badboyserkan
15-09-10, 18:05
Tarkan, Harbiye Açıkhava Sahnesi’ndeydi
http://img693.imageshack.us/img693/8817/tarkankonser1e128455549.jpg (http://img693.imageshack.us/i/tarkankonser1e128455549.jpg/)
Sahne dünyasındaki en önemli gerçeği bilerek konsere gittim. Azimle, hırsla, çalışarak çok başarılı olabilirsiniz; herkesi eğlendirebilir, hoşça vakit geçirtebilirsiniz. Şarkılarınız ortalığı yıkabilir, sesinizin gücü yeri göğü çınlatabilir, kıyafetleriniz 10 numara durabilir; bazen doğru adımlar peşpeşe gelip herşey güllük gülistanlık olabilir ve “başarılı” yaftası sizde hoş bir etiket olarak kalır ama yine de tek bir gerçeği değiştiremezsiniz. Sahne ışığınız varsa vardır, yoksa yoktur. Star doğmamışsanız, star olamazsınız.
Tarkan, tepeden tırnağa ışığıyla büyüyor, gözlerindeki ışık silsilesi sürekli parlayıp sanki lazer gösterisi yapıyor. Bu gerçek aslında yalın bir gerçek. Onca hırsın, azmin, çalışkanlığın, bazen iyi niyetle bazen katakulli ile oluşan başarıların çok üstünde bir gerçek. Başarısızlıklar, mutsuzluklar, dibe vuruşlar eğer o ışık varsa yerini tekrar güzel günlere muhakkak bırakıyor. Bu durum şampiyonluğu o sene kaybeden dört büyüklerin aynı heyecanla ve coşkuyla yeni bir sezona başlamaları gibi bir şey.
Haklı eleştiriler topladığı bir dönemden sonra dönüşü otokontrollü bir Tarkan yaratmış. Sahnedeki Tarkan çok iyi dansının dörtte birini ancak gösteriyor, muhteşem sesi konusunda da çok cömert değil, gırtlak nağmelerine eskisi gibi kaçmıyor. Enerjisini tüm konsere, bir önceki ve bir sonraki konserleri de düşünerek yayıyor, belki bundan sonraki her albümde bunun kadar övülmeyeceğini bile hesaplıyor olabilir. Konserden çıktığınızda doyulmamış bir Tarkan durumu yaratmak müthiş bir tecrübenin ve başarılı bir taktiğin sonucu. Hem de bu sonuç birçok bise rağmen değişmeyen bir gerçeklikse. Bu taktiğin uygulanmasında ardışık konserlerin varlığı yanında şarkılara çok güvenmenin de etkisi var. Bu özgüven dansçısız, gösterisiz, sahneyi tek başıma doldururum hatta müzisyen sayısını bile az tutabilirim düşüncesini de beraberinde getirmiş ancak işte tam da bu noktada eleştrim var kendisine. Sen Tarkan’sın. Dünya starları büyük gücünü sahne inşasından alırken niye farklı konseptler yapmıyorsun? Konserleri düzenleyen Hitt Production senin, güç sende, o zaman neden sahnelerin He-Man’i olmuyorsun, neden kaçak güreşiyorsun?
http://img812.imageshack.us/img812/7046/tarkankonser3e128455575.jpg (http://img812.imageshack.us/i/tarkankonser3e128455575.jpg/)
Eski değil eskimeyen Tarkan geri geldi şarkılarda ancak tüm ihtişamına rağmen tek dizüstü çöküş dahil hareketleri eskidi. Tamam yakışıyor ama fazlasını istemek de hakkımız. Yıldız Kenter tiyatro ahnesinde amuda kalkarken, uluslararası isimler sürekli kendilerini görsel şov anlamında yenilerken, Ajda Pekkan dahi konserlerinde fırtına gibi eserken, senin durman abes oluyor. Bu dönüşe, bu ışığa daha kompleks sahneler şart. Sevgiyle gelene hediyeler şart. Bu sevgiler miadı dolmuş “sizi çok seviyorum”larla, öpücük göndermelerle değil de müthiş sahne gösterileriyle taçlanmalı artık.
Konser, büyük hitlerle ancak gereksiz ve uzun bir ara ile devam ederken; şarkıların ritmlerine kusursuzca eşlik edip, bizi sinestezik olduğumuza ikna eden ekranlarla renkleniyordu. Sahnedeki 210 metrekare LED ekran, Demet Akalın’ın Açıkhava konserinden bile az sayıdaki müzisyenin yer aldığı ve Tarkan’dan başka kimsenin ayak basmadığı sahneyi canlandırdı, şarkıcının boş bıraktığı her kareyi doldurdu. Işık sistemi ve şarkılara özel hazırlanmış görüntülerin Türkiye’de ilk defa kullanılan programlar vasıtasıyla bir koreografiye dönüştürülmesi etkileyiciydi. Sahneye daha hakim bir Tarkan’ın yerini tutmuyordu ışıltılar; ancak oyalıyordu en azından.
Son bir noktayı da atlamayayım, genelde izleyici çok iyi eşlik etse de biste bazılarının üstüne oturdukları yastıkları sahneye atması resmen bir kendini bilmezlikti. Bu estetik ve hijyen karşıtı sevgi gösterisinin iyi mi kötü mü niyetle yapıldığını bilemem ama kimsede iyi hisler yaratmadığı kesin.
