eskalen
24-05-10, 13:46
Sabah Gunaydin'da Mevlut Tezel'in Telesiyej ve Tarkan hakkinda atfettigi yaziya karsilik bugunku Taraf gazetesindeki Telesiyej'in cevap yazisi...
Tarkan, Pepsi ve medyadaki başı sonu açık provokatif dürtüler!
Sabah Günaydın'dan bir kardeş, perşembe günkü yazımı çok ayıplamış, Tarkan'ın başarısı ve Pepsi'nin iletişim başarısızlığı başlıklı yazımda neden Tarkan'ın uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınmasına hiç değinmediğime içerlemiş. Tarkan'ı, okurun bilinçaltına bir masumiyet sembolü olarak sunduğuma inanmış.
Okuru aldatıyor olmamdan muazzep olmuş; zekice kurgulanmış bir yazı döktürdüğüm için, okurun da bunu ilk bakışta anlamayacağından endişe duymuş.
Kardeş, okuru pek tanımıyor anlaşılan! Okur kitlesinin ortak bir zekâsı ve ortak bir duygusu vardır; külü istediği zaman yutar..
ama çoğunlukla yutmaz, yeter ki gerçeklerin bilgisi sunulsun.
Tarkan'ın yeni şarkısının yarattığı rüzgârdan ve Pepsi'nin bunu öngöremediğinden bahsederken, uyuşturucu mevzuuna özellikle girmedim; yeni bir şarkı ve başarıyla gündeme gelen bir stardan bahsederken her defasında 'uyuşturucudan gözaltına alınan' ibaresini kullanmanın mesleki terbiyeye uymadığını düşünürüm çünkü. O zaman, geçmişte aynı sebepten sorgulanan, gözaltına alınan, ya da başından -kamunun bilgisinde olan- nahoş olaylar geçmiş diğer ünlü isimlerden de her seferinde aynı vurguyla mı bahsedeceğiz? Kaldı ki Telesiyej'de yayımlanan iki yazıda da Pepsi'nin Tarkan'la olan anlaşmasını bu yüzden bozduğu ifade edilmişti zaten.
Bu kardeş, benim hiç gazete okumadığıma da kanaat getirmiş.
Çünkü okusam Tarkan'ın gözaltına alındığı uyuşturucu operasyonunda önemli gelişmeler yaşandığını, davanın örgüt faaliyeti çerçevesinde değerlendirileceğini bilirmişim.
Kardeş, kendi gazetesini bile okumuyor anlaşılan! Sabah gazetesi iki hafta önce bunun tam aksini yazdı zira.
"Ünlü sanatçı örgütlü suç işleyenler arasında yok. Tarkan'ın dosyası özel mahkemeye" başlıklı haber 6 mayısta Sabah gazetesinde yayımlandı.
Haberde, Tarkan'ın, sadece kullanmak amacıyla 12 gram hintkeneviri bulundurmaktan yargılanacağı belirtiliyordu.
Telesiyej, yine de Tarkan'ın hukuk bürosuna bir mail gönderip bu konuda bilgi sağlaması yaptı.
Hukuk bürosunun açıklaması şöyle: "Dava hangi mahkemede açılırsa açılsın, Tarkan, TCK 191. Madde kapsamında (uyuşturucu madde kullanmak) yargılanacaktır.
Bu yargılama sonucunda Tarkan için en kötü ihtimalle denetimli serbestlik tedbirine hükmedilecektir. Yani ilgili madde gereğince doğrudan doğruya verilecek bir hapis cezası da bulunmamaktadır." Günaydıncı kardeş, bir de 2008 Pekin Olimpiyatları'nda madalyalı Michael Phelps'in de-uyuşturucu kullanırken görüntülendiği içinreklam anlaşmalarının iptal edildiğini söylüyor. İyi de hiçbir Olimpiyat sporcusunun fanları yoktur. Tarkan'ın milyonlarca fanı vardır oysa. Bu fanlar da bütün olup bitenlerden sonra, "Kenetlenmişiz asil benliğine, altın harflerle yazılsın gönlümüze" pankartlarıyla Tarkan'ı desteklemektedir ve bu fanlar cola tüketicisidir. Benim yazım da zaten Tarkan'la değil, iletişim refleksiyle ilgiliydi; kardeş, yanlış okumuş.
Bu arada: "Bir de şöyle hayal edin; ekranda Tarkan'lı Pepsi reklamları döndüğü dönemde ünlü şarkıcı hapis cezası alıyor! İlahi Telesiyej, nasıl böyle bir yazı kaleme alırsın!" demiş.
Kardeş.. Tarkan'ın yargılandığı maddede doğrudan hapis cezası bulunmadığı halde böyle bir şeyi okura nasıl hayal ettirebilirsin?
Basının kültürünün üzerinde durduğu kaide, gerçeklerin kaidesidir, hayallerin değil! Basın okurunu hayal ettirmez, gerçekle buluşturur. Aksi halde, okurun vicdanını hayaller terazisine yöneltmek, başlangıcı ve sonu açık bir provokatif dürtü olacaktır.
