Hop de tarkan

[magictarki04]

Alışveriş merkezinde yürürken müziğin
gürültüsünü duyunca başımı ekrana çevirdim:
Tarkan şarkı söylüyor!
Hayır, hayır İskender Paydaş davul çalıyor!
Yooo… İşte elinde mikrofon Tarkan şarkı söylüyor
ama İskender Paydaş da baterinin başında
vuruyor ha vuruyor…
Davulun sesi, Tarkan’ın sesini bastırıyor ve o
gürültü beni çok rahatsız ediyor.
Tarkan’ın sesinden, klipten, ekrandan kaçıyorum,
alışveriş merkezinin içinde uzaklaşıyorum.
…………..
Tarkan naif sesli bir sanatçı.
Sesinin, insanı rahatlatan, huzur veren billur bir
tonu var.
Yumuşak melodili pop şarkıları ona çok yakışıyor,
bu yüzden alaturka müziği de Tarkan’dan
dinlemek çok büyük keyif veriyor.
O gün dinlediğim, İskender Paydaş’ın ‘Zamansız
Şarkılar-2’ albümünde yer alan, sözü ve müziği
Tarkan’a ait
‘Hop De’ isimli şarkıydı.
………………
İskender Paydaş’ı takdir ederim.
Ancak ‘Hop De’yi Tarkan için Ozan Çolakoğlu
aranje etseydi, şu anda herkesin dilinde olurdu.
Ama yıllardır Tarkan’la çalışan Ozan, Gülşen’e
aşık olunca onun albümü için Tarkan’dan
vazgeçmeyi tercih etti.
Tarkan da geçtiğimiz aylarda Nazan Öncel’in
şarkısına düet yaparken tanıştığı İskender
Paydaş’a sarıldı.
Yeni albümü için aranjörlük teklif etti ve ona
daha yakın olmak amacıyla, Paydaş’ın albümüne
bu bestesini verdi.
…………
Tarkan, yeni aranjörü İskender Paydaş’la yeni
bir yol arayışında.
Paydaş, her türlü melodiyi ‘rock’ ile yoğurmayı
çok sever.
Tarkan’ın da rock’a öykündüğü, bu şarkının
pop-rock aranjesinden, Tarkan’ın klipte
İskender Paydaş ile aynı leopar desen yeleği
giymesinden ve taktığı bilekliklerden belli
oluyor.
……….
Tarkan’ın seçtiği yol yanlış…
Yol yakınken dönmeli ve Mustafa Ceceli’nin
kapısını çalmalıdır…
Söyleyin Allah aşkına, Tarkan’a ‘Hop De’ mi
daha çok yakışıyor, yoksa aranjesini Ceceli’nin
yaptığı ‘Firuze’ mi?

BİLAL ÖZCAN /BUGÜN

[twilight]

Bir bakıma doğru bir bakıma yanlış bir yazı... Bilal Özcan'ı ben hiç sevmem başta onu söyleyeyim. Bilal Özcan geçenlerde bir yazı yazmış, tansiyonum fırladı. Monako'da Tarkan konser verdi biliyorsunuz, Bilal Özcansa kumarhanelere takmış kafayı, orada kumarhaneler var, Tarkan konser veriyor vs. Sanki İstanbul'da İllegal kumarhaneler yokmuş gibi! İstanbul'da Mehmet Ali Erbil'in kumarhanede basılma sayısını hesap makinaları bile hesaplayamıyor azizim.. :)

İskender Paydaş'ın aranjesi kötü evet maalesef. Şarkı aslında güzel olabilirdi. Nasıl olabilirdi, sözleri daha iyi olabilirdi, müziği de daha iyi olabilirdi, o zaman vasat bir aranjeye, aman ne olmuş aranjesi kötüyse, sözlerle yetinelim, der geçerdik... Nakarata kadar hiç bir sorun yok aslında, nakarattaki ''hele'' kelimelerini henüz, Mahmut Tuncer bir türkü konserinde bile bu kadar kullanmıyor :)
Klip naif, başarılı, ilgi çekici. Ama biz klibe değil Tarkan'a bakıyoruz, sesi de gitmedi ki şarkıya, adamın fevkalade sesini bozmuşlar, nakaratın ''hele çak, hele al, hele bak'' vs. olan kısmında 1 ton, en başlardaki, ''yak yak beni yak ama arada bu su serp yangınıma'' tarzı yerlerde de sanki 2 ton kalınlaştırılmış ses... Bilmem müzikle daha yakınen ilgilenen arkadaşlar, ne işlemi olduğunu söyler, ama bir Gülümse Kaderine'deki, Kuzu Kuzu'daki Tarkan sesi mi bu canım? Tarkan'ı tanımasam başka sanatçı derim.

