simgem__
03-03-10, 20:31
Gülin Yıldırımkaya
03.03.2010 09:26
Tarkan'ın suçu ünlü olmak mı?
Medyanın, Tarkan’ın adını yazıp diğerlerinin kimliklerini saklaması etik mi?
GEÇTİĞİMİZ hafta İstanbul’da yürütülen geniş çaplı uyuşturucu operasyonunda Tarkan Tevetoğlu ile birlikte ünlü gazeteci ve işadamları da gözaltına alındı. Şüphelilerle ilgili iddia aynıydı ama HABERTÜRK dışındaki yazılı basının söz konusu haberi sunuşları farklıydı: Çarşaf çarşaf basılan Tarkan Tevetoğlu fotoğraflarının yanında gözaltına alınan diğer isimler ad ve soyadlarının baş harfleriyle yer aldılar. Tarkan’ın ismi her fırsatta anılırken diğerlerinin kimliklerinin korunması hem kişilik hem de meslek ilkelerine aykırı değil mi? Gazeteciler haberi ele alırken meslektaşlarına ayrı, diğer vatandaşlara ayrı
muamele mi yapıyor? Halkın haber alma özgürlüğü kriterleri haberin öznesi olan kişinin mesleğine göre değişir mi?
GÜLİN YILDIRIMKAYA
gulinyildirimkaya@haberturk.com
‘Böyle gazetecilik olmaz’
HABERTURK Genel Yayın Yönetmeni Fatih ALTAYLI: TARKAN Tevetoğlu, yani yegâne uluslararası starımız “kokain” operasyonu nedeniyle gözaltına alındığı haberi gece geç saatte geldi. Yazı işlerindeki arkadaşlarla hemen bir telekonferans yaptık. Bu haberi nasıl kullanmamız gerektiği konusunda. Çünkü bu tür operasyonlar sık sık yapılıyor, sonra yargı aşamasında bir sonuç vermiyordu. Ama insanlar lekeleniyordu. Ramazan Kurnaz olayın çok ciddi olduğunu söyleyince bu kez isim kullanıp kullanmamak konusu gündeme geldi. Kullanma kararı verdik. Deniz Seki’nin adını kullanmıştık ve etik anlayışı açısından bizden iyi durumda olan Anglosakson basınında böylesi starlar, uyuşturucuyla yakalandığı zaman isimleriyle haber oluyordu. Biz de yaptık.
Tabii operasyonda gözaltına alınanlar arasında gazeteciler de vardı. Birkaç magazin gazetecisi. Burada da bir tartışma yaptık. “Tarkan’ın adını veriyorsak gazetecilerin de adını vermeliyiz” sonucu oybirliği ile çıktı. Ve Tarkan’la beraber uyuşturucu bulundurmak, kullanmak suçlamasıyla gözaltına alınan gazetecilerin adlarını da verdik. Bir baktık ki, Tarkan’ın adını çarşaf çarşaf veren gazeteler, iş kendi adamlarına gelince ya isim vermemişler ya da baş harflerini vererek geçiştirmişler. Buna ayıp denir. Tarkan’ın suçu gazeteci olmamak mı?
‘Tarkan korunmadıysa gazeteciler ve işadamları da korunmamalıydı’
Küçük yaşta olsalar gizlenebilir ama işadamları ve gazeteciler söz konusu, eşit davranmak gerek
Milliyet Gazetesi Okur Temsilcisi DERYA SAZAK: TARKAN’la birlikte diğer şüphelilerin de isimlerinin yazılması gerekirdi. Tarkan önemli bir sanatçı. Onu da içeren çok ciddi bir operasyon söz konusuysa birlikte alındığı kişilerin de adının açıklanması gerekir. Çok küçük yaşta olsalar belki gizlenebilir ama işadamları ve gazeteciler söz konusuysa eşit davranmak gerekir..
Tarkan korunmadığına göre diğerleri de korunmamalıydı diye düşünüyorum. Emniyet tarafından basın açıklaması şeklinde verildi gelişmeler, Tarkan’ın adıyla diğerleri de beraber kullanılmalıydı. Tarkan’ın kusuru ünlü olmasımı? Burada ünlü ünsüz ayrımına gerek yok bence.
