PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Tanrı Tarkan'ı seviyor



özlemmis
03-09-10, 12:39
Salı akşamı Tarkan konserine gittim Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda. Albümü çıkmadan yaşadığı birkaç karanlık günün Tarkan’ı nasıl etkilediğini merak ediyordum.
Albüm çıktığında merakıma bir cevap bulmuştum aslında, albümün neredeyse bütün şarkılarının çok iyi olması bana Tarkan’ın bu ‘zor’ anıyı hayatının hiçbir köşesinde istemediğini, bir an önce ondan kurtulmayı arzuladığını hissettirmişti.

O yüzden gözlerimle de görmek istedim, sahnede nasıl olduğunu.

Açıkhava sahnesini bilirsiniz. Protokol denen en ön sandalyelerde oturmanın hiçbir manası yoktur, boynunuz tutulur sahneyi izlerken. O yüzden sevmem o çok havalı gözüken sandalyelerde oturmayı.

Açıkhava’da konser arkadan izlenir, bence. Ama yerimiz protokol sandalyeleriydi yine...

Gidene kadar söylendim, “Ön sıralarda boynun ağrır sahneye bakarken, rahat hareket edemezsin, sıkışıktır, gergin ve kurallı olur oralar” diye.

İçeri girdik. Yerimize doğru yürüdük ve bu konserin çok farklı olacağını hemen anladım.

Sahneyi seyirciye bağlayan merdivenlerin üstü, aradaki mesafeyi en aza hatta seyirciyle sahneyi aynı hizaya getirecek şekilde geniş bir platformla kapatılmış, sahne, Tarkan’ın isterse seyircilerin içine gelebileceği şekilde uzatılmıştı.

Uzun, kırmızı kadife perdeler, bizi nelerin beklediğini şimdilik saklıyordu.

Konser başladı. Müzik duyuldu önce, sonra perdeler yavaşça açıl dı. Çok sade, sanki bomboş bir şarkıcının tek başına ortasında durduğu bir sahne.

Tarkan, sahnenin tam ortasında, bomboş bir sahneyi sesiyle dolduran minik bir dev adam gibi, perdeler açılır açılmaz insanları yakalayıverdi. Ben hayatımda daha ‘tuhaf’ birşey görmedim.

Bir erkeğin sesini, vücudunu bu kadar özgür bir şekilde kalabalığa sunması ve bunu yaparken telaşsız, kendi gibi olması beni çok etkiledi.

Radikal’de Fatih Özgüven bunu çok güzel anlatmış:
“Türkiye’de hangi erkek sahnede kendinden geçişini sergileme konusunda bu kadar kayıtsız? Hangi erkek bedeniyle bu kadar kendi başına ama aynı zamanda da herşeyi paylaşmaya açıktır.”

Konser boyunca gözümü hiç ayırmadan Tarkan’ı izledim.
Tarkan ve sesinden başka hiçbir şey yoktu sahnede, ne bir dansçı, ne bir davul solo, ne bir vokalist gösterisi. Sadece sahnedeki dev ekranda her şarkıda değişen olağanüstü görüntüler vardı.

Tarkan’ın sesi, şarkıları ve Açıkhava’yı dolduran o kalabalıkla, hayattan intikamını alışını seyrettim.
Hayatındaki birkaç karanlık günün, Tarkan’ı o küçük bedeninin içinde nasıl devleştirdiğini gördüm. Sahnede olmayı nasıl istediğini, hatırlamayı sevmediği günlerden ancak böyle arındığını düşündüğünü hissettim. Ya da bana öyle geldi...

Ama sahnede kullanılan yüksek teknoloji bile, Tarkan’ın bu albümünü, bu konserlerini diğerlerinin hepsinden farklı tuttuğunun işaretiydi.

Ancak Madonna ya da U2’da rastlayabileceğiniz bir teknoloji vardı sahnede.