Mustafa Ceceli'nin Firuze aranjesi güzeldir, diğer aranjelerini de severim... Özellikle Sertab'a yaptığı aranjeler nefis. Ancak Tarkan'ın Hop De kadar beğenmediğim bir diğer şarkısı da Her Şeye Rağmen... Aranje Mustafa Ceceli... Ceceli bu aranjeyi yapınca ben yine bir tereddütlerdeyim... Tarkan sanki pes'leri çıkamamış yahu... Hep tiz, hep tiz o şarkıda... Her neyse, Aranje pop olacaksa İskender de olabilir. Ben iskender paydaş'ın yaptığı işlere saygım var... Ama Rock bir aranje sounduyla olmasın bu iş...

Bu arada haberin bir diğer yanlışı Ozan çolakoğluyla aralarında bir problem yok Tarkan'ın. Yeni albümünde de çalışacakmış Tarkan'la. Gülşen'le birlikte yaptığı bir röportajı dinlemiştim. Daha 10 gün falan oldu. 10 günde hadi ben Tarkan'la ayrılayım falan diyecek hali yok. 3 - 4 şarkı da olsa Ozan aranjesini görürüz diyorum ben... Aslında Ozan'sız da olur bu iş, Come closer'da Ozan mı vardı ? Aranjeler vasat diyecek biri bulamayız. Şarkılar Ingilizce diye tutmadı...

Lafı fazla uzatmayım... Artık Tarkan'ın kendi albümüne Adımı Kalbine Yaz'daki gibi, Ölürüm Sana'daki, Karma'daki Dudu'daki gibi, harika şarkıalr bekliyoruz.

[okantuzun]

İnsanların hala anlayamadığı bir şey var ki bu bir İskender Paydaş albümüdür. Prodüktörde, aranjörde kendisi. Tabi ki istediği gibi düzenleme yapacaktır. Sonuçta Tarkan albümü değil ! Ozan'ın albümünde bu süreç biraz daha farklı işlemiş olabilir çünkü kim ne derse desin onlar bir bütün. Gelelim ses kalınlaştırma olayına; "Hadi O Zaman ve Hop De"de İskender Paydaş'ın Tarkan'ın sesini kalınlaştırdığını söylüyorlar. Stüdyoda tabi ki seste oynamalar yapılıyor ama bence inanmak istemedikleri olay şu Tarkan yaşlanıyor maalesef. Hala "Karma" albümündeki sesinden bahsediyorlar. Neredeyse 13-15 sene öncesinden bahsediyorlar. Konserlerde de mi canlı performansları kıyaslamıyorlar neredeyse yarı playback gidiyor artık. Belki alakasız gelebilir ama bir kaç örnek vereceğim; Barış Manço, Cem Karaca, İbrahim Tatlıses, vs. albümlerini dönemsel olarak inceleyin bir yerde sesin oturduğunu, 40-45'li yaşlarda kalınlaştığını ve yıllar sonra tekrar eskiye yakın bir ton'a ulaştığını göreceksiniz. Tabi benim ki amatör bir tespit, işi ehline bırakmak lazım ;) Bir de yazıda "Klipte İskender Paydaş bateri çalıyor, davul Tarkan'ın sesini bastırıyor" yazıyor. Yahu şarkıda davul yokki:)) Klipteki de bateri değil, perküsyon setup'ı :)
O değil de "Sarı Çizmeli Mehmet Ağa"yı albüme koysun ya bayıldım :17:

[Efsane_1]

İnsanların hala anlayamadığı bir şey var ki bu bir İskender Paydaş albümüdür. Prodüktörde, aranjörde kendisi. Tabi ki istediği gibi düzenleme yapacaktır. Sonuçta Tarkan albümü değil !

Gelelim ses kalınlaştırma olayına; "Hadi O Zaman ve Hop De"de İskender Paydaş'ın Tarkan'ın sesini kalınlaştırdığını söylüyorlar. Stüdyoda tabi ki seste oynamalar yapılıyor ama bence inanmak istemedikleri olay şu Tarkan yaşlanıyor maalesef. Hala "Karma" albümündeki sesinden bahsediyorlar. Neredeyse 13-15 sene öncesinden bahsediyorlar.

Belki alakasız gelebilir ama bir kaç örnek vereceğim; Barış Manço, Cem Karaca, İbrahim Tatlıses, vs. albümlerini dönemsel olarak inceleyin bir yerde sesin oturduğunu, 40-45'li yaşlarda kalınlaştığını ve yıllar sonra tekrar eskiye yakın bir ton'a ulaştığını göreceksiniz. Tabi benim ki amatör bir tespit, işi ehline bırakmak lazım ;)

Ağzına sağlık be koçum...:20: