Nzl
29-06-06, 08:55
http://img.takvim.com.tr/2006/06/29/im/FAEBEE4CD460A9489D1DFC39b.jpg
http://img.takvim.com.tr/2006/06/29/im/1153556E3925E948AEEA6320b.jpg
http://img.takvim.com.tr/2006/06/29/im/53780817C79E5B409CAD5081b.jpg
Tarkan'ı gören Bilge
Konser bitip ışıklar söndüğünde şöhret elbisesini çıkartıp bir kenara koyuyor Megastar. İşte o an acıları, zaafları ve hırçınlıkları olan Tarkan giriyor devreye. Ünlü sanatçı, 'Bunları bir tek Bilge görebiliyor. O benim için çok özel bir insan' diyor.
Moskova'nın gizemli sokaklarında yürüyoruz... Ben soruyorum o yanıtlıyor... Megastar, şimdiye kadar kimseyle paylaşmadıklarını anlatmaya devam ediyor... Bilge ile evliliği düşünüyor mu, eleştirileri nasıl duymamazlıktan geliyor? İşte herkesin merak ettiği bu soruların yanıtları ve Tarkan'ın bilinmeyen özellikleri...
* Türkiye'de çok fazla konuşmuyorsunuz. Taş olsa çatlar. "Aman artık konuşayım da bitsin" demiyor musunuz?
Diyorum ama durduruyorlar beni. "Aman" diyorlar, "Gerek yok yapma". Yok aslında şaka yapıyorum. Ben her şeyi olduğu gibi kabul etmeye çalışıyorum. Ben hayatta her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya uğraşıyorum. Kim ne derse desin. Herkesi memnun etmek de mümkün değil bu hayatta. Ben kendimi en başta memnun ediyorum. Yaptığım işle gurur duyuyorum. Her ne yapıyorsam. Daha fazlası için de kendimi geliştiriyorum, öğreniyorum. Ama onun dışında; o bunu demiş, bu bunu demiş, o bunu beğenmemiş... Sinirlendiğim de oluyor açıkçası, ben de insanım. Ama umursamıyorum.
* Etrafınıza pozitif bir elektrik yayıyorsunuz. Bunu neye borçlusunuz?
Bilmem, benim doğamda olan birşey bu. Herhalde hayata farklı bakıyorum. Ben buna borçluyum. Şöhrete, aile yapısına, aileye, aşka, her şeye daha güzel, daha mutlu bakmaya çalışıyorum, daha pozitif. Bence hayatı olabildiğince sade yaşamaya borçluyum. Öyle cafcaflı, abartılı sevmiyorum.
* Sizin etrafınızdaki insanların da etkisi var bunda herhalde?
Var, birlikte çalıştığım ekibim de öyle bakıyor hayata. Sen de tanıyorsun onları artık.
* Özellikle Bilge de öyle galiba. Bilge kabul etmiş gibi geliyor bana.
Bunu görebildiği için onunla birlikteyiz. O, gerçek beni gördü. Şöhretli Tarkan da gerçek ben ama, orada başka bir dünya var. Süsleniyorsun, püsleniyorsun, sahnelere çıkıyorsun. Diğer tarafta benim zaaflarımla, acılarımla, hırçınlıklarımla, her şeyimle beni gören o. Bunu buradan tüm Türkiye'ye haykırabilirim, o çok özel bir insan. Bunu söylerken bile duygulanıyorum. Bunu bizim bilmemiz yetiyor. Zaten herkes her şeyi yazıp çiziyor.
* Peki Bilge kırılıyor mu yazılanlara?
Evet o da çok kırılıyor. Gözünden şöyle bir damla yaş geliyor, benim de içim gidiyor. "Ben bu değilim ki, böyle yazıp çiziyorlar, böyle görüyorlar" diyor. Neyse... Şimdi haksızlık oluyor, herkes her şeyi çok kolay yazıp çiziyor. Biraz düşünsünler biz de insanız. İçimizdeki çocuk en azından alınıyor. "Ya ben öyle değilim ki, niye öyle diyorlar" diyor. İçimizdeki çocuğu telkin etmeye çalışarak geçiriyoruz zamanlarımızı "Ah canım gel bakayım" diye.
* Yemek yapabiliyor musunuz?
Yapıyorum, bilmiyor musun sen?