‘Herkes hukuk önünde eşit hiçbir isim yazılmamalıydı’
İletişim HukukçusuMUSTAFA GÖKHAN AHİ: SORUŞTURMANIN gizliliği esastır. Herkes hükmen suçu ispat edilene kadar masumdur. Bu konularla ilgili olarak haber yapılabilir ama ismi ve fotoğrafları açık açık basında yer bulamaz. İsmi basındaki haberlerde açık açık yazılan kişi için de kişilik hakkının ihlali anlamına gelir. Tarkan’ın ünlü bir şahsiyet olması kanun önünde farklı muameleye tabi tutulmasını gerektirmez. Bir dilenci dahi yakalansa hukukun hangi ilkesi onun için geçerliyse, ünlü bir insan için de bu ilke aynı şekilde geçerlidir. Tarkan’ın ünlü olması hiçbir şeyi değiştirmez. Bir gazeteci için haber değeri yüksek bir konudur ama ortadaki hukuk kuralının farklı uygulanmasını gerektirmez. Tarkan belki isminin açıkça zikredilmesinden rahatsız olmamış olabilir. Bu haberlerde diğerlerinin isimlerinin açıkça verilmemesi doğrudur. Tarkan’ın da isminin açıkça verilmemesi, baş harfleriyle yer alması gerekirdi. Tarkan ve diğer isimler hukuk önünde farklı değiller. Hukuk herkes için eşittir. Bunun ünlü kişi olması ya da olmaması durumu değiştirmez. Her ikisinde de soruşturmanın gizliliğini ihlal ve kişilik haklarını ihlal etmemek gerekir.
‘Gazeteciler de rol modeli, onlar da açıklanmalı’
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ORHAN ERİNÇ: “GAZETECİ kamuya mal olmuş bir şahsiyet bile olsa halkın haber alma, bilgilenme hakkıyla bağlantılı olmayan hiçbir amaç için izin verilmedikçe özel yaşam gizliliği ilkesini ihlal edemez” kuralı vardır. Bu konu bilgilenme hakkıyla alakalı olduğuna göre, kişilerin isimlerinin geçmesi meslek ilkelerine aykırı değil. Tarkan’ın ismi yazılıyorsa diğerlerinin de yazılmalı. Gazeteciler de sanatçılar kadar rol model oluşturuyor, ünlü olmak kamuoyu önünde olmak demek. Gazeteciler de kamuoyu önünde olmayı kabul eden kişiler oldukları için, halkın haber alma özgürlüğü bu kişiler için de geçerli olur.
‘Ünlü sanatçıların suçları daha çok haber değeri taşır’
Sıradan bir insanın işlediği suç çok fazla önem taşımazken, ünlü birinin işlediği bir suç medyanın da ana konularından bir tanesini oluşturabilir
Ege Üniversitesi İletişim Fak. Gazetecilik Böl. Öğr. Üy. Yrd. Doç. Dr. OĞUZHAN KAVAKLI: SUÇU ispat edilene kadar herkes masumdur, bu değişmez bir hukuk kuralıdır. Karar verildiği zaman dahi kişinin suçluluğuna kanaat getirilemez çünkü yine bir yargı süreci vardır. Suçluluk kesinleşinceye kadar masum olarak kabul edilir. Kişinin sıfatı, adı, unvanı önemli değil ancak kamuya mal olmuş kişilerin diğer insanlardan farklı bir özelliği vardır. Onlar kamuoyuna hesap verebilirlik konusunda da duyarlı olmalıdır. Sıradan bir insanın işlediği suç çok fazla önem taşımazken, ünlü bir kişinin işlediği bir suç medyanın da ana konularından bir tanesini oluşturabilir. Burada Tarkan kamuya mal olmuş ünlü bir sanatçı, bu görevini yerine getirip getirmediği tartışma konusu haline geldiği için adından bahsedilebilir. Ama ideal olan ünlü bir sanatçıda da ismin rumuz olarak verilmesidir. Gazeteler bunu açıkça verdiler. Kamuoyuna mal olmuş bir isim olduğu için ismi yazılıyor. Diğerlerinin isimlerinin açıkça yazılmaması doğrudur. Usulen normal olması gereken yapılmış, diğer isimler net bir biçimde verilmemiş.
