asltrkn
12-07-11, 04:16
"TÜRKİYE SENİNLE GURUR DUYUYOR"
http://hizliupload.com/img/88386186089245428859.png (http://hizliupload.com/)
Türkiye'in gururu
Almanya’da doğdu.
Rizeliydi aslında.
Kalbimizi fethetti sonra.
Adını kalbimize yazdı.
Ne yapalım söyle Tarkan’ım”
Ankara’da yemin krizi için hummalı toplantıların yapıldığı saatlerde; BDP milletvekillerinin Meclis’i boykot ettiği dakikalarda; Diyarbakır’dan geliyor bu fotoğraf...
Dicle Stadı’na toplanan 45 bin kişinin Âşık Veysel’i söylediği Diyarbakır’dan.
Anadolu’nun sesi Bağlar semtinden duyuluyor:
“Uzun ince bir yoldayım”.
Ve öfkenin; nefretin, kanın, pusunun, silahın ve baskının inlettiği topraklarda; Tarkan için açılan o pankart diyor ki:
“ŞIRNAK SENİNLE GURUR DUYUYOR”.
Ah o Şırnak; şehrin tek parkında, Atatürk heykelinin dizinin dibine çömelip polis tayinlerini bekleyen Şırnaklı gençlerin işsiz toprakları.
Polis tayinlerini bekliyorlar çünkü; tek iş olarak polislerin eşyalarını taşıyacaklar. Başka iş yok.
Ne ağır bir çelişkidir ki; devletin terörü bastırmak için gönderdiği polisler, Şırnaklı işsiz gençlere geçim kapısı olmuş.
İşte o çocuklar şimdi Tarkan için Diyarbakır’ın Dicle Stadı’na gelmişler...
Açmışlar pankartı:
“ŞIRNAK SENİNLE GURUR DUYUYOR!”
O fotoğrafa bakıyorum:
Cıvıl cıvıl bir Diyarbakır gençliği. Rengârenk bir Şırnak, Cizre gençliği...
Lastik yakan, taş atan değil, Tarkan’a sevgisini haykıran bir Kürt gençliği var...
İşte bu yüzden her defasında diyorum ki;
Ölümün ve pusunun yerini ancak hayatla doldurabilirsiniz.
Tarkan’la, Ajda’yla, Teoman’la doldurursunuz.
Kurşunun işgalini Yaşar Kemal’le, Orhan Pamuk’la, İsmet Özel’le, küçük İskender’le Yılmaz
Güney’le Ahmet Kaya’yla, Neşet Ertaş’la, Şivan Perver’le önlersiniz.
Nefretin kuşatmasını silahla, ateşle değil, aşk ve inançla bu ülkenin değerlerini paylaşarak yenersiniz.
İşte Tarkan için açılan pankartların bana anlattığı budur.
Şimdi bu fotoğrafa bakarak soralım:
Tarkan’a “bizim” diyen bu çocuklarda bölünme sinsiliği olabilir mi?
Mümkün mü?
Böyle bir güzellik, böyle bir zenginlik, böyle bir renk atmosferi kopabilir mi?
Bravo Tarkan!
Bravo o pankartları açan Diyarbakırlı, Şırnaklı çocuklar.
Pankartlarınız bir ders gibiydi.
Ben de sizinle gurur duyuyorum.
FATİH ÇEKİRGE
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=18230722
http://hizliupload.com/img/88386186089245428859.png (http://hizliupload.com/)
Türkiye'in gururu
Almanya’da doğdu.
Rizeliydi aslında.
Kalbimizi fethetti sonra.
Adını kalbimize yazdı.
Ne yapalım söyle Tarkan’ım”
Ankara’da yemin krizi için hummalı toplantıların yapıldığı saatlerde; BDP milletvekillerinin Meclis’i boykot ettiği dakikalarda; Diyarbakır’dan geliyor bu fotoğraf...
Dicle Stadı’na toplanan 45 bin kişinin Âşık Veysel’i söylediği Diyarbakır’dan.
Anadolu’nun sesi Bağlar semtinden duyuluyor:
“Uzun ince bir yoldayım”.
Ve öfkenin; nefretin, kanın, pusunun, silahın ve baskının inlettiği topraklarda; Tarkan için açılan o pankart diyor ki:
“ŞIRNAK SENİNLE GURUR DUYUYOR”.
Ah o Şırnak; şehrin tek parkında, Atatürk heykelinin dizinin dibine çömelip polis tayinlerini bekleyen Şırnaklı gençlerin işsiz toprakları.
Polis tayinlerini bekliyorlar çünkü; tek iş olarak polislerin eşyalarını taşıyacaklar. Başka iş yok.
Ne ağır bir çelişkidir ki; devletin terörü bastırmak için gönderdiği polisler, Şırnaklı işsiz gençlere geçim kapısı olmuş.
İşte o çocuklar şimdi Tarkan için Diyarbakır’ın Dicle Stadı’na gelmişler...
Açmışlar pankartı:
“ŞIRNAK SENİNLE GURUR DUYUYOR!”
O fotoğrafa bakıyorum:
Cıvıl cıvıl bir Diyarbakır gençliği. Rengârenk bir Şırnak, Cizre gençliği...
Lastik yakan, taş atan değil, Tarkan’a sevgisini haykıran bir Kürt gençliği var...
İşte bu yüzden her defasında diyorum ki;
Ölümün ve pusunun yerini ancak hayatla doldurabilirsiniz.
Tarkan’la, Ajda’yla, Teoman’la doldurursunuz.
Kurşunun işgalini Yaşar Kemal’le, Orhan Pamuk’la, İsmet Özel’le, küçük İskender’le Yılmaz
Güney’le Ahmet Kaya’yla, Neşet Ertaş’la, Şivan Perver’le önlersiniz.
Nefretin kuşatmasını silahla, ateşle değil, aşk ve inançla bu ülkenin değerlerini paylaşarak yenersiniz.
İşte Tarkan için açılan pankartların bana anlattığı budur.
Şimdi bu fotoğrafa bakarak soralım:
Tarkan’a “bizim” diyen bu çocuklarda bölünme sinsiliği olabilir mi?
Mümkün mü?
Böyle bir güzellik, böyle bir zenginlik, böyle bir renk atmosferi kopabilir mi?
Bravo Tarkan!
Bravo o pankartları açan Diyarbakırlı, Şırnaklı çocuklar.
Pankartlarınız bir ders gibiydi.
Ben de sizinle gurur duyuyorum.
FATİH ÇEKİRGE
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=18230722