ferid
31-05-06, 03:48
Officiel
2001
"TÜRK KADINI BENİ DAHA ÇOK ÇEKİYOR!"
http://img248.imageshack.us/img248/9936/officiel20012wk.jpg (http://imageshack.us)
Yeni albümü için Türkiye’ye dönüş yapan Tarkan’la söyleştik. Hayallerini, yurt dışı macerasını, Türk pop müziğine bakışını konuştuk. Ama itiraf etmeliyim ki, karşısında beni bulunca, her şey aşk ve cinsellik üzerine odaklanıverdi...
Röportaj : Duygu Asena
Güzel olmuş, Yeni saçları, pardon imajı yakışmış... Kilo da vermiş .... Hoş yani..... Çok da içten... Aslında düşündüğünde düşündüğünü söyleyememek zor geliyor. Basında da sadece ve kendi dilini anlayacak insanlarla konuşmak istiyor. Ama bu kolay değil... herkes ondan bir şey istiyor... Yapmayınca boykot ediliyor... kendisi mi olmalı yoksa kendinden beklendiği gibi mi davranmalı? Kararsız görünüyor... Kadınları çok seviyor ama onları tamamen anladığını sanmıyor. O henüz 28 yaşında... konuşmamızın sonunda soru soran taraf o oluyor. Karşısında beni bulunca, duygusallıktan cinselliğe kadınlara dair soruyor da soruyor....
"HERHALDE KANIM ÇEKİYOR, TÜRK KADINI BENİ DAHA ÇOK MUTLU EDİYOR. YABANCILARLA DA İLİŞKİM OLDU AMA BİR ŞEYLER UYMUYOR, TUTMUYOR."
DUYGU ASENA : Tarkan, hayal kurar mıydın çocukken?
TARKAN : Kurardım. Allah’ım hep şarkı söylememe izin ver, başka bir şey istemiyorum derdim, ama bu kadarını hayal etmemiştim. Bildim bileli şarkı söylüyorum. Ortaokul, lise dönemleri, Üsküdar Musiki Cemiyeti falan, ama şöhret olamayacağımı hissettim, Almanya’ya dönmeye karar verdim. Türk müziği eğitimi aldım, fakat çok zor geldi, bu müzik piyasasının parçası olamayacağımı hissettim. Kimseyi tanımıyordum, çevrem yoktu, o dönem çok dua ettim. Allah’ım ne olur bir fabrikada işçi olarak çalışmamalıyım, şarkı söylemeliyim diye.
D.A : İlk parçan neydi?
T : Kıl oldum abi. Sözünü ben yazmadım zaten, ama her şeyin bir başlangıcı var, dikkat çekti, tepki topladı çok. Sonra Gipsy Kings’in bir şarkısı vardı, ona söz yazdım, Vazgeçemem’le ilk kez galiba insanların kalbini fethettim. Tarkan’ı tanıdılar, a dediler, herhalde bu çocuk hassas çocuk, kıl tüy diyor ama.....
D.A : Peki sonra tanınmaya başladın, o zaman, "hayallerim gerçek oldu, çok mutluyum" dedin mi?
T : Hayır, hiçbir zaman, hala yeni bir başlangıç gibi geliyor bana her albüm, her başarı. Hiç tatmin olmuş değilim, üstelik ben memnun değildim o albümden. Bu ben değilim, aldığım eğitim çok daha kuvvetli diyordum, hiç tatmin olmuş değildik, çünkü ne yaptık şarkı yazamayınca, çevremiz olmayınca? Bilimum Gipsy Kings’lere falan sözler yazdık, Ajda Pekkan’ın yaptığı gibi yani.
D.A : Ajda Pekkan dedin de, o da yıllardır "arkanı dön ve çık- kimler geldi kimler geçti" diyor... Sen de uzun zamandır Şıkıdım Şımarık’la ortalardasın, yani sen de hep aynı şarkılarla....
T : Allah korusun, Allah korusun... En büyük korkum o. Yeni parçalarım hazır. Türkiye’de 4 yıl önce çıktı Şımarık, bundan iki yıl önce dünyada patladı, hala çağırıyorlar Şımarığı söyle diye.