‘Tarkan ‘celebrity’ olduğu için ismi yazılıyor, bu konuda bir etik sorun yok’
SABAH Gazetesi Okur Temsilcisi YAVUZ BAYDAR: BURADA uluslararası pratikte özellikle ABD ve İngiltere’deki gazetelerin büyük bir bölümü, eğer habere söz konusu olan şahsiyet kamuya mal olmuş ise, “celebrity” ise kimliğinin ortaya çıkmasını hiçbir şekilde sakıncalı görmüyor. Hatta bunu kaçınılmaz olarak da görüyor çünkü internet çağındayız, sınır ötesi bir haber akışı var. Bunları da hesaba katarak böyle bir yaklaşım sergileniyor. Roman Polanski konusunda basın önce isim kullanmamış sonra tavrını değiştirmişti. Bu konuda bir etik sorun yok, ismi yayınlanmalı. Etik konusunda önemli olan, şüphelilerin isimlerinin zikredilmesinden, kimliklerinin teşhir edilmesinden ziyade yargı tarafından aksi ispat edilmediği sürece kişilerin masum olduğunun vurgulanmasıdır.
‘Gazeteci ve işadamlarının adı yazılmamalı’
İletişim Hukukçusu ERHAN HORASAN: ŞÜPHELİLERİN hepsinin ellerinin kelepçeli olduğunu görüyoruz. Tarkan’a kelepçe kullanılmaması doğru bir davranış ama diğer kişilere kelepçe vurulurken Tarkan’a yapılmaması ikircilikli bir durum oluşturuyor. Medyada Tarkan’ın isminin yazılması, diğer kişilerin isimlerinin baş harfleriyle anılması da doğal bir davranış. Açık açık ismi yazılabilir. Çünkü Tarkan, dünya çapında tanınan bir sanatçı. Diğer kişilerin isminin açık açık yazılmaması gerekiyordu zaten. Bu kişiler işadamları ve gazeteciler. İş hayatları, aile hayatları var, iş için ilişkileri var. Onlar da şüpheli olarak gözaltına alındılar. Şüphelilerin isimlerinin açıkça yazılmasına gerek yoktur.
http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=11939
03.03.2010 09:26
Tarkan'ın suçu ünlü olmak mı?
Medyanın, Tarkan’ın adını yazıp diğerlerinin kimliklerini saklaması etik mi?
GEÇTİĞİMİZ hafta İstanbul’da yürütülen geniş çaplı uyuşturucu operasyonunda Tarkan Tevetoğlu ile birlikte ünlü gazeteci ve işadamları da gözaltına alındı. Şüphelilerle ilgili iddia aynıydı ama HABERTÜRK dışındaki yazılı basının söz konusu haberi sunuşları farklıydı: Çarşaf çarşaf basılan Tarkan Tevetoğlu fotoğraflarının yanında gözaltına alınan diğer isimler ad ve soyadlarının baş harfleriyle yer aldılar. Tarkan’ın ismi her fırsatta anılırken diğerlerinin kimliklerinin korunması hem kişilik hem de meslek ilkelerine aykırı değil mi? Gazeteciler haberi ele alırken meslektaşlarına ayrı, diğer vatandaşlara ayrı
muamele mi yapıyor? Halkın haber alma özgürlüğü kriterleri haberin öznesi olan kişinin mesleğine göre değişir mi?
GÜLİN YILDIRIMKAYA
gulinyildirimkaya@haberturk.com
‘Böyle gazetecilik olmaz’
HABERTURK Genel Yayın Yönetmeni Fatih ALTAYLI: TARKAN Tevetoğlu, yani yegâne uluslararası starımız “kokain” operasyonu nedeniyle gözaltına alındığı haberi gece geç saatte geldi. Yazı işlerindeki arkadaşlarla hemen bir telekonferans yaptık. Bu haberi nasıl kullanmamız gerektiği konusunda. Çünkü bu tür operasyonlar sık sık yapılıyor, sonra yargı aşamasında bir sonuç vermiyordu. Ama insanlar lekeleniyordu. Ramazan Kurnaz olayın çok ciddi olduğunu söyleyince bu kez isim kullanıp kullanmamak konusu gündeme geldi. Kullanma kararı verdik. Deniz Seki’nin adını kullanmıştık ve etik anlayışı açısından bizden iyi durumda olan Anglosakson basınında böylesi starlar, uyuşturucuyla yakalandığı zaman isimleriyle haber oluyordu. Biz de yaptık.
