asltrkn
03-08-11, 20:09
http://www.hizliupload.com/di-123E.jpg
Pek sevmesem de takip ediyorum müzik piyasamızdaki üretilenleri, verilen konserleri ve diğer performansları, evet açıkçası severek yapmıyorum bunu, içinde bulunduğum piyasanın değerlerini (?) takip etmek zorunda olduğum için yapıyorum. Albümleri dinliyorum, 4 bilemediniz 5 aranjörün ismi geçiyor genel olarak. Bu isimler bir dönem şöhret oluyorlar, ertesi yıl çaptan düşüyorlar. Üretilen albümlerde dünyada yapılan müziğe yakın bir algı var, ama bu sevindirici bir gerçek mi? Yani dünyadaki örnekleri gibi pop müzik üretimimiz dinamik altyapılı(nüansın yapılmadığı), elektronik renklerin cümbüşü içersinde bir algı ile örülüyor. İnsani bir çizgi taşıma amacı gütmeden, sadece belli bir dinamizmi yakalama amacı güden bir anlayışla. Yarım oktavlık besteler (kısıtlı seslerin okuyabileceği) ve Türk popun vazgeçilmezi haline gelen, şiirsellikten çok, anlam aramamak gereken tekerlemeli sözlerden oluşan şarkılar.
Riyakarlıkla herkes “ben Türk pop dinlemiyorum.” diyor, ama nerede çalsa bu şarkılar tek bir ağızdan söyleniyor. Bu yapımlar içersinde bir tek yorumcu öne çıkıyor (benim zevkime ve algıma göre), o da Tarkan. O kolay tüketim şarkılarını bile yorumladığında bana bir lezzet geçiyor, nüansları, keyifli ve kontrollü vibratosu ve çalışkanlığı… Bir albümü dinlerken şarkıcının çalışkan veya tembel olduğunu anlayacak kayıt tecrübesine geldiğimi bilerek bu cümleyi yazdım, bastığı her notanın, vurguladığı sözdeki her hecenin düşünülmüş olduğunu anlıyorum, Tarkan’ı dinlediğimde.
İşindeki ustalık sahneye çıktığında fersah fersah açılıyor, diğer rakipleriyle. (hoş başlıkta söylediğim gibi pek rakibi yok ama…) Sahne şovu, sahne dekoru, ışıklar, ses düzeni yani tüm ayrıntılar, dünyadaki pop müzik star larıyla neredeyse bir.
Sahnesiyle ilgili tek eleştirim şu olabilir, ülkemin en değerli müzik adamlarından kurulu olan orkestrasıyla çalışmakta, buna rağmen albümlerdeki bazı renklerden feragat etmemek için “playback” desteği kullanmakta, keşke hiç kullanmasa… keşke bir makinanın kliğine, senkornuna hiç bağlılık yaşamak zorunda olmadan farklı bir anlatımla bu ustaların ellerine ve nefeslerine kendini emanet edip, daha özgür bir sahne ile karşımızda olsa. Hoş bu tutum da dünyadaki muadilleri olan pop starlarının baş vurduğu bir destek.
Tarkan’ın kapasitesinde yeni isimlerin müzik piyasamızda yer almaları şart, bu anlamda müzik yarışmalarından bir umut beklemek yersiz. Çünkü yarışmalarda kazanılan hızlı şöhretin kalıcı olduğu birtek şarkıcı bile kalmadı. Yeni yetişecek olan yorumcu ve yorumcu adaylarının şansızlığı, yapımcıların “noname” kişilere el verme isteğinin olmayışı. İsim şarkıcılara yüz binlerce dolar yatıran bu yapımcılar (eski deyişle plakçılar) nedense genç yetenekleri süründürüyorlar, ne albümün hazırlanışında, ne de daha sonraki aşamalarda (klip çekimi, müzik kanallarında gösterim ücretleri, albüm basımı, kapak fotoğraf çekimi vb) gençlere el vermiyorlar. TV ekranlarında boy gösteren ve hesapta “yol göstericilik” yapan bu yapımcılar nedense telefonlarına bile bakmıyorlar. Bu gidişle Tarkan uluslararası anlamda tek “star” ımız olmaya devam edecek.