Evleneceğim insan kesinlikle Bilge...
* Evliliği gerçekten düşünüyor musunuz Bilge'yle? Düşünüyoruz, yarın mı?
Hazır olduğumuzda. Ama gerçekten, o benim hayat arkadaşım. O da öyle görüyor. Olursa da bir tek onunla olur. Gerçekten onunla olur. Bir aile kurmak istiyoruz bir gün, çocuklarımız olsun istiyoruz. Ben harika bir baba olurum (gülüyor). Vallahi harika bir baba olurum, çünkü ben duygusal bir insanım. Bilmiyorum, iyi niyetle, sevgiyle büyütürüm. Onun dışında hepimizin hataları olacaktır.
* Hayır. Yeni öğreniyorum.
Hakikaten mi? Eee tamam bir gün yemek yapıyoruz beraber. Ciddi söylüyorum. Babam mıhlama yapardı. O aklımda kalmış biraz. Sorunun cevabına gelirsek, aslında galiba her gün biraz daha hayallerimiz değişiyor ya da hedeflerimiz, amaçlarımız. Şimdi gerçekten oraya istediğim evi yaptırıp özgürlük alanımı yaratmak istiyorum. Çünkü hayatım zor benim. Gördüğün gibi. En azından yaratıcı olabilmek için insanın mutlu olabileceği bir yerde yaşaması lazım. Ondan sonra yapacaklarım var. Yani o değilmiş, çiftlik değilmiş, en son hayalim. Yok yok, yeni yeni şeyler var
Bir gün düşmekten korkmuyor musunuz?
* Yoo, çünkü ben kendimi her zaman yerden yere vuruyorum. Her ne zaman bir yere çıksam pat atıyorum kendimi yerden yere. Belki de buna borçluyum pozitif olmayı. Şöhretli insanları ya da şöhreti hazmedememiş insanları da görüyorum . Onlar zaten kendilerini cezalandırıyorlar en kötü şekilde. Egolarına ve bencilliklerine yenik düşerek. Ben her başarıdan sonra "Oaha iyisini yapmalısın" diyorum. "Kalk, devam, en tepede değilsin, yürü bakalım, daha yolun ortasındasın" diyorum.
http://www.takvim.com.tr/gnc106.html
http://img.takvim.com.tr/2006/06/29/im/1153556E3925E948AEEA6320b.jpg
http://img.takvim.com.tr/2006/06/29/im/53780817C79E5B409CAD5081b.jpg
Tarkan'ı gören Bilge
Konser bitip ışıklar söndüğünde şöhret elbisesini çıkartıp bir kenara koyuyor Megastar. İşte o an acıları, zaafları ve hırçınlıkları olan Tarkan giriyor devreye. Ünlü sanatçı, 'Bunları bir tek Bilge görebiliyor. O benim için çok özel bir insan' diyor.
Moskova'nın gizemli sokaklarında yürüyoruz... Ben soruyorum o yanıtlıyor... Megastar, şimdiye kadar kimseyle paylaşmadıklarını anlatmaya devam ediyor... Bilge ile evliliği düşünüyor mu, eleştirileri nasıl duymamazlıktan geliyor? İşte herkesin merak ettiği bu soruların yanıtları ve Tarkan'ın bilinmeyen özellikleri...
* Türkiye'de çok fazla konuşmuyorsunuz. Taş olsa çatlar. "Aman artık konuşayım da bitsin" demiyor musunuz?
Diyorum ama durduruyorlar beni. "Aman" diyorlar, "Gerek yok yapma". Yok aslında şaka yapıyorum. Ben her şeyi olduğu gibi kabul etmeye çalışıyorum. Ben hayatta her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya uğraşıyorum. Kim ne derse desin. Herkesi memnun etmek de mümkün değil bu hayatta. Ben kendimi en başta memnun ediyorum. Yaptığım işle gurur duyuyorum. Her ne yapıyorsam. Daha fazlası için de kendimi geliştiriyorum, öğreniyorum. Ama onun dışında; o bunu demiş, bu bunu demiş, o bunu beğenmemiş... Sinirlendiğim de oluyor açıkçası, ben de insanım. Ama umursamıyorum.
* Etrafınıza pozitif bir elektrik yayıyorsunuz. Bunu neye borçlusunuz?