D.A : Bu şarkılar da Sezen Aksu’nun zaten, yani başarının yarısı onun, ama hiç Sezen’in adı geçmiyor.
T : Yo, çok geçti. Ben her fırsatta dile getirdim. Bundan bir önceki albüm kendini tamamladı bence. O albüm beni ben yapan şarkılardan oluşuyor belki ama yeni albümden Kuzu Kuzu var, bir iki hafta sonra piyasaya çıkacak. 45-50 senfonik kemanla başlayan, üstüne Arap vurmalılarının girdiği çok hoş bir sentez. Sözü, bestesi bana ait, o yüzden çok büyük heyecan ve tedirginlik hissediyorum. Yeni albümde 12 şarkı var, single çıkacak önce, sadece bir an önce dinleyicime ulaştırmak istiyorum. Şarkımı, özel bir tanıtım düşünmüyorum, video klibi çekilecek. Şımarık ve Şıdım’ı yanlış anlamayın küçümsediğimden değil ama onlardan farklı, daha romantik, daha anti-maço bir Tarkan geliyor, yakalarsam muck değil de , bu defa "kuzu kuzu" geldim dilediğince kapandım dizlerine, bu kez gururumu ateşe verdim yaktın da geldim" diyorum.
"AŞK İÇİN KÖPEK OLURUM."
D.A : Peki sen hangi Tarkan’a daha çok uyuyorsun, yakalarsan muck mu....
T : Ben köpek olurum aşk için. Kuzu kuzu, köpeği olurum aşkımın, kalbimin yani, dolayısıyla yakalarsam derken de yine aynı Tarkan’dım. Ama başkasının yazdığı bir şarkıydı o, ben yorumcuydum.
D.A : Kaç kere aşık oldun?
T : Belki de hiç olmadım, bilmiyorum.
D.A : En çok sevdiğin kadında bulduğun aşkı biraz tarif etsene, şu anda biri geldi aklına herhalde, sormayacağım, nasıl olsa söylemezsin.
T : Tanımazsın da zaten, lise zamanlarında öyle bir aşk hatırlıyorum, sonraki aşklarım hep beklentiye dayalıymış, onu yeni anlıyorum, kaçışmış, korkularımmış. Bir kadının kanatları altına sığınmakmış belki de , bilmiyorum.
D.A : Ne anlıyorsun aşktan?
T : Teslimiyeti anlıyorum.
D.A : Karşılıklı teslimiyet mi?
T : Evet, beklentisizlik anlıyorum, bir o kadar da kalpten bağlılık anlıyorum, Bütünleşme anlıyorum, güç hakimiyeti, güç savaşı yerine tamamlamalı erkek kadın birbirini, dolayısıyla eşit benim gözümde. Tüm zayıflıkların paylaşılmasını anlıyorum, aşkta kompleksti, kapristi, kıskançlıktı bunları tanımıyorum.
D.A : Sadakat?
T : Sadakat , zor. Keşke, keşke... Ben sadık biriyim, onu biliyorum, sevdim mi, çok eşliliğe de inanmıyorum.
D.A : Gerçekten mi, oysa erkeklerin çoğu pek sadık kalamıyorlar, kendilerine hak görüyorlar bunu, o an aşık bile olsalar.
T : Yoo, ben değilim, sizi dinledim de daha önce televizyonlarda kızarken, kadın haklı dedim. Biz erkekler rezil yaratıklarız yani. Yalnız bekar olduğumda çok eşlilik olabilir, doğru kişiyi arayıştır, kadını tanımaktır belki. Ama ilişkilerimde aldattığımı da hatırlamıyorum.
D.A : En uzun ilişkin ne kadar sürdü?
T : Elif Dağdeviren’le en uzun ilişkim, 2,5 ya da 3 yıla yakın, sonra olamadı, kimseyi üzmek istemem ama yaşadığım ilişkiler biraz üzdü beni galiba. Aşka inancımı yitirmedim ama belki kendime inancımı yitirdim biraz.