Yazı:ESER TAŞKIRAN
http://www.tikclick.com/2011/08/03/tarkan-ve-gerisi/
Pek sevmesem de takip ediyorum müzik piyasamızdaki üretilenleri, verilen konserleri ve diğer performansları, evet açıkçası severek yapmıyorum bunu, içinde bulunduğum piyasanın değerlerini (?) takip etmek zorunda olduğum için yapıyorum. Albümleri dinliyorum, 4 bilemediniz 5 aranjörün ismi geçiyor genel olarak. Bu isimler bir dönem şöhret oluyorlar, ertesi yıl çaptan düşüyorlar. Üretilen albümlerde dünyada yapılan müziğe yakın bir algı var, ama bu sevindirici bir gerçek mi? Yani dünyadaki örnekleri gibi pop müzik üretimimiz dinamik altyapılı(nüansın yapılmadığı), elektronik renklerin cümbüşü içersinde bir algı ile örülüyor. İnsani bir çizgi taşıma amacı gütmeden, sadece belli bir dinamizmi yakalama amacı güden bir anlayışla. Yarım oktavlık besteler (kısıtlı seslerin okuyabileceği) ve Türk popun vazgeçilmezi haline gelen, şiirsellikten çok, anlam aramamak gereken tekerlemeli sözlerden oluşan şarkılar.
Riyakarlıkla herkes “ben Türk pop dinlemiyorum.” diyor, ama nerede çalsa bu şarkılar tek bir ağızdan söyleniyor. Bu yapımlar içersinde bir tek yorumcu öne çıkıyor (benim zevkime ve algıma göre), o da Tarkan. O kolay tüketim şarkılarını bile yorumladığında bana bir lezzet geçiyor, nüansları, keyifli ve kontrollü vibratosu ve çalışkanlığı… Bir albümü dinlerken şarkıcının çalışkan veya tembel olduğunu anlayacak kayıt tecrübesine geldiğimi bilerek bu cümleyi yazdım, bastığı her notanın, vurguladığı sözdeki her hecenin düşünülmüş olduğunu anlıyorum, Tarkan’ı dinlediğimde.
İşindeki ustalık sahneye çıktığında fersah fersah açılıyor, diğer rakipleriyle. (hoş başlıkta söylediğim gibi pek rakibi yok ama…) Sahne şovu, sahne dekoru, ışıklar, ses düzeni yani tüm ayrıntılar, dünyadaki pop müzik star larıyla neredeyse bir.
Sahnesiyle ilgili tek eleştirim şu olabilir, ülkemin en değerli müzik adamlarından kurulu olan orkestrasıyla çalışmakta, buna rağmen albümlerdeki bazı renklerden feragat etmemek için “playback” desteği kullanmakta, keşke hiç kullanmasa… keşke bir makinanın kliğine, senkornuna hiç bağlılık yaşamak zorunda olmadan farklı bir anlatımla bu ustaların ellerine ve nefeslerine kendini emanet edip, daha özgür bir sahne ile karşımızda olsa. Hoş bu tutum da dünyadaki muadilleri olan pop starlarının baş vurduğu bir destek.
Tarkan’ın kapasitesinde yeni isimlerin müzik piyasamızda yer almaları şart, bu anlamda müzik yarışmalarından bir umut beklemek yersiz. Çünkü yarışmalarda kazanılan hızlı şöhretin kalıcı olduğu birtek şarkıcı bile kalmadı. Yeni yetişecek olan yorumcu ve yorumcu adaylarının şansızlığı, yapımcıların “noname” kişilere el verme isteğinin olmayışı. İsim şarkıcılara yüz binlerce dolar yatıran bu yapımcılar (eski deyişle plakçılar) nedense genç yetenekleri süründürüyorlar, ne albümün hazırlanışında, ne de daha sonraki aşamalarda (klip çekimi, müzik kanallarında gösterim ücretleri, albüm basımı, kapak fotoğraf çekimi vb) gençlere el vermiyorlar. TV ekranlarında boy gösteren ve hesapta “yol göstericilik” yapan bu yapımcılar nedense telefonlarına bile bakmıyorlar. Bu gidişle Tarkan uluslararası anlamda tek “star” ımız olmaya devam edecek.
Yazı:ESER TAŞKIRAN
http://www.tikclick.com/2011/08/03/tarkan-ve-gerisi/