Her şarkıda, sahnenin arkasına kurulmuş o dev ekranda -210 metrekareymiş o LED ekran- şarkıya uygun ışık oyunları yapılıyordu.

Bu arada o bomboş gözüken sahnenin hazırlanması üç gün sürmüş. Ve her gün seksen teknisyen çalışmış.
İki gün prova yapılmış. Sahne dizaynını Can Besbelli yapmış. Müthişti. Her şarkı için özel tasarlanmış ekran görüntülerini ise Proto hazırlamış. Tarkan her şarkı için duygusunu anlatmış onlara, onlar da inanılmaz bir iş çıkarmış doğrusu. Çok çarpıcıydı, Ercan Diler ve ekibi beni çok etkiledi.

2.5 saat sahnede kaldı Tarkan. İki kere bis yaptı. Ama bisler alışılmışın dışında, tek şarkılık değil 2 şarkılıktı.

Konser çıkışı kalabalığın içindeki duyabildiğim bütün konuşmaları dinledim, hayran olmamış beğenmeyen bir tek kişi yoktu.

Ben de çok beğendim.

Ve kendi kendime düşündüm, bazı insanlar diğerlerinden farklı.

Tanrı, o insanları seviyor ve sanki bazen kendi sevgisinden birşeyler katıyor onlara.



vatan / sanem altan

meryem_17
03-09-10, 12:55
Bir konser ancak bu kadar güzel anlatılabilir. :20: :20:Okurken çok keyif aldım.Ayrıca düşüncelerinize harfi harfine katılıyorum.We duygularnızı we konserin en ufak detaylarnı bu kadar güzel anllatığınız için çok teşekkür ediyorum.bravo bravo

twilight
03-09-10, 12:56
:) Evet,Tanri;Tarkan'i seviyor...biz de cok seviyoruz...
Harika özetlemis konseri,kalemine saglik,Sanem hanim :)

ozgem__
03-09-10, 14:24
süper anlatmış zaten bu çoşkuyu yaşamadan anlatılamazdı bu kadar.....
tanrı tarkan'ımızı çokk seviyorr :D

ece**
03-09-10, 14:29
ewet. bende yaşamadan önce okuduklarımla bu kadar güzel bi duygu olduğunu anlayamamışım diyorum şimdi. çok güzeldi. çok ayrıydı ya...

asd1234
03-09-10, 15:09
Tarkan'ın farkı bu işte,o ve konserleri sanki bu dünyadan değil gibi. Her giden,ilk gidişi de olsa , ikinci üçüncü gidişi de olsa büyülenmiş gibi oluyor.Şeytan tüyü diye tabir edilen şey bu olsa gerek,Tarkan'da var olan ve nerden nasıl geldiğini bilip anlayamadığımız o üstün enerji,o çekicilik.. Yazıyı paylaştığınız için teşekkürler :)

gizem-akkaş
03-09-10, 16:07
ne kadar güzel anlatmış okurken gözlerim doldu tüylerim diken diken oldu ne kadar büyük ve özel bi insan oldğunu bi kere daha anladım allahıma binlerce kere şükür böle bi insan var hayatımızda ve bizde onu çok seviyoruz iyiki seviyorum Tarkanı yoksa hayatım eksik ve zevksiz olurdu ne kadar gurur verici bu sözleri duymak bizim içinde onun iiçinde biz böle gururlanıosak Tarkanım ki okadr duygusal insan napıodur hepimiz tahmin edioruz iyiki varsın tarkanımmmmmm

eLiF
03-09-10, 17:50
Okurken bile etkilenmemek elde değil, çok güzel anlatmış. Çok şanslıyız Tarkan gibi bir insana sahip olduğumuz için

simgem__
03-09-10, 18:48
gerçekten çok güzel bi yazı olmuuşşşbravo

eskalen
03-09-10, 20:22
Bir gazeteci, bir hayran gibi konserin etkisiyle tane tane her ani anlatarak bizlere gercekci bir sekilde anlatiyor ve yazisiyla bizim duygularimiza tercuman oluyor..Bazen bende seninle beraber gitmis gibi oldum hissini bile verebiliyor...Bir gazeteci bile Tarkan'i izlemekten ne kadar etkileniyor ve buyuleniyor bunu goruyoruz..Cok guzel yazmis sanem altan.