D.A : Yani düşlediğini mi bulamadın ilişkide ve karşıdaki kadında?
T : Hayır, kendimi hiç tanımamış olduğumu anladım, önce kendini tanımak lazım, ben kimim, ben ne istiyorum. Çaresizliklerimin, yalnızlıklarımın tuzağına düşmüşüm, bunların farkına vardım. Aşık sanmışım kendimi, korkmuşum yalnız olmaktan, yalnız uyumaktan, şimdi farklı hissediyorum kendimi, şu son bir kaç aydır özellikle.
D.A : Yok mu şimdi kimse hayatında?
T : Yok. Son sekiz aydır kimse yok, bir o kadar da ilk kez hayatımda o da yanlış anlaşılacak ama olabildiği kadar çok insanla tanıştım, yani her gün biri yok hayatımda ama... O zaman kadın tanıma şansım olmadı, şöhretin zorlukları, düşünün ben Elif’le beraberken 22 yaşındaydım, daha çocuktum. Aşkı nasıl tanıyabilirim ki o yaşta, hala tanımıyorum.
D.A : Sekiz aydır hiç hayatına kadın girmedi mi ?
T : Girdi ama aşk girmedi.
D.A : Senin gibilerin durumu çok acayibime gidiyor Tarkan. Amerikan filmlerinde falan görüyoruz, ünlü erkeklerin kapısının önünde kızlar bekliyor, onunla yatmaya hazır... Bu genç bir erkek için nasıl bir şeydir, istediğin an onlarla yatabilirsin. Bu insanın kişiliğine ne yapar, şimdi kapıya çıksan beş tane, bara gitsen on tane...
T : Evet, ters tepiyor bir anda, en son geldiğimden beri Türkiye’de birkaç kez özel partilere katıldım ve oturduğum yerde sırayla tanımadığım kadınların kendilerini tanıştırdıklarına ve seks talep ettiklerine şahit oldum, bir anda benim değer yargılarım alt üst oldu, Türkiye’de oluyor bu. Dolaylı dile getiriyorlar belki ama anlaşıyor zaten.
2001
"TÜRK KADINI BENİ DAHA ÇOK ÇEKİYOR!"
http://img248.imageshack.us/img248/9936/officiel20012wk.jpg (http://imageshack.us)
Yeni albümü için Türkiye’ye dönüş yapan Tarkan’la söyleştik. Hayallerini, yurt dışı macerasını, Türk pop müziğine bakışını konuştuk. Ama itiraf etmeliyim ki, karşısında beni bulunca, her şey aşk ve cinsellik üzerine odaklanıverdi...
Röportaj : Duygu Asena
Güzel olmuş, Yeni saçları, pardon imajı yakışmış... Kilo da vermiş .... Hoş yani..... Çok da içten... Aslında düşündüğünde düşündüğünü söyleyememek zor geliyor. Basında da sadece ve kendi dilini anlayacak insanlarla konuşmak istiyor. Ama bu kolay değil... herkes ondan bir şey istiyor... Yapmayınca boykot ediliyor... kendisi mi olmalı yoksa kendinden beklendiği gibi mi davranmalı? Kararsız görünüyor... Kadınları çok seviyor ama onları tamamen anladığını sanmıyor. O henüz 28 yaşında... konuşmamızın sonunda soru soran taraf o oluyor. Karşısında beni bulunca, duygusallıktan cinselliğe kadınlara dair soruyor da soruyor....
"HERHALDE KANIM ÇEKİYOR, TÜRK KADINI BENİ DAHA ÇOK MUTLU EDİYOR. YABANCILARLA DA İLİŞKİM OLDU AMA BİR ŞEYLER UYMUYOR, TUTMUYOR."
DUYGU ASENA : Tarkan, hayal kurar mıydın çocukken?