Tabii operasyonda gözaltına alınanlar arasında gazeteciler de vardı. Birkaç magazin gazetecisi. Burada da bir tartışma yaptık. “Tarkan’ın adını veriyorsak gazetecilerin de adını vermeliyiz” sonucu oybirliği ile çıktı. Ve Tarkan’la beraber uyuşturucu bulundurmak, kullanmak suçlamasıyla gözaltına alınan gazetecilerin adlarını da verdik. Bir baktık ki, Tarkan’ın adını çarşaf çarşaf veren gazeteler, iş kendi adamlarına gelince ya isim vermemişler ya da baş harflerini vererek geçiştirmişler. Buna ayıp denir. Tarkan’ın suçu gazeteci olmamak mı?
‘Tarkan korunmadıysa gazeteciler ve işadamları da korunmamalıydı’
Küçük yaşta olsalar gizlenebilir ama işadamları ve gazeteciler söz konusu, eşit davranmak gerek
Milliyet Gazetesi Okur Temsilcisi DERYA SAZAK: TARKAN’la birlikte diğer şüphelilerin de isimlerinin yazılması gerekirdi. Tarkan önemli bir sanatçı. Onu da içeren çok ciddi bir operasyon söz konusuysa birlikte alındığı kişilerin de adının açıklanması gerekir. Çok küçük yaşta olsalar belki gizlenebilir ama işadamları ve gazeteciler söz konusuysa eşit davranmak gerekir..
Tarkan korunmadığına göre diğerleri de korunmamalıydı diye düşünüyorum. Emniyet tarafından basın açıklaması şeklinde verildi gelişmeler, Tarkan’ın adıyla diğerleri de beraber kullanılmalıydı. Tarkan’ın kusuru ünlü olmasımı? Burada ünlü ünsüz ayrımına gerek yok bence.
‘Herkes hukuk önünde eşit hiçbir isim yazılmamalıydı’
İletişim HukukçusuMUSTAFA GÖKHAN AHİ: SORUŞTURMANIN gizliliği esastır. Herkes hükmen suçu ispat edilene kadar masumdur. Bu konularla ilgili olarak haber yapılabilir ama ismi ve fotoğrafları açık açık basında yer bulamaz. İsmi basındaki haberlerde açık açık yazılan kişi için de kişilik hakkının ihlali anlamına gelir. Tarkan’ın ünlü bir şahsiyet olması kanun önünde farklı muameleye tabi tutulmasını gerektirmez. Bir dilenci dahi yakalansa hukukun hangi ilkesi onun için geçerliyse, ünlü bir insan için de bu ilke aynı şekilde geçerlidir. Tarkan’ın ünlü olması hiçbir şeyi değiştirmez. Bir gazeteci için haber değeri yüksek bir konudur ama ortadaki hukuk kuralının farklı uygulanmasını gerektirmez. Tarkan belki isminin açıkça zikredilmesinden rahatsız olmamış olabilir. Bu haberlerde diğerlerinin isimlerinin açıkça verilmemesi doğrudur. Tarkan’ın da isminin açıkça verilmemesi, baş harfleriyle yer alması gerekirdi. Tarkan ve diğer isimler hukuk önünde farklı değiller. Hukuk herkes için eşittir. Bunun ünlü kişi olması ya da olmaması durumu değiştirmez. Her ikisinde de soruşturmanın gizliliğini ihlal ve kişilik haklarını ihlal etmemek gerekir.
‘Gazeteciler de rol modeli, onlar da açıklanmalı’
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ORHAN ERİNÇ: “GAZETECİ kamuya mal olmuş bir şahsiyet bile olsa halkın haber alma, bilgilenme hakkıyla bağlantılı olmayan hiçbir amaç için izin verilmedikçe özel yaşam gizliliği ilkesini ihlal edemez” kuralı vardır. Bu konu bilgilenme hakkıyla alakalı olduğuna göre, kişilerin isimlerinin geçmesi meslek ilkelerine aykırı değil. Tarkan’ın ismi yazılıyorsa diğerlerinin de yazılmalı. Gazeteciler de sanatçılar kadar rol model oluşturuyor, ünlü olmak kamuoyu önünde olmak demek. Gazeteciler de kamuoyu önünde olmayı kabul eden kişiler oldukları için, halkın haber alma özgürlüğü bu kişiler için de geçerli olur.