Az ve oz sekilde soylim; Harbiye konserlerinden etkilenmeyen tek bir kisi gormedim! :))

TARQANIM
03-09-10, 20:25
güzel ve sade yazmis abartmadan.. begendim

xurush'nine
03-09-10, 21:18
Arkadaslar bu albumde cok interesan bir sey oldu:Albumu dinleyen asagi yukari her yazar sanki Tarkan hayrani gibi dinliyor sarkilari..Ve Harbiye konserlerine giden her yazar yada elestirmen sanki Tarkan hayraniymis gibi izliyor onu..Bu cok onemli bir "uyanis"..E be Tarkan helal olsun sana, yeniden dogusunla adini artik her kesin ama her kesin kalbne yazdin!Bravo sana!!!
"Uyan uyan.." dedin de uyuyan vicdanlar uyandi Tarkan, biliyor musun? Gozun aydin, gozumuz aydin!

Yazida karanlik gunlerin sozu geciyor da..O kahr olasi kotu gunlerde de yazmistim:Sana hayran olmaktan hic pisman olmadim..Yalniz sahnede degil her yerde farkini hissettiriyorsun..Gozaltindayken bile senle poilsler gonlunu almak icin sarkini caldiklarinda,o bur bolmelerden seni gormek imza almak, resim cekmek icin akin ettiklerinde qurur duymustum senle..( aslinda buruktu ama yine de qurudu..)Simdi yaziyi okurken de qurur duydum..
Biz hayranlar icin deyisen fazla bir sey yok..Nerde olursan ol , hep en buyuk sensin,sen bizim her seyimizsin!Her kosulda yanindayiz zaten..O kotu gunlerden sonra bir az rahatladik o kadar..Gozlerini gulerken gorup de sukr ediyoruz Tanriya...
Ama sana hayran olamayan kisilerin bile seni hayran gozuyle izlelemesi cok buyuk bir olyaldir, kutlarim! Basardik biliyor musun?Gozun aydin,gozumuz aydin!:29:

sweet
04-09-10, 16:26
Salı akşamı Tarkan konserine gittim Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda. Albümü çıkmadan yaşadığı birkaç karanlık günün Tarkan’ı nasıl etkilediğini merak ediyordum.

Albüm çıktığında merakıma bir cevap bulmuştum aslında, albümün neredeyse bütün şarkılarının çok iyi olması bana Tarkan’ın bu ‘zor’ anıyı hayatının hiçbir köşesinde istemediğini, bir an önce ondan kurtulmayı arzuladığını hissettirmişti.

O yüzden gözlerimle de görmek istedim, sahnede nasıl olduğunu.

Açıkhava sahnesini bilirsiniz. Protokol denen en ön sandalyelerde oturmanın hiçbir manası yoktur, boynunuz tutulur sahneyi izlerken. O yüzden sevmem o çok havalı gözüken sandalyelerde oturmayı.

Açıkhava’da konser arkadan izlenir, bence. Ama yerimiz protokol sandalyeleriydi yine...

Gidene kadar söylendim, “Ön sıralarda boynun ağrır sahneye bakarken, rahat hareket edemezsin, sıkışıktır, gergin ve kurallı olur oralar” diye.

İçeri girdik. Yerimize doğru yürüdük ve bu konserin çok farklı olacağını hemen anladım.

Sahneyi seyirciye bağlayan merdivenlerin üstü, aradaki mesafeyi en aza hatta seyirciyle sahneyi aynı hizaya getirecek şekilde geniş bir platformla kapatılmış, sahne, Tarkan’ın isterse seyircilerin içine gelebileceği şekilde uzatılmıştı.