TARKAN : Kurardım. Allah’ım hep şarkı söylememe izin ver, başka bir şey istemiyorum derdim, ama bu kadarını hayal etmemiştim. Bildim bileli şarkı söylüyorum. Ortaokul, lise dönemleri, Üsküdar Musiki Cemiyeti falan, ama şöhret olamayacağımı hissettim, Almanya’ya dönmeye karar verdim. Türk müziği eğitimi aldım, fakat çok zor geldi, bu müzik piyasasının parçası olamayacağımı hissettim. Kimseyi tanımıyordum, çevrem yoktu, o dönem çok dua ettim. Allah’ım ne olur bir fabrikada işçi olarak çalışmamalıyım, şarkı söylemeliyim diye.
D.A : İlk parçan neydi?
T : Kıl oldum abi. Sözünü ben yazmadım zaten, ama her şeyin bir başlangıcı var, dikkat çekti, tepki topladı çok. Sonra Gipsy Kings’in bir şarkısı vardı, ona söz yazdım, Vazgeçemem’le ilk kez galiba insanların kalbini fethettim. Tarkan’ı tanıdılar, a dediler, herhalde bu çocuk hassas çocuk, kıl tüy diyor ama.....
D.A : Peki sonra tanınmaya başladın, o zaman, "hayallerim gerçek oldu, çok mutluyum" dedin mi?
T : Hayır, hiçbir zaman, hala yeni bir başlangıç gibi geliyor bana her albüm, her başarı. Hiç tatmin olmuş değilim, üstelik ben memnun değildim o albümden. Bu ben değilim, aldığım eğitim çok daha kuvvetli diyordum, hiç tatmin olmuş değildik, çünkü ne yaptık şarkı yazamayınca, çevremiz olmayınca? Bilimum Gipsy Kings’lere falan sözler yazdık, Ajda Pekkan’ın yaptığı gibi yani.
D.A : Ajda Pekkan dedin de, o da yıllardır "arkanı dön ve çık- kimler geldi kimler geçti" diyor... Sen de uzun zamandır Şıkıdım Şımarık’la ortalardasın, yani sen de hep aynı şarkılarla....
T : Allah korusun, Allah korusun... En büyük korkum o. Yeni parçalarım hazır. Türkiye’de 4 yıl önce çıktı Şımarık, bundan iki yıl önce dünyada patladı, hala çağırıyorlar Şımarığı söyle diye.
D.A : Bu şarkılar da Sezen Aksu’nun zaten, yani başarının yarısı onun, ama hiç Sezen’in adı geçmiyor.
T : Yo, çok geçti. Ben her fırsatta dile getirdim. Bundan bir önceki albüm kendini tamamladı bence. O albüm beni ben yapan şarkılardan oluşuyor belki ama yeni albümden Kuzu Kuzu var, bir iki hafta sonra piyasaya çıkacak. 45-50 senfonik kemanla başlayan, üstüne Arap vurmalılarının girdiği çok hoş bir sentez. Sözü, bestesi bana ait, o yüzden çok büyük heyecan ve tedirginlik hissediyorum. Yeni albümde 12 şarkı var, single çıkacak önce, sadece bir an önce dinleyicime ulaştırmak istiyorum. Şarkımı, özel bir tanıtım düşünmüyorum, video klibi çekilecek. Şımarık ve Şıdım’ı yanlış anlamayın küçümsediğimden değil ama onlardan farklı, daha romantik, daha anti-maço bir Tarkan geliyor, yakalarsam muck değil de , bu defa "kuzu kuzu" geldim dilediğince kapandım dizlerine, bu kez gururumu ateşe verdim yaktın da geldim" diyorum.
"AŞK İÇİN KÖPEK OLURUM."
D.A : Peki sen hangi Tarkan’a daha çok uyuyorsun, yakalarsan muck mu....
T : Ben köpek olurum aşk için. Kuzu kuzu, köpeği olurum aşkımın, kalbimin yani, dolayısıyla yakalarsam derken de yine aynı Tarkan’dım. Ama başkasının yazdığı bir şarkıydı o, ben yorumcuydum.
D.A : Kaç kere aşık oldun?
T : Belki de hiç olmadım, bilmiyorum.
D.A : En çok sevdiğin kadında bulduğun aşkı biraz tarif etsene, şu anda biri geldi aklına herhalde, sormayacağım, nasıl olsa söylemezsin.
