HakanÇelik
25-05-11, 09:46
http://www.hurriyet.com.tr/_yazarlar/images/149b.jpg
Hülya Avşar gerçekten mega öfkelenmiş Tarkan’a. Sarf ettiği sözler fena: “Bir metrelik adam”, “dangalak” filan...
Olay malum; Tarkan ödüllerini almak için Kral TV sahnesine son ana dek çıkmamıştı.
Tarkan’ın ödülünü verecek olanlardan biri de Hülya Avşar’dı. Haliyle Avşar elinde ödülle kalakalınca bozuldu.
Kim olsa bozulur.
Tarkan’ın o geceki davranışı manasızdı.
O gece için uğraşıp -iki şarkılık da olsa- playback olmayan sürpriz bir şov ortaya koysaydı daha şık olur, daha çok konuşulurdu.
Starlık kendini kulisteki deep freeze’de bekletmek değil yani.
O devirler geçti...
Peki Hülya Avşar abartmış mı? Bir hayli.
İçindeki kini kusmuş. Yoksa “bir metrelik adam” diye mahalle ağzıyla vurmanın bir alemi yok.
Avşar’ın dobralığını severim oysa.
Gerçekten içinden geldiği gibi konuşur. Hesap kitap yapmadan.
Ama işte bazen konuşurken çarpık tespitler çıkıyor ağzından.
Tarkan’a kızıp sözlerini fütursuzca savurduğu bu son Kıyı Lokantası çıkışı açıklamasında da aynı şeyi yapmış: “Bir okul yaptırır, vergide ciddi bir rekor kırar, o zaman sırf bu yüzden saygıyla karşılarım. Ama ben şimdi Tarkan’ı saygıyla niye karşılayayım?”
İyi de her ünlü kişi illa vergi rekoru kıracak, okul yaptıracak diye bir kural mı var?
Topluma yararlı oluyormuş gibi kendini gösterip saygınlık kazanmaya çalışmak da sahtekârca bazen.
İyi bir albüm, yıllarca dinlenecek iyi bir şarkı da saygınlığı getirir. Hatta iyi bir dans da...
Vergiydi, okuldu, sosyal sorumluluktu; iyi hoş, ama tüm bunlardan dolayı bir ünlüye saygı duymak da manasız.
Önemli olan yapılan iş...
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/17867823.asp?yazarid=149&gid=61
Hülya Avşar gerçekten mega öfkelenmiş Tarkan’a. Sarf ettiği sözler fena: “Bir metrelik adam”, “dangalak” filan...
Olay malum; Tarkan ödüllerini almak için Kral TV sahnesine son ana dek çıkmamıştı.
Tarkan’ın ödülünü verecek olanlardan biri de Hülya Avşar’dı. Haliyle Avşar elinde ödülle kalakalınca bozuldu.
Kim olsa bozulur.
Tarkan’ın o geceki davranışı manasızdı.
O gece için uğraşıp -iki şarkılık da olsa- playback olmayan sürpriz bir şov ortaya koysaydı daha şık olur, daha çok konuşulurdu.
Starlık kendini kulisteki deep freeze’de bekletmek değil yani.
O devirler geçti...
Peki Hülya Avşar abartmış mı? Bir hayli.
İçindeki kini kusmuş. Yoksa “bir metrelik adam” diye mahalle ağzıyla vurmanın bir alemi yok.
Avşar’ın dobralığını severim oysa.
Gerçekten içinden geldiği gibi konuşur. Hesap kitap yapmadan.
Ama işte bazen konuşurken çarpık tespitler çıkıyor ağzından.
Tarkan’a kızıp sözlerini fütursuzca savurduğu bu son Kıyı Lokantası çıkışı açıklamasında da aynı şeyi yapmış: “Bir okul yaptırır, vergide ciddi bir rekor kırar, o zaman sırf bu yüzden saygıyla karşılarım. Ama ben şimdi Tarkan’ı saygıyla niye karşılayayım?”
İyi de her ünlü kişi illa vergi rekoru kıracak, okul yaptıracak diye bir kural mı var?
Topluma yararlı oluyormuş gibi kendini gösterip saygınlık kazanmaya çalışmak da sahtekârca bazen.
İyi bir albüm, yıllarca dinlenecek iyi bir şarkı da saygınlığı getirir. Hatta iyi bir dans da...
Vergiydi, okuldu, sosyal sorumluluktu; iyi hoş, ama tüm bunlardan dolayı bir ünlüye saygı duymak da manasız.
Önemli olan yapılan iş...
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/17867823.asp?yazarid=149&gid=61