Kaynak: Gercekpop-Ali Boz
http://img693.imageshack.us/img693/8817/tarkankonser1e128455549.jpg (http://img693.imageshack.us/i/tarkankonser1e128455549.jpg/)
Sahne dünyasındaki en önemli gerçeği bilerek konsere gittim. Azimle, hırsla, çalışarak çok başarılı olabilirsiniz; herkesi eğlendirebilir, hoşça vakit geçirtebilirsiniz. Şarkılarınız ortalığı yıkabilir, sesinizin gücü yeri göğü çınlatabilir, kıyafetleriniz 10 numara durabilir; bazen doğru adımlar peşpeşe gelip herşey güllük gülistanlık olabilir ve “başarılı” yaftası sizde hoş bir etiket olarak kalır ama yine de tek bir gerçeği değiştiremezsiniz. Sahne ışığınız varsa vardır, yoksa yoktur. Star doğmamışsanız, star olamazsınız.
Tarkan, tepeden tırnağa ışığıyla büyüyor, gözlerindeki ışık silsilesi sürekli parlayıp sanki lazer gösterisi yapıyor. Bu gerçek aslında yalın bir gerçek. Onca hırsın, azmin, çalışkanlığın, bazen iyi niyetle bazen katakulli ile oluşan başarıların çok üstünde bir gerçek. Başarısızlıklar, mutsuzluklar, dibe vuruşlar eğer o ışık varsa yerini tekrar güzel günlere muhakkak bırakıyor. Bu durum şampiyonluğu o sene kaybeden dört büyüklerin aynı heyecanla ve coşkuyla yeni bir sezona başlamaları gibi bir şey.
Haklı eleştiriler topladığı bir dönemden sonra dönüşü otokontrollü bir Tarkan yaratmış. Sahnedeki Tarkan çok iyi dansının dörtte birini ancak gösteriyor, muhteşem sesi konusunda da çok cömert değil, gırtlak nağmelerine eskisi gibi kaçmıyor. Enerjisini tüm konsere, bir önceki ve bir sonraki konserleri de düşünerek yayıyor, belki bundan sonraki her albümde bunun kadar övülmeyeceğini bile hesaplıyor olabilir. Konserden çıktığınızda doyulmamış bir Tarkan durumu yaratmak müthiş bir tecrübenin ve başarılı bir taktiğin sonucu. Hem de bu sonuç birçok bise rağmen değişmeyen bir gerçeklikse. Bu taktiğin uygulanmasında ardışık konserlerin varlığı yanında şarkılara çok güvenmenin de etkisi var. Bu özgüven dansçısız, gösterisiz, sahneyi tek başıma doldururum hatta müzisyen sayısını bile az tutabilirim düşüncesini de beraberinde getirmiş ancak işte tam da bu noktada eleştrim var kendisine. Sen Tarkan’sın. Dünya starları büyük gücünü sahne inşasından alırken niye farklı konseptler yapmıyorsun? Konserleri düzenleyen Hitt Production senin, güç sende, o zaman neden sahnelerin He-Man’i olmuyorsun, neden kaçak güreşiyorsun?
http://img812.imageshack.us/img812/7046/tarkankonser3e128455575.jpg (http://img812.imageshack.us/i/tarkankonser3e128455575.jpg/)
Eski değil eskimeyen Tarkan geri geldi şarkılarda ancak tüm ihtişamına rağmen tek dizüstü çöküş dahil hareketleri eskidi. Tamam yakışıyor ama fazlasını istemek de hakkımız. Yıldız Kenter tiyatro ahnesinde amuda kalkarken, uluslararası isimler sürekli kendilerini görsel şov anlamında yenilerken, Ajda Pekkan dahi konserlerinde fırtına gibi eserken, senin durman abes oluyor. Bu dönüşe, bu ışığa daha kompleks sahneler şart. Sevgiyle gelene hediyeler şart. Bu sevgiler miadı dolmuş “sizi çok seviyorum”larla, öpücük göndermelerle değil de müthiş sahne gösterileriyle taçlanmalı artık.
Konser, büyük hitlerle ancak gereksiz ve uzun bir ara ile devam ederken; şarkıların ritmlerine kusursuzca eşlik edip, bizi sinestezik olduğumuza ikna eden ekranlarla renkleniyordu. Sahnedeki 210 metrekare LED ekran, Demet Akalın’ın Açıkhava konserinden bile az sayıdaki müzisyenin yer aldığı ve Tarkan’dan başka kimsenin ayak basmadığı sahneyi canlandırdı, şarkıcının boş bıraktığı her kareyi doldurdu. Işık sistemi ve şarkılara özel hazırlanmış görüntülerin Türkiye’de ilk defa kullanılan programlar vasıtasıyla bir koreografiye dönüştürülmesi etkileyiciydi. Sahneye daha hakim bir Tarkan’ın yerini tutmuyordu ışıltılar; ancak oyalıyordu en azından.
Son bir noktayı da atlamayayım, genelde izleyici çok iyi eşlik etse de biste bazılarının üstüne oturdukları yastıkları sahneye atması resmen bir kendini bilmezlikti. Bu estetik ve hijyen karşıtı sevgi gösterisinin iyi mi kötü mü niyetle yapıldığını bilemem ama kimsede iyi hisler yaratmadığı kesin.
Kaynak: Gercekpop-Ali Boz