_trkn_
27-02-10, 17:24
İki eski kuvvet komutanı ile eski Birinci Ordu Komutanı, savcılık sorgusundan sonra serbest bırakılmışlardır. Bitti. Zirvenin tek sonucu budur, belki de tek amacı da buydu…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Turan Çolakkadı’nın serbest bırakma gerekçesi ile ilgili yaptığı açıklamaya inanmak için Pamuk Prenses kadar saf olmak lazım. Çolakkadı, “İki ay önce de ifadelerini almıştık, bu iki ay içinde kaçma ve delilleri karartma girişiminde bulunmadıkları ortaya çıktı, hepsi adreslerindeydi. Bu nedenle bıraktık” dedi.
Adliye koridorlarında dirsek çürütmüş emektar muhabirler herhalde hayatlarında ilk kez böyle bir açıklama duymuşlardır. Kimse, “Adreslerini terk etmediklerini anlamak için şafak operasyonu ile gözaltına almanız mı gerekiyordu?” diye sormadı…
“Bundan sonra paşaların kaçma olasılığını test etmek için iki ayda bir gözaltına mı alacaksınız?” diyen de olmadı…
En önemli soru da şu:
Mustafa Balbay ikinci kez gözaltına alınıp tutuklandığında sahte pasaportla yurtdışına kaçmaya çalışırken mi yakalanmıştı? O da evinden alındı, yeni doğmuş bebeğini uyuttuktan sonra on yıldır her gün gittiği gazete bürosuna gidip mesaisine başlayacaktı.
Çolakkadı’nın açıklaması, “Kuvvet komutanları, ilk sorgularıyla ilgili değil, Balyoz operasyonuyla bağlantılı olarak gözaltına alındılar” açıklamasıyla da tamamen çelişmektedir. Eğer, ayrı bir soruşturma için gözaltına alınmamışlarsa, aynı soruşturma kapsamında ikinci kez neden gözaltına alınıyorlar?
İlk sorguda eksik kalmış bir şey varsa davet edilip ek ifadelerine başvurulabilirdi. Savcılar, akıllarına yeni bir soru geldikçe daha önce serbest bırakılmış şüphelileri tekrar tekrar gözaltına mı aldıracaklar?
Nereden bakarsanız tutarsızlık, nereden bakarsanız mantıksızlık…
Zaten, dört gün Emniyet Müdürlüğü’nde tutulmuş olan İbrahim Fırtına da gözaltına alındığını kabul etmiyor. Adliyeden ayrılırken gazetecilere, “Bir yanlış anlamayı düzeltmek için buradaydım” dedi. Avukatı da daha önce “Paşam burayı otel olarak kullanıyor” diye tuhaf bir açıklama yapmıştı. Vatan caddesinde başka otel kalmamış gibi…
Paşa “yanlış anlamayı” sadece kendisi için düzeltmiş demek ki… Milliyet’in isabetli manşetinde ifade edildiği gibi “Üstler serbest, astlar tutuklu” çünkü…
Oysa darbe veya darbe girişimi organize bir suç değil midir? Planın başında olmakla suçladıklarınızı serbest bırakıp, altındakileri tutuklayacaksınız…
Yanlış anlaşılmasın, komutanların serbest bırakılmasına karşı çıkıyor değiliz. Gözaltına alınmaları ve Emniyet Müdürlüğü’nde alıkonulmaları kesinlikle hukuka aykırıdır. Serbest bırakılmaları doğru bir karardır. Sorduğumuz şu:
Neden herkese ayrı muamele yapılıyor? Aynı suçlamayla gözaltına alınanlar arasında daha büyük suçlama yöneltilenler serbest bırakılırken, onların altında oldukları iddia edilenler, hatta hayatında bir onbaşı bile tanımamış siviller neden tutuklanıyor? Neden aylardır, yıllardır tutuklu kalıyorlar?
Çankaya Köşkü zirvesinde sorun çözülmüş mü oldu şimdi?
Bir-iki ay sonra yeni bir operasyon dalgasıyla uyandığımızda yine aynı filmi seyredeceğiz demek ki. Genelkurmay Başkanı karargahta toplantı yapacak, gazeteler “devletin zirvesinde kriz!” diye manşet atacak. Elde bond çanta asık suratlarla Köşk’e çıkılacak; aaa! Ondan sonra bir bakacağız ki gözaltına alınanların üst tabaka olanları serbest bırakılıp diğerleri tutuklanmış!
Biz de burada “Kriz aşıldı” diye yazılar yazacağız…
Arada Popçu Tarkan gitti! Onun da milyonlarca hayran kitlesi var; onun için de bir zirve isteriz!
Allah aşkına birisi çıkıp bir rüya gördüğümüzü söylesin…
yazan :Fatma Sibel Yüksek
http://www.kentgazetesi.com/habergoster.aspx?id=11449
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Turan Çolakkadı’nın serbest bırakma gerekçesi ile ilgili yaptığı açıklamaya inanmak için Pamuk Prenses kadar saf olmak lazım. Çolakkadı, “İki ay önce de ifadelerini almıştık, bu iki ay içinde kaçma ve delilleri karartma girişiminde bulunmadıkları ortaya çıktı, hepsi adreslerindeydi. Bu nedenle bıraktık” dedi.
Adliye koridorlarında dirsek çürütmüş emektar muhabirler herhalde hayatlarında ilk kez böyle bir açıklama duymuşlardır. Kimse, “Adreslerini terk etmediklerini anlamak için şafak operasyonu ile gözaltına almanız mı gerekiyordu?” diye sormadı…
“Bundan sonra paşaların kaçma olasılığını test etmek için iki ayda bir gözaltına mı alacaksınız?” diyen de olmadı…
En önemli soru da şu:
Mustafa Balbay ikinci kez gözaltına alınıp tutuklandığında sahte pasaportla yurtdışına kaçmaya çalışırken mi yakalanmıştı? O da evinden alındı, yeni doğmuş bebeğini uyuttuktan sonra on yıldır her gün gittiği gazete bürosuna gidip mesaisine başlayacaktı.
Çolakkadı’nın açıklaması, “Kuvvet komutanları, ilk sorgularıyla ilgili değil, Balyoz operasyonuyla bağlantılı olarak gözaltına alındılar” açıklamasıyla da tamamen çelişmektedir. Eğer, ayrı bir soruşturma için gözaltına alınmamışlarsa, aynı soruşturma kapsamında ikinci kez neden gözaltına alınıyorlar?
İlk sorguda eksik kalmış bir şey varsa davet edilip ek ifadelerine başvurulabilirdi. Savcılar, akıllarına yeni bir soru geldikçe daha önce serbest bırakılmış şüphelileri tekrar tekrar gözaltına mı aldıracaklar?
Nereden bakarsanız tutarsızlık, nereden bakarsanız mantıksızlık…
Zaten, dört gün Emniyet Müdürlüğü’nde tutulmuş olan İbrahim Fırtına da gözaltına alındığını kabul etmiyor. Adliyeden ayrılırken gazetecilere, “Bir yanlış anlamayı düzeltmek için buradaydım” dedi. Avukatı da daha önce “Paşam burayı otel olarak kullanıyor” diye tuhaf bir açıklama yapmıştı. Vatan caddesinde başka otel kalmamış gibi…
Paşa “yanlış anlamayı” sadece kendisi için düzeltmiş demek ki… Milliyet’in isabetli manşetinde ifade edildiği gibi “Üstler serbest, astlar tutuklu” çünkü…
Oysa darbe veya darbe girişimi organize bir suç değil midir? Planın başında olmakla suçladıklarınızı serbest bırakıp, altındakileri tutuklayacaksınız…
Yanlış anlaşılmasın, komutanların serbest bırakılmasına karşı çıkıyor değiliz. Gözaltına alınmaları ve Emniyet Müdürlüğü’nde alıkonulmaları kesinlikle hukuka aykırıdır. Serbest bırakılmaları doğru bir karardır. Sorduğumuz şu:
Neden herkese ayrı muamele yapılıyor? Aynı suçlamayla gözaltına alınanlar arasında daha büyük suçlama yöneltilenler serbest bırakılırken, onların altında oldukları iddia edilenler, hatta hayatında bir onbaşı bile tanımamış siviller neden tutuklanıyor? Neden aylardır, yıllardır tutuklu kalıyorlar?
Çankaya Köşkü zirvesinde sorun çözülmüş mü oldu şimdi?
Bir-iki ay sonra yeni bir operasyon dalgasıyla uyandığımızda yine aynı filmi seyredeceğiz demek ki. Genelkurmay Başkanı karargahta toplantı yapacak, gazeteler “devletin zirvesinde kriz!” diye manşet atacak. Elde bond çanta asık suratlarla Köşk’e çıkılacak; aaa! Ondan sonra bir bakacağız ki gözaltına alınanların üst tabaka olanları serbest bırakılıp diğerleri tutuklanmış!
Biz de burada “Kriz aşıldı” diye yazılar yazacağız…
Arada Popçu Tarkan gitti! Onun da milyonlarca hayran kitlesi var; onun için de bir zirve isteriz!
Allah aşkına birisi çıkıp bir rüya gördüğümüzü söylesin…
yazan :Fatma Sibel Yüksek
http://www.kentgazetesi.com/habergoster.aspx?id=11449