T : Tanımazsın da zaten, lise zamanlarında öyle bir aşk hatırlıyorum, sonraki aşklarım hep beklentiye dayalıymış, onu yeni anlıyorum, kaçışmış, korkularımmış. Bir kadının kanatları altına sığınmakmış belki de , bilmiyorum.
D.A : Ne anlıyorsun aşktan?
T : Teslimiyeti anlıyorum.
D.A : Karşılıklı teslimiyet mi?
T : Evet, beklentisizlik anlıyorum, bir o kadar da kalpten bağlılık anlıyorum, Bütünleşme anlıyorum, güç hakimiyeti, güç savaşı yerine tamamlamalı erkek kadın birbirini, dolayısıyla eşit benim gözümde. Tüm zayıflıkların paylaşılmasını anlıyorum, aşkta kompleksti, kapristi, kıskançlıktı bunları tanımıyorum.
D.A : Sadakat?
T : Sadakat , zor. Keşke, keşke... Ben sadık biriyim, onu biliyorum, sevdim mi, çok eşliliğe de inanmıyorum.
D.A : Gerçekten mi, oysa erkeklerin çoğu pek sadık kalamıyorlar, kendilerine hak görüyorlar bunu, o an aşık bile olsalar.
T : Yoo, ben değilim, sizi dinledim de daha önce televizyonlarda kızarken, kadın haklı dedim. Biz erkekler rezil yaratıklarız yani. Yalnız bekar olduğumda çok eşlilik olabilir, doğru kişiyi arayıştır, kadını tanımaktır belki. Ama ilişkilerimde aldattığımı da hatırlamıyorum.
D.A : En uzun ilişkin ne kadar sürdü?
T : Elif Dağdeviren’le en uzun ilişkim, 2,5 ya da 3 yıla yakın, sonra olamadı, kimseyi üzmek istemem ama yaşadığım ilişkiler biraz üzdü beni galiba. Aşka inancımı yitirmedim ama belki kendime inancımı yitirdim biraz.
D.A : Yani düşlediğini mi bulamadın ilişkide ve karşıdaki kadında?
T : Hayır, kendimi hiç tanımamış olduğumu anladım, önce kendini tanımak lazım, ben kimim, ben ne istiyorum. Çaresizliklerimin, yalnızlıklarımın tuzağına düşmüşüm, bunların farkına vardım. Aşık sanmışım kendimi, korkmuşum yalnız olmaktan, yalnız uyumaktan, şimdi farklı hissediyorum kendimi, şu son bir kaç aydır özellikle.
D.A : Yok mu şimdi kimse hayatında?
T : Yok. Son sekiz aydır kimse yok, bir o kadar da ilk kez hayatımda o da yanlış anlaşılacak ama olabildiği kadar çok insanla tanıştım, yani her gün biri yok hayatımda ama... O zaman kadın tanıma şansım olmadı, şöhretin zorlukları, düşünün ben Elif’le beraberken 22 yaşındaydım, daha çocuktum. Aşkı nasıl tanıyabilirim ki o yaşta, hala tanımıyorum.
D.A : Sekiz aydır hiç hayatına kadın girmedi mi ?
T : Girdi ama aşk girmedi.
D.A : Senin gibilerin durumu çok acayibime gidiyor Tarkan. Amerikan filmlerinde falan görüyoruz, ünlü erkeklerin kapısının önünde kızlar bekliyor, onunla yatmaya hazır... Bu genç bir erkek için nasıl bir şeydir, istediğin an onlarla yatabilirsin. Bu insanın kişiliğine ne yapar, şimdi kapıya çıksan beş tane, bara gitsen on tane...
T : Evet, ters tepiyor bir anda, en son geldiğimden beri Türkiye’de birkaç kez özel partilere katıldım ve oturduğum yerde sırayla tanımadığım kadınların kendilerini tanıştırdıklarına ve seks talep ettiklerine şahit oldum, bir anda benim değer yargılarım alt üst oldu, Türkiye’de oluyor bu. Dolaylı dile getiriyorlar belki ama anlaşıyor zaten.