Capito?
Kaynak:taraf.com.tr
Tarkan, Pepsi ve medyadaki başı sonu açık provokatif dürtüler!
Sabah Günaydın'dan bir kardeş, perşembe günkü yazımı çok ayıplamış, Tarkan'ın başarısı ve Pepsi'nin iletişim başarısızlığı başlıklı yazımda neden Tarkan'ın uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınmasına hiç değinmediğime içerlemiş. Tarkan'ı, okurun bilinçaltına bir masumiyet sembolü olarak sunduğuma inanmış.
Okuru aldatıyor olmamdan muazzep olmuş; zekice kurgulanmış bir yazı döktürdüğüm için, okurun da bunu ilk bakışta anlamayacağından endişe duymuş.
Kardeş, okuru pek tanımıyor anlaşılan! Okur kitlesinin ortak bir zekâsı ve ortak bir duygusu vardır; külü istediği zaman yutar..
ama çoğunlukla yutmaz, yeter ki gerçeklerin bilgisi sunulsun.
Tarkan'ın yeni şarkısının yarattığı rüzgârdan ve Pepsi'nin bunu öngöremediğinden bahsederken, uyuşturucu mevzuuna özellikle girmedim; yeni bir şarkı ve başarıyla gündeme gelen bir stardan bahsederken her defasında 'uyuşturucudan gözaltına alınan' ibaresini kullanmanın mesleki terbiyeye uymadığını düşünürüm çünkü. O zaman, geçmişte aynı sebepten sorgulanan, gözaltına alınan, ya da başından -kamunun bilgisinde olan- nahoş olaylar geçmiş diğer ünlü isimlerden de her seferinde aynı vurguyla mı bahsedeceğiz? Kaldı ki Telesiyej'de yayımlanan iki yazıda da Pepsi'nin Tarkan'la olan anlaşmasını bu yüzden bozduğu ifade edilmişti zaten.
Bu kardeş, benim hiç gazete okumadığıma da kanaat getirmiş.
Çünkü okusam Tarkan'ın gözaltına alındığı uyuşturucu operasyonunda önemli gelişmeler yaşandığını, davanın örgüt faaliyeti çerçevesinde değerlendirileceğini bilirmişim.
Kardeş, kendi gazetesini bile okumuyor anlaşılan! Sabah gazetesi iki hafta önce bunun tam aksini yazdı zira.
"Ünlü sanatçı örgütlü suç işleyenler arasında yok. Tarkan'ın dosyası özel mahkemeye" başlıklı haber 6 mayısta Sabah gazetesinde yayımlandı.
Haberde, Tarkan'ın, sadece kullanmak amacıyla 12 gram hintkeneviri bulundurmaktan yargılanacağı belirtiliyordu.
Telesiyej, yine de Tarkan'ın hukuk bürosuna bir mail gönderip bu konuda bilgi sağlaması yaptı.
Hukuk bürosunun açıklaması şöyle: "Dava hangi mahkemede açılırsa açılsın, Tarkan, TCK 191. Madde kapsamında (uyuşturucu madde kullanmak) yargılanacaktır.
Bu yargılama sonucunda Tarkan için en kötü ihtimalle denetimli serbestlik tedbirine hükmedilecektir. Yani ilgili madde gereğince doğrudan doğruya verilecek bir hapis cezası da bulunmamaktadır." Günaydıncı kardeş, bir de 2008 Pekin Olimpiyatları'nda madalyalı Michael Phelps'in de-uyuşturucu kullanırken görüntülendiği içinreklam anlaşmalarının iptal edildiğini söylüyor. İyi de hiçbir Olimpiyat sporcusunun fanları yoktur. Tarkan'ın milyonlarca fanı vardır oysa. Bu fanlar da bütün olup bitenlerden sonra, "Kenetlenmişiz asil benliğine, altın harflerle yazılsın gönlümüze" pankartlarıyla Tarkan'ı desteklemektedir ve bu fanlar cola tüketicisidir. Benim yazım da zaten Tarkan'la değil, iletişim refleksiyle ilgiliydi; kardeş, yanlış okumuş.
Bu arada: "Bir de şöyle hayal edin; ekranda Tarkan'lı Pepsi reklamları döndüğü dönemde ünlü şarkıcı hapis cezası alıyor! İlahi Telesiyej, nasıl böyle bir yazı kaleme alırsın!" demiş.
Kardeş.. Tarkan'ın yargılandığı maddede doğrudan hapis cezası bulunmadığı halde böyle bir şeyi okura nasıl hayal ettirebilirsin?
Basının kültürünün üzerinde durduğu kaide, gerçeklerin kaidesidir, hayallerin değil! Basın okurunu hayal ettirmez, gerçekle buluşturur. Aksi halde, okurun vicdanını hayaller terazisine yöneltmek, başlangıcı ve sonu açık bir provokatif dürtü olacaktır.
Capito?
Kaynak:taraf.com.tr