TarkanColl
27-07-12, 22:26
Tarkan yazıyor: Yaz ortasında bir kış masalı
Şu sıcak günlerde kışı anımsatarak sizi serinletecek bir gezimi anlatacağım. Almanya'dan sonra gördüğüm ilk yabancı ülke olan İsviçre beni adeta büyüledi.
Ekibimle ayaklarımıza kara sular inene kadar gezdik İsviçre sokaklarında.
http://i49.tinypic.com/ne99xt.jpg
Dolaşmadığımız, girmediğimiz mağaza kalmadı. Kayak malzemesi satılan mağazalardan çıkmak bilmedik, sanki zamanımız olup da kayak yapacakmışız gibi. Herşey bir yana ama aldığım kazaklara bittim.
Bu arada bizim kızları da unutmadım tabii. Bizim kızlar mı kim?
Vokalistim Ebru, menajerim Gamze ve malumunuz Rahşan Hanımefendi. Onlara almasaydım kesin benim kazaklarımdan otlanacaklardı.
En çok hoşuma giden şeylerden biri de sokak çalgıcılarını dinlemek oldu. Kimi zaman birlikte dans ettik, kimi zaman eşlik ettk. Laf aramızda Ebru'nun şarkılarına hayran kaldılar.
Bu huzur ortamında uzun uzun düşünme fırsatı da buldum. Kasette neler yapacağımı, hayatımda bu yıl negibi değişiklikler olacağını ve başarıp başaramayacağımı düşündüm. Hatta şimdi bakıyorum da "Aaayipsin"in temellerinin orada atılmış olduğunu anlıyorum.
Bu arada yalnızda düşünmedim de. Aynı zamanda birçokşey de öğrendim. Belki büyüdüm. Biraz daha olgunlaştım. Belkide büyümüş olmam gerektiğini düşünerek kendimi frenledim. Bilmiyorum. Bu duyguya bir türlü isim veremiyorum, ama hoşuma gitti...
Eee İsviçre burası... Güzelim İstanbul'un lodosuna, Antalya'nın güneşine, Kayseri'nin mantısına benzemiyor. Hiç durmadan yağan karın altında saatlerce yürümek canım memleketimi özletti bana...
Kaynak: 05.08.1994 Number One Dergisi
http://i49.tinypic.com/f3rytu.jpg
Şu sıcak günlerde kışı anımsatarak sizi serinletecek bir gezimi anlatacağım. Almanya'dan sonra gördüğüm ilk yabancı ülke olan İsviçre beni adeta büyüledi.
Ekibimle ayaklarımıza kara sular inene kadar gezdik İsviçre sokaklarında.
http://i49.tinypic.com/ne99xt.jpg
Dolaşmadığımız, girmediğimiz mağaza kalmadı. Kayak malzemesi satılan mağazalardan çıkmak bilmedik, sanki zamanımız olup da kayak yapacakmışız gibi. Herşey bir yana ama aldığım kazaklara bittim.
Bu arada bizim kızları da unutmadım tabii. Bizim kızlar mı kim?
Vokalistim Ebru, menajerim Gamze ve malumunuz Rahşan Hanımefendi. Onlara almasaydım kesin benim kazaklarımdan otlanacaklardı.
En çok hoşuma giden şeylerden biri de sokak çalgıcılarını dinlemek oldu. Kimi zaman birlikte dans ettik, kimi zaman eşlik ettk. Laf aramızda Ebru'nun şarkılarına hayran kaldılar.
Bu huzur ortamında uzun uzun düşünme fırsatı da buldum. Kasette neler yapacağımı, hayatımda bu yıl negibi değişiklikler olacağını ve başarıp başaramayacağımı düşündüm. Hatta şimdi bakıyorum da "Aaayipsin"in temellerinin orada atılmış olduğunu anlıyorum.
Bu arada yalnızda düşünmedim de. Aynı zamanda birçokşey de öğrendim. Belki büyüdüm. Biraz daha olgunlaştım. Belkide büyümüş olmam gerektiğini düşünerek kendimi frenledim. Bilmiyorum. Bu duyguya bir türlü isim veremiyorum, ama hoşuma gitti...
Eee İsviçre burası... Güzelim İstanbul'un lodosuna, Antalya'nın güneşine, Kayseri'nin mantısına benzemiyor. Hiç durmadan yağan karın altında saatlerce yürümek canım memleketimi özletti bana...
Kaynak: 05.08.1994 Number One Dergisi
http://i49.tinypic.com/f3rytu.jpg