere gidiyoruz ve oradaki halimizi hatırlıyoruz. Benim yaptığım şeyde bu anıları silmek ya da yeni anılar oluşturmak veya şarkının bana verdiği duyguları değiştirmek. Başka türlü duygular vermesini sağlamak. Bunu da melodiyi ve sözleri değiştirmeden başarmak
Türkiye’nin önemli isimleriyle çalışıyor ve iyi işler çıkartıyorsunuz. İncelenecek olursa hep başarıyla dolu bir grafik var. Nedir bu başarının sırrı?
Başarısızlıklar da olmuştur mutlaka ama gölgede kalmıştır, kurtarmışımdır durumu (gülüyor). Uzun süre aynı işi yapınca hem tecrübe kazanıyor hem gelişiyor hem de her türlü duruma karşı bağışıklık kazanıyorsunuz. Kafanız daha dingin oluyor, işinize daha rahat bakabiliyorsunuz. Bir de benim vaktim çok önemli… Yaptığınızın ne olduğunu bilmezseniz sonucunda bir başarı ya da bir başarısızlıkla karşı karşıya kaldığınızda nedenin ne olduğunu bilemezsiniz ve davranışlarınız tutarsız olabilir. Niye başarılı olduğunuzu bilmediğiniz zaman bu sizi kötü yönlendirebilir. Mümkün olduğunca neyi neden yaptığımı bilerek yapmaya çalışıyorum. Hatta bu konuda kendimi bazen kısıtlıyorum. Prensip koyuyorum ve o prensibin içinde yürümeye çalışıyorum. Aynı ‘Zamansız Şarkılar II’ de olduğu gibi sahnede zamansız ve benzeri dışında şarkılar çalmıyorum. Yaptığın her hareketin bir kısıtlaması olması gerekiyor bana göre hayatta. Bunu da nasıl öğrendim, yine sanatın diğer dallarından… Bir modern resme baktığınızda bir şey anlamıyor olabilirsiniz. Ama eser sahibi bir şeyler söylediğinde her şeyi anlamaya başlıyorsunuz. Adam kafadan atmamış yani. Ya da işte sinemada her gördüğümüz şeyin orada olmasının mutlaka bir sebebi var. Boşu boşuna orada değil. Bunu anlamaya çalışmak, hayatı da anlamaya çalışmak oluyor. Müziğe de böyle uyarladığım zaman daha düzgün işler çıkartabiliyorum. Hem hayatım da daha düzgün oluyor. Kenan ile yaptığımız (Doğulu) "Doktor "şarkısı, Mustafa ile yaptığımız (Sandal ) Akışına Bırak albümü hala dinleniyor.Bu işlerle kalıcılığı yakaladağıma inanıyorum.
TARKAN ÇOK TİTİZ VE YOĞUN ÇALIŞMAYI SEVİYOR
Bu albümün Sürprizi Tarkan ile yollarınız nasıl kesişti?
Nazan Öncel’in ‘Hadi O Zaman’ şarkısının aranjmanını ben yapıyordum, Tarkan da konuk sanatçı olarak eşlik ediyordu. Çok güzel fikirler üretiyor, çok çalışkan, çok titiz ve yoğun çalışmayı seviyor. Şarkıyı aranje ederken “Biraz gitar olsa mı?” dedi. Sonra beraber yapmaya başladık. Şarkı çok iyi ve dinamik bir noktaya gitti. Bayağı zevkli çalıştık, sonra birbirimize dönüp baktık “Biz neden devam etmiyoruz, başka şeyler yapmıyoruz?” dedik. Ardında onun albümü için şarkılar yapmaya başladık. Sonra bir gün geldi, “Senin albüm için bir şarkım var, onu yapalım” dedi. Bende “Yok, yapmayalım” dedim (gülüyor). Tabii ki demedim canım, der miyim? Hemen atladım. Ondan sonra işte ‘Hop De’yi yaptık. Sade bir şarkı ‘Hop De’ hem aranjman hem de müzik anlamında. Sözleri çok yoğun; o sadeliği ve söz yoğunluğunu bir araya getirip harmanlayabilmek için çok çalıştık.
Peki yeni albümü nasıl Tarkan 'ın şarkılar ne alemde?
Biz birlikte 9 şarkımızı bitirdik. Daha en az İkinci şarkı yapacağız, herhalde içlerinden 10-12 tanesi albüme girer. Çıkışı 2015 yazını bulur. Güzel bir iş oluyor, değişik bir sound’a gittik fakat Tarkan dinleyenlerin de kendini uzak hissetmeyeceği bir anlayışta oldu. Ozan yok albümde .
EMINE BIYIK /AKŞAM