Uzun, kırmızı kadife perdeler, bizi nelerin beklediğini şimdilik saklıyordu.

Konser başladı. Müzik duyuldu önce, sonra perdeler yavaşça açıl dı. Çok sade, sanki bomboş bir şarkıcının tek başına ortasında durduğu bir sahne.

Tarkan, sahnenin tam ortasında, bomboş bir sahneyi sesiyle dolduran minik bir dev adam gibi, perdeler açılır açılmaz insanları yakalayıverdi. Ben hayatımda daha ‘tuhaf’ birşey görmedim.

Bir erkeğin sesini, vücudunu bu kadar özgür bir şekilde kalabalığa sunması ve bunu yaparken telaşsız, kendi gibi olması beni çok etkiledi.

Radikal’de Fatih Özgüven bunu çok güzel anlatmış:
“Türkiye’de hangi erkek sahnede kendinden geçişini sergileme konusunda bu kadar kayıtsız? Hangi erkek bedeniyle bu kadar kendi başına ama aynı zamanda da herşeyi paylaşmaya açıktır.”

Konser boyunca gözümü hiç ayırmadan Tarkan’ı izledim.
Tarkan ve sesinden başka hiçbir şey yoktu sahnede, ne bir dansçı, ne bir davul solo, ne bir vokalist gösterisi. Sadece sahnedeki dev ekranda her şarkıda değişen olağanüstü görüntüler vardı.

Tarkan’ın sesi, şarkıları ve Açıkhava’yı dolduran o kalabalıkla, hayattan intikamını alışını seyrettim.
Hayatındaki birkaç karanlık günün, Tarkan’ı o küçük bedeninin içinde nasıl devleştirdiğini gördüm. Sahnede olmayı nasıl istediğini, hatırlamayı sevmediği günlerden ancak böyle arındığını düşündüğünü hissettim. Ya da bana öyle geldi...

Ama sahnede kullanılan yüksek teknoloji bile, Tarkan’ın bu albümünü, bu konserlerini diğerlerinin hepsinden farklı tuttuğunun işaretiydi.

Ancak Madonna ya da U2’da rastlayabileceğiniz bir teknoloji vardı sahnede.

Her şarkıda, sahnenin arkasına kurulmuş o dev ekranda -210 metrekareymiş o LED ekran- şarkıya uygun ışık oyunları yapılıyordu.

Bu arada o bomboş gözüken sahnenin hazırlanması üç gün sürmüş. Ve her gün seksen teknisyen çalışmış.
İki gün prova yapılmış. Sahne dizaynını Can Besbelli yapmış. Müthişti. Her şarkı için özel tasarlanmış ekran görüntülerini ise Proto hazırlamış. Tarkan her şarkı için duygusunu anlatmış onlara, onlar da inanılmaz bir iş çıkarmış doğrusu. Çok çarpıcıydı, Ercan Diler ve ekibi beni çok etkiledi.

2.5 saat sahnede kaldı Tarkan. İki kere bis yaptı. Ama bisler alışılmışın dışında, tek şarkılık değil 2 şarkılıktı.

Konser çıkışı kalabalığın içindeki duyabildiğim bütün konuşmaları dinledim, hayran olmamış beğenmeyen bir tek kişi yoktu.

Ben de çok beğendim.

Ve kendi kendime düşündüm, bazı insanlar diğerlerinden farklı.

Tanrı, o insanları seviyor ve sanki bazen kendi sevgisinden birşeyler katıyor onlara.


Kaynak:Vatan

pare pare
04-09-10, 17:14
Çok güzel ve sevgiyle yazılmış bir yazı daha okudum ve teekkür ediyorum sana.Tarkan sende bunu bilki bizler her zaman yanındayız . . .

fatihvefatih
04-09-10, 17:38
Tarkan bizlerin ailelerinden biridir!

denizarya
04-09-10, 18:33
bencede tarkanda her insanda olmayan bisey var..kendini izletiyor..o hareketleri duygusu baska ya