‘Ünlü sanatçıların suçları daha çok haber değeri taşır’
Sıradan bir insanın işlediği suç çok fazla önem taşımazken, ünlü birinin işlediği bir suç medyanın da ana konularından bir tanesini oluşturabilir
Ege Üniversitesi İletişim Fak. Gazetecilik Böl. Öğr. Üy. Yrd. Doç. Dr. OĞUZHAN KAVAKLI: SUÇU ispat edilene kadar herkes masumdur, bu değişmez bir hukuk kuralıdır. Karar verildiği zaman dahi kişinin suçluluğuna kanaat getirilemez çünkü yine bir yargı süreci vardır. Suçluluk kesinleşinceye kadar masum olarak kabul edilir. Kişinin sıfatı, adı, unvanı önemli değil ancak kamuya mal olmuş kişilerin diğer insanlardan farklı bir özelliği vardır. Onlar kamuoyuna hesap verebilirlik konusunda da duyarlı olmalıdır. Sıradan bir insanın işlediği suç çok fazla önem taşımazken, ünlü bir kişinin işlediği bir suç medyanın da ana konularından bir tanesini oluşturabilir. Burada Tarkan kamuya mal olmuş ünlü bir sanatçı, bu görevini yerine getirip getirmediği tartışma konusu haline geldiği için adından bahsedilebilir. Ama ideal olan ünlü bir sanatçıda da ismin rumuz olarak verilmesidir. Gazeteler bunu açıkça verdiler. Kamuoyuna mal olmuş bir isim olduğu için ismi yazılıyor. Diğerlerinin isimlerinin açıkça yazılmaması doğrudur. Usulen normal olması gereken yapılmış, diğer isimler net bir biçimde verilmemiş.
‘Tarkan ‘celebrity’ olduğu için ismi yazılıyor, bu konuda bir etik sorun yok’
SABAH Gazetesi Okur Temsilcisi YAVUZ BAYDAR: BURADA uluslararası pratikte özellikle ABD ve İngiltere’deki gazetelerin büyük bir bölümü, eğer habere söz konusu olan şahsiyet kamuya mal olmuş ise, “celebrity” ise kimliğinin ortaya çıkmasını hiçbir şekilde sakıncalı görmüyor. Hatta bunu kaçınılmaz olarak da görüyor çünkü internet çağındayız, sınır ötesi bir haber akışı var. Bunları da hesaba katarak böyle bir yaklaşım sergileniyor. Roman Polanski konusunda basın önce isim kullanmamış sonra tavrını değiştirmişti. Bu konuda bir etik sorun yok, ismi yayınlanmalı. Etik konusunda önemli olan, şüphelilerin isimlerinin zikredilmesinden, kimliklerinin teşhir edilmesinden ziyade yargı tarafından aksi ispat edilmediği sürece kişilerin masum olduğunun vurgulanmasıdır.
‘Gazeteci ve işadamlarının adı yazılmamalı’
İletişim Hukukçusu ERHAN HORASAN: ŞÜPHELİLERİN hepsinin ellerinin kelepçeli olduğunu görüyoruz. Tarkan’a kelepçe kullanılmaması doğru bir davranış ama diğer kişilere kelepçe vurulurken Tarkan’a yapılmaması ikircilikli bir durum oluşturuyor. Medyada Tarkan’ın isminin yazılması, diğer kişilerin isimlerinin baş harfleriyle anılması da doğal bir davranış. Açık açık ismi yazılabilir. Çünkü Tarkan, dünya çapında tanınan bir sanatçı. Diğer kişilerin isminin açık açık yazılmaması gerekiyordu zaten. Bu kişiler işadamları ve gazeteciler. İş hayatları, aile hayatları var, iş için ilişkileri var. Onlar da şüpheli olarak gözaltına alındılar. Şüphelilerin isimlerinin açıkça yazılmasına gerek yoktur.
http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=11939