Bilmem, benim doğamda olan birşey bu. Herhalde hayata farklı bakıyorum. Ben buna borçluyum. Şöhrete, aile yapısına, aileye, aşka, her şeye daha güzel, daha mutlu bakmaya çalışıyorum, daha pozitif. Bence hayatı olabildiğince sade yaşamaya borçluyum. Öyle cafcaflı, abartılı sevmiyorum.
* Sizin etrafınızdaki insanların da etkisi var bunda herhalde?
Var, birlikte çalıştığım ekibim de öyle bakıyor hayata. Sen de tanıyorsun onları artık.
* Özellikle Bilge de öyle galiba. Bilge kabul etmiş gibi geliyor bana.
Bunu görebildiği için onunla birlikteyiz. O, gerçek beni gördü. Şöhretli Tarkan da gerçek ben ama, orada başka bir dünya var. Süsleniyorsun, püsleniyorsun, sahnelere çıkıyorsun. Diğer tarafta benim zaaflarımla, acılarımla, hırçınlıklarımla, her şeyimle beni gören o. Bunu buradan tüm Türkiye'ye haykırabilirim, o çok özel bir insan. Bunu söylerken bile duygulanıyorum. Bunu bizim bilmemiz yetiyor. Zaten herkes her şeyi yazıp çiziyor.
* Peki Bilge kırılıyor mu yazılanlara?
Evet o da çok kırılıyor. Gözünden şöyle bir damla yaş geliyor, benim de içim gidiyor. "Ben bu değilim ki, böyle yazıp çiziyorlar, böyle görüyorlar" diyor. Neyse... Şimdi haksızlık oluyor, herkes her şeyi çok kolay yazıp çiziyor. Biraz düşünsünler biz de insanız. İçimizdeki çocuk en azından alınıyor. "Ya ben öyle değilim ki, niye öyle diyorlar" diyor. İçimizdeki çocuğu telkin etmeye çalışarak geçiriyoruz zamanlarımızı "Ah canım gel bakayım" diye.
* Yemek yapabiliyor musunuz?
Yapıyorum, bilmiyor musun sen?
Evleneceğim insan kesinlikle Bilge...
* Evliliği gerçekten düşünüyor musunuz Bilge'yle? Düşünüyoruz, yarın mı?
Hazır olduğumuzda. Ama gerçekten, o benim hayat arkadaşım. O da öyle görüyor. Olursa da bir tek onunla olur. Gerçekten onunla olur. Bir aile kurmak istiyoruz bir gün, çocuklarımız olsun istiyoruz. Ben harika bir baba olurum (gülüyor). Vallahi harika bir baba olurum, çünkü ben duygusal bir insanım. Bilmiyorum, iyi niyetle, sevgiyle büyütürüm. Onun dışında hepimizin hataları olacaktır.
* Hayır. Yeni öğreniyorum.
Hakikaten mi? Eee tamam bir gün yemek yapıyoruz beraber. Ciddi söylüyorum. Babam mıhlama yapardı. O aklımda kalmış biraz. Sorunun cevabına gelirsek, aslında galiba her gün biraz daha hayallerimiz değişiyor ya da hedeflerimiz, amaçlarımız. Şimdi gerçekten oraya istediğim evi yaptırıp özgürlük alanımı yaratmak istiyorum. Çünkü hayatım zor benim. Gördüğün gibi. En azından yaratıcı olabilmek için insanın mutlu olabileceği bir yerde yaşaması lazım. Ondan sonra yapacaklarım var. Yani o değilmiş, çiftlik değilmiş, en son hayalim. Yok yok, yeni yeni şeyler var
Bir gün düşmekten korkmuyor musunuz?
* Yoo, çünkü ben kendimi her zaman yerden yere vuruyorum. Her ne zaman bir yere çıksam pat atıyorum kendimi yerden yere. Belki de buna borçluyum pozitif olmayı. Şöhretli insanları ya da şöhreti hazmedememiş insanları da görüyorum . Onlar zaten kendilerini cezalandırıyorlar en kötü şekilde. Egolarına ve bencilliklerine yenik düşerek. Ben her başarıdan sonra "Oaha iyisini yapmalısın" diyorum. "Kalk, devam, en tepede değilsin, yürü bakalım, daha yolun ortasındasın" diyorum.
http://www.takvim.com.tr/gnc106.html