arau
07-03-10, 07:41
Can atakli
Türkiye’nin en önde gelen pop yıldızlarından Tarkan, bir uyuşturucu
soruşturması nedeniyle gözaltına alınınca “eşitlikçiler” kıyameti kopardılar: Vay efendim nasıl olurmuş da Tarkan’ın bileklerine kelepçe vurulmazmış?
Nedense kimsenin aklına aynı nedenle gözaltına alınan diğer kişilere neden kelepçe vurulduğunu sormak gelmiyor. Çünkü bizim eşitlik anlayışımız “kötülükte eşitlik.”
Aynı şekilde Tarkan’ın herkesin girdiği kapı yerine ön kapıdan alınması, emniyette hücreye atılmaması, bunun yerine bir polisin odasında kalması, bilgisayarda oyun oynaması, dışarıdan yemek getirilmesi de dillere dolandı.
Hukuk adına bu seslerin yükselmesi iyi hoş da, nedense hep bir şekilde düşenler söz konusu olduğunda aklımıza “eşitlik” geliyor.
Tarkan’ın normal zamanda neden “eşit” olmadığını kimse sorgulamıyor.
Ya da hakkında dava açılmadan bir generalin veya başsavcının “eşitliğini” de sorgulamıyoruz.
Ama ne zaman böyle birinin başı derde giriyor, o zaman “eşitlik” çığlıkları da ortalığı kaplıyor.
Açık söyleyeyim, Tarkan gibi bir sanatçının “uyuşturucu” ile ilişkili bir nedenle gözaltına alınmasına çok üzüldüm. Türkiye dünya çapında bir sanatçıyı bu kadar kolay yetiştirmiyor.
Elbette dünyaca ünlü de olsa bir sanatçının uyuşturucu gibi aşağılık bir şeyle anılmasının korunacak tarafı olamaz.
Ama kimse de normal günde asla erişemeyeceği bir yerde duran sanatçıyı “fırsat bu fırsat” deyip yerle bir etmeye kalkmasın.
Bence polis Tarkan’a gösterdiği ilgide çok haklıdır. Polis dünya çapında bir sanatçıyı suçu henüz sabit olmamışken, itip kakmak, küçük düşürmek, hayranlarının gözü önünde aşağılamak yerine savcılık aşamasına kadar çok özenli davranmış, doğrusunu yapmıştır.
Türkiye’nin en önde gelen pop yıldızlarından Tarkan, bir uyuşturucu
soruşturması nedeniyle gözaltına alınınca “eşitlikçiler” kıyameti kopardılar: Vay efendim nasıl olurmuş da Tarkan’ın bileklerine kelepçe vurulmazmış?
Nedense kimsenin aklına aynı nedenle gözaltına alınan diğer kişilere neden kelepçe vurulduğunu sormak gelmiyor. Çünkü bizim eşitlik anlayışımız “kötülükte eşitlik.”
Aynı şekilde Tarkan’ın herkesin girdiği kapı yerine ön kapıdan alınması, emniyette hücreye atılmaması, bunun yerine bir polisin odasında kalması, bilgisayarda oyun oynaması, dışarıdan yemek getirilmesi de dillere dolandı.
Hukuk adına bu seslerin yükselmesi iyi hoş da, nedense hep bir şekilde düşenler söz konusu olduğunda aklımıza “eşitlik” geliyor.
Tarkan’ın normal zamanda neden “eşit” olmadığını kimse sorgulamıyor.
Ya da hakkında dava açılmadan bir generalin veya başsavcının “eşitliğini” de sorgulamıyoruz.
Ama ne zaman böyle birinin başı derde giriyor, o zaman “eşitlik” çığlıkları da ortalığı kaplıyor.
Açık söyleyeyim, Tarkan gibi bir sanatçının “uyuşturucu” ile ilişkili bir nedenle gözaltına alınmasına çok üzüldüm. Türkiye dünya çapında bir sanatçıyı bu kadar kolay yetiştirmiyor.
Elbette dünyaca ünlü de olsa bir sanatçının uyuşturucu gibi aşağılık bir şeyle anılmasının korunacak tarafı olamaz.
Ama kimse de normal günde asla erişemeyeceği bir yerde duran sanatçıyı “fırsat bu fırsat” deyip yerle bir etmeye kalkmasın.
Bence polis Tarkan’a gösterdiği ilgide çok haklıdır. Polis dünya çapında bir sanatçıyı suçu henüz sabit olmamışken, itip kakmak, küçük düşürmek, hayranlarının gözü önünde aşağılamak yerine savcılık aşamasına kadar çok özenli davranmış, doğrusunu yapmıştır.